Kahraman TV
2020-11-29 18:59:36

İnsanlığın Aynası Sinema!

İdris SAİD

hasan.ciftcioglu@outlook.com 29 Kasım 2020, 18:59

Merhaba kıymetli okuyucular. Kalemimizin mürekkebi elverdiği ölçüd0,e bundan sonra sizlerle sinema sanatı üzerine sohbet tadında Kahraman TV'de buluşacağız.

Her hafta bir film hakkında müspet-menfi anlamda acizane görüşlerimi bu sayfada sizlerle paylaşacağım. Bu yazı ilk buluşmamız olması hasebiyle sinema sanatının tarihi hakkında malumat edinerek yolumuza devam edelim istiyorum.

Sinema tarihi ortak bir görüş olarak 19. Yüzyılın sonlarına doğru Paris'te Lumiere kardeşlerin çabası sonucu ortaya çıkmıştır.

Lumiere kardeşlerin çektiği ilk film, gara gelen bir trenin kayıtlarıydı. Daha sonra ikinci film olarak Lumiere kardeşler, babalarının fabrikasından çıkan işçilerin görüntülerini kayıt altına almışlardı. Yapılan bu iki kaydı sinematografi ile Paris'teki grand kafede -ücreti mukabilinde- halka seyrettirmişlerdi.

Her ne kadar sinemayı Lumiere kardeşler icat etmiş olsa da; Fransız müteşebbislerinden Charles Pate sinema endüstrisini kuran ilk kişidir. Pate, filmlerine New York'tan Tokyo'ya tüm dünya satmıştır.

Film endüstrisinin iktisadi ve sosyal etkisini fark eden Amerikalı müteşebbisler sinema endüstrisine adeta el koymuştur.

Sinemanın iktisadi siyasi sosyo-kültürel açıdan bugünlere gelişi de Amerikan sinema endüstrisinin eliyle olmuştur.

Kısa ve öz olarak, teknik anlamda sinema tarihi hakkında bu sohbetimizden sonra "neden sinemaya ihtiyaç duyulmuştur?" sorusuyla sinemanın sosyo-psikolojisi hakkında birkaç fikir sarf etmek istiyorum.

İnsanlık tarihinin başlangıcı ile birlikte insanoğlu, gerek insanın gerekse tabiattaki her varlığın hayat serüvenini ebedileştirmek istemiştir. Bugün itibariyle ortaya çıkarılan en eski insanoğlu eseri:

Şanlıurfadaki milattan önce 12 binli yıllara dayandırılan Göbeklitepe'dir. Tonluk kayalar üzerinde, farklı mevki ve tarihlerden kalan mağaralarda (Altamira v.b.) farklı hikayeleri anlatan resimleri görüyoruz. Bu eserler insanoğlunun ebedi kalma, tarihe damgasını vurma, kendinden sonra gelen nesle kültürel mirasını aktarma isteğini anlatmaktadır.

İlkel çağlardan bugüne kadar gelen bu arzunun tezahürünü 20. Yüzyılın başlarından itibaren sinema üstlenmiştir. (gelişen farklı teknolojileri de hesaba katıyoruz elbette sanal gerçeklik gibi)

Sinemanın sadece yukarıdaki isteklerle yetinmeyip daha büyük amaçlara hizmet edeceğini keşfeden insanoğlu oğlu artık sinemayı; hatıraları canlı muhafaza etme, insanları yönlendirme, eğitme, topluluklar üzerinde tahakküm kurma ve benzeri amaçlarla da kullanmaya başlamışlardır. Önümüzdeki haftalarda üzerinde mütalaada bulunacağımız filmlerde bu hususlara sıkça yer vereceğiz.

Saygıdeğer okuyucularım haftaya ilk sinema filmi mütalaasında görüşünceye dek sağlıcakla ve gönlünüzce kalın.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.