Kahraman TV
2022-01-09 16:59:41

HİÇ!

Gökben Nur Kireçci

hasan.ciftcioglu@outlook.com 09 Ocak 2022, 16:59

‘’ Şems, öğrencisi ve ilham verdiği Mevlana Celalettin Rumi’nin evine gider ve ev sahibinin ikramını gördükten sonra ona sorar:

– Benim için şarap hazırladın mı?

Mevlana hayret içerisinde sorar:

– Sen şarap içiyorsun, öyle mi?

Şems cevap verir:

– Evet.

Mevlana:

– Bunu bilmiyordum.

– Madem öğrendin, hadi bana şarap ikram et.

– Bu gece vakti şarabı nereden bulabilirim?

– Hizmetçilerinden birine söyle gidip alsın.

– Bu iş yüzünden Allah’ın karşısında şeref ve haysiyetim beş paralık olur.

– O zaman, git kendin al.

– Bu şehirde beni herkes tanır. Ecnebi mahallesine gidip nasıl şarap alabilirim ki?

– Eğer bana saygın varsa benim rahatım için bunu yapmalısın. Çünkü ben geceleri şarapsız ne yemek yiyebilir, ne konuşabilir, ne de uyuyabilirim.

Mevlana, Şems’e olan saygısından ötürü cübbesini omzuna atar, koltuğunun altına büyük bir şişe saklar ve ecnebi mahallesine doğru yola düşer.

Oraya varıncaya kadar kimse onun ecnebi mahallesine gittiğini düşünmez ama ulaştığında insanlar hayret içinde onu takip etmeye başlarlar ve Mevlana’nın bir meyhaneye girdiğini, bir şişe şarap aldığını ve onu sakladıktan sonra dışarı çıktığını görürler.

Henüz ecnebi mahallesinin dışına çıkmadan mahalle sakinlerinden Müslüman bir grup onu izlemeye başlar ve sayıları an be an çoğalır ta ki Mevlana’nın, imamı olduğu herkesin arkasında namaz kıldığı caminin önüne gelinceye kadar.

Hal böyle iken kalabalığın içinde bulunan Mevlana’nın rakiplerinden birisi:

– Ey millet! Her gün arkasında durup namaz kıldığınız Şeyh Celaleddin ecnebi mahallesine gidip şarap aldı…

Diye bağırdıktan sonra Mevlana’nın cübbesini çekip atar.

Milletin gözü şişededir.

Adam devam eder:

– Mümin olduğunu iddia eden, sizin inandığınız bu münafık şimdi şarap almış ve kendi evine götürüyor.

Sonra Celalettin-i Rumi’nin yüzüne tükürür.

Ve başına öyle bir vurur ki Mevlana’nın sarığı açılır ve boynuna dolanır.

Halk, bu sahneyi gördüğünde özellikle de Mevlana’nın sessizliği karşısında kesin olarak Mevlana’nın sahte takva elbisesi altında onları bir ömür boyu kandırmış oldukları kanaatine varır.

Sonuç olarak ona saldırmak için hazırlanırlar ve hatta öldürmeye niyetlenirler.

İşte tam o anda Şems birdenbire orada belirir ve haykırır:

– Ey hayâsız insanlar, dini bütün bir insanı şarap içme töhmeti altında bırakmaya hiç utanmıyor musunuz? Gördüğünüz bu şişenin içinde sirke var. Zira her gün yemeğinde kullanıyor.

Mevlana’nın rakibi bağırır:

– Bu sirke değil, şarap.

Şems şişenin ağzını açar ve Mevlana’nın rakibi de dâhil olmak üzere oradaki herkesin avuçlarına, şişenin içindeki sıvıdan biraz döker.

Mevlana’nın rakibi başını döverek Mevlana’nın ayaklarına kapanır ve halk da Mevlana’nın elini öpüp dağılır.

Sonra, Mevlana Şems’e sorar:

– Bu akşam beni niçin böyle bir facianın içine sürükledin ve rezil rüsva olmama izin verdin?

Şems der ki:

– UĞRUNA GURURLANDIĞIN ŞEYLERİN SERAPTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY OLMADIĞINI ANLAMAN İÇİN.

Sen bir avuç sıradan insanın saygısının senin için ebedi bir sermaye olduğunu düşünüyordun ama gördün ki bir şişe şarap aldatmacasıyla hepsi yok olup gitti. Senin suratına tükürdüler, başına vurdular ve hatta seni neredeyse öldürüyorlardı. Senin sermayen işte bu kadardı ve bu gece bir anda nasıl yok olduğunu gördün. O halde öyle bir şeye tutun ki zamanın geçmesi ve olayların değişmesiyle yok olmasın.

