MATRİX 4: İKİNCİ BAHAR

Trinity: Bedenimden olan bir parçadan 20 yıldır ayrı yaşadım Neo, neden bu kadar geç kaldın?

Neo: Bunu basit birkaç cümleyle anlatamam Trinity!

Aradan 20 yıl geçti ve biz 22 Aralık’ta yeni bir macera ile Neo ve Trinity ikilisini heyecan içerisinde beyaz perdede seyrettik. Geçen haftaki yazımızda Matrix serisinin hikâyesini anlatmıştık. Bu yazının mahiyetini daha iyi anlamak için geçen haftaki yazıyı okumayanların okumasını tavsiye ederim.

Matrix 3 serisinde Neo makinelerle antlaşma yapmış, insanlığın ve de makinelerin ortak düşmanı ajan Smith’i yenmişti. Barışı sağlamayı başarmıştı. Bu barış aynı zamanda Neo’nun ve Trinity’nin canlarına da mal olmuştu. Bu son savaşı gören psikanalitik ismi verilen yeni bir yapay zekâ, Neo ve Trinitiy’i yeniden diriltir ve Matrix’e hapseder. Matrix 4’de Neo ve Trinity’i birbirini tanımayan iki yabancı olarak Matrix’in içinde görüyoruz. Neo çevresi farklı kimliklerle çevrili ajanlarla dolu bir bilgisayar programcısı olarak hayatını yaşarken, Trinity motor sevgisi hiç bitmemiş mütevazı bir aile annesi olarak hayatını devam ettirmektedir. Ta ki Neo’nun yedekte tuttuğu modülden (Neo’nun ilk odası) Morfeus’un Neo’yla irtibata geçmesine kadar. Neo bu buluşma ile yeniden kendini bulur ve artık hem makinelerin hem insanların ortak düşmanı yeni bir yapay zekâya karşı mücadeleye girişir. İnsanlığın ve yapay zekânın üzerine kurgulu bu bölüm hakkında bu çerçevede söylenebilecek çok şey var lakin bununla beraber daha insani hissiyatlara da yer vermek istiyorum.

Geçmiş üç bölümde de bu bölümde de Neo’yu motive eden şey Trinity’e olan aşkı. 2000’li yıllarda genç olan bizler o sevgi ile dünyayı kurtaran Neo’yu ayakta alkışlarken bu bölümde 20 yıl sonra sevgi/li/sine sahip çıkma yiğitliğini ayakta alkışlıyoruz. Bu bölümde Neo ve Trinity’nin geçmiş serilerde olan aşklarını hatırlatan bölümler seyrettirildiğinde, bizler de kaybolup giden kendi aşklarımızı hatırlıyorduk. Neo’nun Trinity’e kavuşması onlar için 20 yıl sonra İkinci Bahar’ı yaşamaları idi. Bizler de oturduğumuz koltuklarda bu baharı yaşıyorduk. Neticede matrix’deydik ve baharımız da sanaldı. Yine de 20 yıl sonra bize gençliğimizi ve sevdalarımızı hatırlattıkları için Lana Wachowski başta olmak üzere tüm ekibi tebrik ediyorum. İyi bir iş çıkartmışlar. Filmin devamının geleceğine dair arada aldığımız mesajlar da bizleri sevindirdi.

Filmin ilk serilerinde seyrettiğimiz bazı teknolojik gelişmeler bize abartı geliyordu. Ama bugün onların imkânsız olmadığını anlıyoruz. Bu bölümde de bize verilen bir mesaj vardı. Mekân farklı olsa da aynı anda iki yerde olma ihtimali. Zaman içerisinde zaman mekân içerisinde mekân oluşturma. Derin mevzular, şimdilik bu burada kalsın.

Gençliğimize selam ederek, ne olursa olsun kendi içinizde güzel duygularla kalmanız temennisiyle…

İdris SAİD