Yıllar öncesinin bir Ağustos ayında ilk kez telefonda konuşmuştum O’nunla. Sesinden belliydi çok acı çektiği, yılların O’nu yorduğu ve yine cümlelerinden belliydi kararlılığı. Anlattıklarının ağırlığı altında dinledikçe eziliyor, üzülüyor, bir taraftan hızlı hızlı notlar alıyordum.
Onur kırıcı olayları ağlamadan anlatıyordu, derin acıları olduğu belliydi, ancak anladığıma göre ağlamayı bırakalı çok olmuştu, anladığıma göre onu sevmeyerek yüreğinde öldüreli yıllar olmuştu.Yaşadıklarını bir çırpıda anlatıyor, acı çekse de derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettiğini telefon konuşmamızda anlayabiliyordum. Görünüşü nasıldı, nasıl biriydi gözümde canlandırmaya çalışıyor, yıllara ve yaşananlara nasıl direndiğine hayret ediyordum.
O’nun yüzünü hiç görmemiş, hiç görüntülü konuşmamıştık süreci başlattığımızda, O’nu sadece boşanma avukat vekaletnamesindeki fotoğrafından, telefondaki sesinden ve bir de artık ortağı olduğum hayat hikayesinden tanıyordum. Anlattığına göre pırıl pırıl çocukları vardı. Saygılı, dürüst, çalışkan çocuklardı. Ve evde sürekli zina yapan, başkasından çocuğu olan, eşini döven ve eşine “Ben cinsel ihtiyaçlarımı başkasıyla karşılıyorum istersen sen de bir gün marketin çalışanını çağır onunla karşıla.” diyebilen bir adam...
Sonraları başka bir şehirde gördüm O’nu ilk kez, birtakım evraklar teslim ettim kendisine, zamanla iyileştiğini ve gençleştiğini cümlelerinden gözlemledim. Selam olsun O’na, cesaretine, dik duruşuna...
Emine NALÇACI
Selin 3 Yıl Önce
gerçekten her bir hayat farklı bir hikaye
Mehmet 3 Yıl Önce
Kaleminize sağlık. İnsanların dik durmasını her zaman teşvik etmeli