Sosyal hayatın içerisinde yüzlerce hatta binlerce hayata tanık oluyor musunuz? Her dinlediğiniz hayattan bir parça geçiyor mu sizlere? Bazı günler bir cümle takılı kalır aklımda. O cümlenin bıraktığı his dolaşır durur ruhumda. İşte...
'Ben hırsız değilim.” Kimsesiz soğuk bir gecede böyle bir çığlık duyduğunuzu hayal edin… 'Ben hırsız değilim.” Bomboş sokaklarda, insanoğlunun gün geçtikçe kararan kalplerinden daha siyah bir gecede bu cümlenin avaz avaz...
'Pandora'nın kutusu” nedir? 'Pandora'nın kutusunu açtırma” ne demektir? Muhtemelen duyduğunuz bu hikâyenin nereden geldiğini biliyor musunuz? Pandora'nın kutusunda neler vardır, en alta ne saklanmıştır anımsıyor...
Nerde o eski karlar diyecek değilim, eski kışlardan eser yok da diyemem... Ne olduysa bize oldu, doğaya değil... Çocukluğumuzda, alarmsız kolayca uyandığımız bir sabahta; şehri bembeyaz gördüğümüzde, içimizi kaplayan enerji ve neşe nereye...
Takvimler 2022'yi gösterirken bizler bir kez daha zamanın hızına şaşırıyoruz. Tarih atmaya gelince parmaklarımız hala eskilerde kalıyor. Yorulduk, yıprandık son yıllarda, ekonomideki istikrarsızlık, artan hayat pahalılığı, bitmeyen...
Türk mitolojisinde Tuğrul kuşu, İranlılarda Simurg, bazı kaynaklarda Anka kuşu, batı kültüründe Phoenix… Parlak, uzun, güzel tüyleri ve dev cüssesiyle göklere hâkim, Kaf Dağı'nda yaşadığı söylenen kuş… Küllerinden yeniden...
10 Kasım... Türk'ün Ata'sının, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu gün... Ölümünün ardından seksen üç yıl geçse de; fikirleri hala bizimle. Başarı ve ilkelerine dünyanın hayran olduğu Mustafa...
"Berlin'de hakimler var." sözünü hiç duydunuz mu; çok güzel ve tarihi bir hikayesi vardır; şöyledir: Prusya Kralı II. Friedrich, Potsdam Ormanları'nda gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepenin ya- nındaki alçak bir tepe üstünde...
Aile konutu terimi; hukuk dünyamıza 2002'de girmiş bir kavramdır, kanunda tam tanımı yapılmamakla birlikte, eşlerin birlikte (varsa çocuklarıyla birlikte) daimi olarak oturdukları, acı-tatlı yaşam faaliyetlerini yürüttükleri evdir, Yargıtay...
'Manevi acının yanında fiziksel acının ne önemi var?” İnsanı derinden sarsan, düşündüren bir cümle değil mi? Son zamanlarda ülkemiz ve dünya gündeminde yaşananlar neticesinde böyle hissetmiyor muyuz? Ruhumuz acıyor, kalbimiz kanamıyor...
Yıllar öncesinin bir Ağustos ayında ilk kez telefonda konuşmuştum O'nunla. Sesinden belliydi çok acı çektiği, yılların O'nu yorduğu ve yine cümlelerinden belliydi kararlılığı. Anlattıklarının ağırlığı altında dinledikçe...
İçimizin cayır cayır yandığı bir hafta oldu. Ormanlarımız, cenneti andıran doğamız alev alev yok oldu. Binlerce canlının evi yok olurken sadece izleyebildi insanoğlu. Gökyüzü kıpkırmızı, deniz simsiyah… Duman soluyor en güzel kıyılarımız....
Kahramanmaraşlı şair Abdurrahim Karakoç yargıdaki yavaşlığı anlattığı şiirine işte böyle başlar: 'Gene tehir etme üç ay öteye” şeklinde seslenişi adliyenin uzayıp giden soğuk koridorunda yankılanır. Ancak ne duyan olur onu...
Dosyaların selamını getirdim sizlere...! Kimi zaman tozlu, çoğu zaman eski binlerce mahkeme dosyasının selamını getirdim... Bir trenin vagonu gibi daima dolan boşalan adliye asansörünün şahit olduğu fısıltıları anlatmaya geldim. Mahkemelerin...