Kahraman TV
2021-12-25 12:50:43

MATRİX 1-2-3

İdris SAİD

hasan.ciftcioglu@outlook.com 25 Aralık 2021, 12:50

İkinci dünya savaşında Almanya Enigma isimli bir cihaz icat eder ve bu cihazla şifreli olarak tüm birimlerine talimat gönderip işgalde bulunduğu Avrupa’da saldırılar gerçekleştirir. İngiltere bu şifreleri çözmek için bir takım oluşturur ve bu takımın başında Alan Turing isimli bir matematikçi vardır. Alan Turing ve ekibi adına “christopher” dedikleri şifre kırıcı makineyi icat ettiklerinde dünyayı başka bir yere taşıdıklarının belki de farkında değillerdi. İcat ettikleri bu makine en basit tabirle bilgisayarın doğuşu idi. İlerleyen zamanlarda insanoğlu adına bilgisayar dediği bu makine ile makinelerin dünyasını kuracak ve makinelere kendi kendini yönetebilme kabiliyetini öğretecekti. Bunun adına da yapay zekâ diyecekti. Bir bakıma karada ve denizde kendi elleriyle yaptıkları bu icatlar ile insanoğlu kendi sonunu hazırlayacaktı. İşte Matrix’in hikayesi buradan itibaren başlıyor.

Tarihin malum olmadığı bir zaman diliminde, insanlık kendi eliyle icat ve imal ettiği yapay zekânın saldırısına uğrar. İnsanoğlu yapay zekâyı Afrika’nın ortasına sürgün ederek onları cezalandırır. Hikâye bu ya: Yapay zekâ kendini ziyadesiyle geliştirir ve İnsanoğluna rakip olacak bilinç ve bilişim seviyesine yükselir. Yapay zekâ karşısında güç yitirmeye başlayan insanoğlu, yapay zekânın güç kaynağı olan güneşi ortadan kaldırmak için bir bomba kullanır ve artık dünya karanlığa boğulur. Güç kaynağı sona eren yapay zekâ, insan bedeninin enerjisini güç kaynağı olarak kullanabileceğini keşfeder ve insanları ana rahmi gibi haznelerde hapsederek onların enerjisinden istifade(sömürür) eder. Haznede yatan insanlara da sanal bir dünya kurmak suretiyle onları hayali bir hayatta yaşatmaya devam eder. İşte bu hayali(sanal) hayatın adı: Matrix’dir. Yapay zekânın elinden kurtulan insanlardan bazıları insanlığın kurtuluşu için mücadele eder ve Matrix’de mahkûm olan insanları kurtarmaya çalışır. Elbette yine bir kurtarıcı hikâyesi Matrix’de de karşımıza çıkar. Matrix filminde bu kurtarıcı Neo(Keanu REEVES) lakaplı Anderson isminde bir hacker’dir. Bu hacker bilinç düzeyine çıkıp: aslında bir makineye bağlı olarak yaşadığını anlayınca artık insanlığın kurtuluşu daha da yakınlaşacaktır.

Matrix filmi milenyuma girerken 3 serilik bir sinema filmi olarak bizlere merhaba demişti. 1999 yılında henüz bilişim kavramı ve hayatımıza tatbiki yok denecek kadar azdı. Bu sebeple filim bugünkü kadar rahat anlaşılamıyordu. Zira bir oyun dünyasının içinde yaşamak yoktu hayatımızda.(Misal:Çernobil of Shadow, Call of Duty veya Pubg) Fakat filmin görselleri ve aksiyon sahneleri öylesine üst düzeyde idi ki: hayranlığımız kat be kat artıyordu her yeni seride. Sokaklarda uzun paltolu dar çerçeve gözlüklü bir çok genci görmek artık sıradanlaşmıştı. Çünkü Neo her gencin olmak istediği cesaret, özgüven, dövüş sanatı ve hakikati anlama becerisine sahipti. Tabi bir de Trinity’e. Sadece işin sanat bölümünde olan kitlenin dışında ise bir de filmin felsefesi ile alakadar olan filozof taifesi vardı. Platon’un mağara benzetmesinden İbn-i Arabi’nin aşkınlığına, Heraklitos’un değişiminden Decartes’in kötü cin teorisine kadar her bir filozof ve düşünürün “ Varlığın Hakikatine” dair beyan ve iddia ettikleri fikirleri tekrar gündeme getirdiler. Uzun tartışmalar yaptılar. Nihayetinde yine kocaman bir “HİÇ” elde ettiler.

Aradan geçen 18 yıl sonra Matrix(4) Resurrections(dirilişler) olarak yine beyaz perdede karşımızda. 22 Aralık’ta gösterime giren film hastalarının büyük merakı ile arzı endam etti. Bir sonraki yazıda Matrix 4 ile karşınızda olmak temennisiyle tabii(doğal) olan hayatta kalınız….

İdris SAİD

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.