Kahraman TV
2022-04-05 19:43:01

‘ÜSLUBUN KİMLİĞİN,DURUŞUN ASİLLİĞİNDİR’

Elmas APAYDIN

hasan.ciftcioglu@outlook.com 05 Nisan 2022, 19:43

Geçenlerde okuduğum ve çok beğendiğim bir cümle oldu kendileri. Ne yazıkki çoğumuz bunu tersten anlıyor ve karşımızdaki kişilerin üslubunu kendi kimliğimiz sanmamızdan dolayı kırgınlık, içerleme ve üzüntü hissediyoruz.

Birileri size haksızlık yapmış, hoş olmayacak şekilde davranmış, kırıcı sözler söylemiş olabilir. Bu tutum karşısında kendinizi kötü hissetmenizin en önemli sebebi; kişilerin davranışlarının sizin değerinizi belirlediğine inanmanızdan kaynaklanır. Halbuki onların takındığı hoş olmayan tutum, onların kimliğini ve kalitesini belirler. (Burada, uğradığınız haksızlıkları normalleştirmek istemiyorum. Ya da önemsediğiniz insanların sizin onlara yakıştıramadığınız şekilde davranmaları karşısında yaşadığınız hayal kırıklığı da ‘beklentili olmanın’ getirdiği bir duygudur ve farklı bir konudur. Benim dikkat çekmek istediğim şey; değerinizi olayların belirlemesine izin vermeme konusu. ‘Yo ben böyle bir şeye inanmıyorum.’ diyor ama kişiler ve olaylar karşısında kendinizi iyi ya da kötü hissediyorsanız, bilinçaltınız bu inancı taşıyor demektir. Uğradığınız haksızlıklar karşısında kendinizi kötü hissetmek zorunda değilsiniz. Tepkinizi uygun bir şekilde elbette belirtin. Ama değerini olayların ve kişilerin belirlediği inancını taşıyan biriyseniz muhtemelen tepkinizin arkasındaki itici duygu kırgınlık, kızgınlık ve öfke olacaktır. Bu da büyük olasılıkla yapıcı değil yıkıcı bir tepki olacaktır.)

İşin içine biraz espiri katarak bir örnek vereyim: Bunu tıpkı dış borcu boyunu aşmış ve üretim yapmayan bir ülke olduğumuz için para birimimizin, büyük ekonomilere sahip ülkelerdeki olaylardan olumlu-olumsuz etkilenmesi gibi düşünün. Kendi kendine yeten bir ülke olsaydık, TL dış piyasadaki hareketlilikten bu kadar etkileniyor olmayacaktı. Özgüven sahibi, değerini dış etkenlere bağlamayan; sahip olduklarını, toplum içindeki statüsünü, mesleğini ‘özdeğer belirleyici değişkenler’ olarak görmeyen, dengede, merkezinde bir birey de dış olaylardan minimum düzeyde etkilenecektir. 

“Karşımıza çıkan herkes bizim aynamızdır. Yaşadığımız en can yakıcı olaylarda dahi bir hediye vardır. Bedenlenmeden önce böyle bir deneyim seçmişim. Önceki yaşamlarımda işlediğim günahların bedelini ödüyorum. Bu kod bana atalarımdan kalmış.” vb vb yaşam deneyimlerimizi farklı tezlerle savunan daha ruhsal bakış açıları başka bir yazının konusu olsun. Önce yüzeyi temizleyelim, sonra derine iner birlikte tartışırız.

Peki, teşhisi koyduk. Çözüm nedir?

Kendimizi olaylar ve kişiler karşısında kötü hissederken yakaladığımızda; kendinize ‘karşılaştığınız tutumun sizin değil, karşınızdakinin kimliği olduğunu’ hatırlatın. Olayların içindeyken, kötü hissetmenizin sebebinin yine size, altbilinçte yer etmiş inançlarınıza bağlı olduğunu hatırlamak ve içinde bulunduğunuz duygulara farkındalık getirmek en önemli adım. Başka bir adım da özgüven konusu üzerinde biraz çalışmak. Bir duruşu olmalı insanın yere hiç bakmamalı .Asil bir duruş bu ben kendime güveniyorum,kimse beni yıkamaz duruşu.Bu da Kimliğimizle bütünleştiğimiz zaman ortaya çıkacaktır.Yeni bakış açıları kazanmak için bu konu üzerine araştırma yapmak, okumak. (Hatta hemen Saim Koç & Nil Gün - Özsaygı kitabını önerebilirim Sizlere. ) İnsanlara gerçekten size davranılmasını istediğiniz şekilde davranmak. Vicdan terazisini aktif olarak kullanmak. Bir eylemde bulunmadan önce; ‘bunu neden yapmak istiyorum?’ sorusunu sorup, ardındaki dürtünün öfke, intikam, ödeşme, kırgınlık, savunma olmamasına dikkat etmek. Bir şey yapmadan önce, ‘Kendine değer veren, özgüven sahibi bir birey bunu söyler miydi-yapar mıydı?’ ‘Karşımdaki benzer durumda aynı şekilde davransa ne düşünürüm?’ diye sormak ve samimiyetle cevap vermek. Kısaca öz-araştırma-eleştirme yapmak. Bu, kendimizle olan ilişkimizi derinleştireceği için özsaygının da pekişmesi için uygun ortam sağlayacaktır.

Bu liste çok uzar... Sanırım şu an için iyi bir başlangıç noktası yaptık. Artık top sizde... 

Haksızlıklar karşısında bile, eylemlerinizin şefkat ve sevgi yüklü olması sizi kırılgan, ya da sömürülmeye açık yapmaz. Sınırlarınızı sevecen ve şefkatli bir tutum içinde kalarak da çizebilirsiniz. Tabi illa bir sınır çizilmesi gerekiyorsa
Hatırlayın, ‘üslubunuz kimliğinizdir,.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.