Dünya bir HİÇ…

Ehlî dünya bir HİÇ…

Ey HİÇ! Birleşme HİÇ’ le bir HİÇ için…

Ölümden sonra geriye ne kalır, bilir misin?

Aşk’tır, Muhabbet’tir

Gerisi tamamen HİÇ"

Bu kıssa aslında öyle güzel anlatmış ki, kendimizin olduğumuzdan farklı algılanması, tamamen diğerlerinin bakış açısıyla alakalı.

Bizlerin yanında, kendimize yaptıklarımızı, sığındıklarımızı, sadece seraptan oluşan yanılsamalarımızı gösterebilecek bir can dost her zaman olmayabilir. O zaman, iş başa düşüyor.

Bir bakın bakalım etrafınıza, uğruna harcadığınız hayatlar, kim için? Ne için? Hangi inanmışlıklar, hangi algılamalar üzerine sizlere lütfedilen bir hayatı yok saydınız?

Unutmayalım ki, bizlere bir sermaye verildi. Ve bizler bu sermayeyi sadece bizleri kendilerince görmek isteyen insanlar için yiyip bitirdik. Onların bizleri olmamızı istedikleri yerde görmelerine izin verdik. Doğru davrandığımız çoğu konularda dahi kendimizi onların inisiyatifine biz bıraktık.

Diğer insanlar, kendilerince yeri geldiğinde bizleri baş tacı ettiler de yine yerince kendileri istedikleri yere oturttular. Bunun müsebbibi ise tamamen bizleriz. Onlara bu hakkı biz verdik.

Yaptığımız işlerden gururlanırken, aslında bu gururun sadece bir algılama olduğunu ve bu dünyanın aslında bir ‘hiç’ olduğunu unutmadan, diğer insanların eksenlerinden çıkarak yolumuza tamamen ‘ben’ olarak devam ettiğimizde, kimseden onay beklemeden, kendi doğrularımızla, sadece kendimizle gurur duyup, yaptığımız işlerin güzelliğini doyasıya yaşarsak işte o zaman kendi değerimize ve kendimize sahip çıkmış oluruz ‘’Ölümden sonra geriye kalan sadece aşktır, muhabbettir.’’

Gerisi ise kocaman bir ‘’hiç’’

Öyle bir şeye tutunabilelim ki olayların değişmesiyle, anlık algılamalarla ya da etiketlemeyle yok olmasın.

Kendimize, diğer insanların gözüyle, onların bizlere biçtiği değer yargısıyla bakmamayı kolaylıklarla öğrenebilmemiz dileğiyle…

Yorumlar (10)

Dilek D. 2 Yıl Önce

Yine mükemmel bir yazı yüreğimize dokunan...

Hüseyin D. 2 Yıl Önce

Müthiş yazı

Zeynep 2 Yıl Önce

Net ve harika anlatim icin tesekkurler Gokben hanim ,

Yasemin Görgel 2 Yıl Önce

Yeşim 2 Yıl Önce

Gerçekten insanın kendine pay çıkarması gereken güzel bir yazı olmuş . Tebrikler

Zeynep K. 2 Yıl Önce

“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir HİÇ ol.” Hiçlik konusunda en ünlü kişi kuşkusuz Mevlan’dır. Gökben hanım sizde çok güzel bi konuyu kaleme almışınız teşekkür ederim.

Fulya Kurban 2 Yıl Önce

Hiçlik makamına erişmek niyetiyle… Gerçekten çok güzel bir yazı. Teşekkür ederiz

Pakize B. 2 Yıl Önce

Çok doğru tespit

Ümit S. 2 Yıl Önce

Gönlü güzel arkadasim her insan bir Umman hiçlik makamında insanin tüm yetenekleri inkişaf ediyor ne mutlu her şeyden sıyrilabilene kattığın farkındalık çok muazzam teşekkürler

Gönül Polat Kızılay 2 Yıl Önce

Bu herşeyin içindeki HİÇ ve HİÇ in içindeki herşeyi, tutunduğumuz HİÇ leri ve Aşk ve muhabbetin herşeyi hiçe çevirdiğini, güzel yorumunuzdan okumak ne güzel. Kaleminize sağlık

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.