Kahraman TV
2022-01-01 20:07:34

2022 GELMİŞ! HOŞ GELİŞLER OLA

Gökben Nur Kireçci

hasan.ciftcioglu@outlook.com 01 Ocak 2022, 20:07

2022 yılının ilk gününden hepinize, kocaman bir merhaba.

Madem bugüne denk geldi yazım, şöyle bir gündeme bakayım dedim. Ki pek tarzım değildir, açıkçası gördüklerim hiç iç açıcı gelmedi bana. Bazı haberler trajikomik bazıları ise yasalarla korunurken hemen bir tarafında bir açıklık. Neyse dedim açtığın hızla kapatıver sayfaları. Malum, hani yeni yılın ilk günü, yeni umutlar, olabilecek güzelliklere kalkan kadehler, kutlamalar, coşmalar içinde karşılanan yeni yılda bakalım bakalım dedim de, dünya aynı dünya. Yanılmadığımı fark etmek üzücü.

Mesela, bir haberde gözüme çarpan, Pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğrayan minik Gülseren’in ‘’sokağa çıkmaktan korkuyorum’’ demesiyle diğer haberde yaptırımlardan korkanların Pitbull cinsi köpeklerini sokağa bırakıyor olmalarıydı.

Şehit ailesine başsağlığı haberinin hemen altında ‘’şehitlerimizin kanı yerde kalmadı, 5 terörist etkisiz hale getirildi’’ haberi, sevindiriciydi de, şehit kanımızın bir damlasının dahi karşılığı olabilir miydi?

Yılbaşına güven içinde girebilmemiz için karadan, havadan ve denizden yapılan denetimlerde çok sayıda güvenlik güçlerinin görev aldığı ve yine çok sayıda suçlunun ‘’güven huzur’’ uygulamasıyla yakalandığı haberi peş peşeydi. O zaman bu güven huzur uygulamasını sık tekrarlasak mı acaba?

Ülkemizdeki işsizlik oranları belirtilirken, sağlık sektörüne kaç sözleşmeli personel alınacağı, devlet gözetiminde büyütülen kaç gence istihdam sağlandığı haberi, evet yine peş peşe.

İnsanlığın eğitilmeye çalışılmasıyla başlayan, yıllar yıllar öncesinden beri meslek olan öğretmenliğin, ‘’meslek kanunu yönetmeliğinin’’ meclise yeni sunulmuş olması da hoş bir haberdi… En azından gülümsetti beni. Fakat içeriğine bakınca sukutuhayale uğramak diye bir şey vardır ya işte tam o noktadayım. Hazırlanan taslakta, bir öğretmenin atanabilmesi için, denkliği olan bölümler bir de pedagojik formasyon zorunluluğu dikkatimi çekti de ataması yapılacakların ‘’öğretmenlik mesleği için herhangi bir psikolojik yeterlilikleri’’ olup olmadığının tespiti için bir madde benim gözüme çarpmadı. Umarım ben orayı atlamış olayım.

Ki, bir öğretmenin küçücük bir çocuğu darp etme görüntülerinin ardından, o öğretmenin sadece görevden alınmış olması yeterli miydi? Tartışılır. O küçücük çocuğun, o çocuğun ailesinin, bu görüntüleri izleyen insanların hissetmiş olduklarına karşın, evet, görevden alınmış sadece görevden alınmış. Olay artık hukuki süreçte.

Akademik başarıların, bilmem hangi sınavdan hangi en yüksek puanı alanların özenle seçildiği birçok meslek grubu içerisinde ‘’öğretmenlik’’ bir kere kutsal bir meslektir. Bu kutsiyet içerisinde tam anlamıyla özveriyle ve sevgiyle yapabilecek olan insanları seçebilmek çok da zor olmasa gerek. İşte, akademik başarılarla atanan birisinin uyguladığı şiddet gözler önündeydi.

Yine siyasi parti atışmaları, yine ekonomik durumla ilgili açıklamalar, yine yapılan zamlar, sınırlarımızdaki hareket…

Artan vaka sayılarından, bilmem kaçıncı mutasyondan bahsetmek dahi istemiyorum. Riskin arttığı bir dönemdeymişiz. Allah insanlığın sonunu hayretsin.

 E ben de bunları yazıyorsam, kırk yılda bir gündeme bakıp da karalar bağlamanın eşiğine geldiysem ne yapmalı ne etmeli?

Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli demeyeceğim tabii ki.

Kanun yapıcılar da sizler gibi benim gibi insan. Tam anlamıyla yapılsa ya bunlar, madem yaptırımdan hoşlanan bir topluluk var. E onlara göre oluşturulsa ya. Layıkıyla. İnsanlar kendilerini kontrol edemiyorlarsa bir kontrol mercii olmak durumunda nasılsa.

İNSANA İNSANCA YAŞAMA HAKKI VERİLMELİ!

Ne demiştim? Yeni yılın ilk gününde ‘’dünya aynı dünya’’ imiş. Dünya değildi aslında söylemek istediğim. İnsanlar, insanlarımız yani bizler, bizim kurtuluşumuz bizlerin elinde, hayata bakış açımızda.

Şiddet gördük diye şiddet uygulamak zorunda değiliz, travmalı bir çocukluk geçirdik diye ona sığınarak depresif yaşamak zorunda hiç değiliz. Etrafımızda oluşan durumlardan karamsarlık üretmemeliyiz, çözüm bulabilir miyiz? Buna odaklanmalıyız. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın denildiği için yılanlar kıvrım kıvrım dolanıyor her yanda.

Yüzde 90’ı Müslüman olan bir toplumda yaşıyoruz. Müslümanlık teriminin birçok açıklamasının yanında kök anlamı olan ‘’barış, esenlik, huzur, ayıp ve noksanlar’’ dikkate alınmayıp, sadece kendimiz için faydalı olacağını düşündüğümüz İslam’ın 5 şartını ifa etmek bizleri iyi bir Müslüman yapar mı?

Sen değiş Dünya değişsin…

Evet, yeni yılın ilk gününden hepinize barış, esenlik, huzur ve sağlık diliyorum.

Daha eğlenceli ve daha güzel yeni yıllarda görüşebilmek dileğiyle…

Yorumlar (3)

F.k. 2 Yıl Önce

Doğru söze ne denir

Fulya Kurban 2 Yıl Önce

Harika Tesbitler..

A.B 2 Yıl Önce

Çok güzel tespitler yapmış Gökben Hanım, feyz alınmalı

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.