Kahraman TV
2021-07-28 19:36:32

“BU DAVA DEDEMDEN KALDI HAKİM BEĞ”

Emine NALÇACI

28 Temmuz 2021, 19:36

Kahramanmaraşlı şair Abdurrahim Karakoç yargıdaki yavaşlığı anlattığı şiirine işte böyle başlar: “Gene tehir etme üç ay öteye” şeklinde seslenişi adliyenin uzayıp giden soğuk koridorunda yankılanır. Ancak ne duyan olur onu ne de gören...

“Bu dava dedemden kaldı hakim beğ,

Otuz yıl da babam düştü ardına;

CANLAR YİTER DAVALAR BİTMEZ!

Siz sağolun o da öldü hakim beğ.” diye devam eder. Canlar yitip gider, davalar bitmez. İnsan ömrü bir dosyaya yetmez mi diye kara kara düşünür insan, o dosya yine bitmez. Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Parmağın sakağında düşünürsün.” bazen aklanmayı beklerken yıllar yılı, kimi zaman alacağına kavuşmayı, bazen de sadece adalet yerini bulsun bir nebze de olsa içi rahatlasın ister insan...

“Kırk yıl önce; yani babam ölünce,

Kadılıklar hakimliğe dönünce,

Mirasçılar tarla, takım bölünce,

İrezillik beni buldu hakim beğ” der Karakoç, adliyede adalet ararken rezilliğin koynuna düştüğünü haykırır. Rezillik bu ya insanın peşini yıllarca bırakmaz, oysa ne acıdır insanın kendi çözemediği bir durumda, baba diye sevdiği benimsediği devletinden yardım istemesi, ancak uzadıkça uzayan süreçte bir bataklığa saplandığını hissetmesi...

“Yaşım yetmişiki, usandım gel-git,

Bini geçti burda yediğim zılgıt;

Eğer diyeceksen ‘bana ne, öl git’;

Oğlumun bir oğlu oldu hakim beğ.” der kalmayan mecali ile Karakoç. Tersleyen memurlardan; kendisini tersleyen herkesten öyle çok yorulmuştur ki, ölüm gelir aklına...

Canına tak eder artık, kazanmamaya da razıdır; yeter ki bir netice çıksın ister. Zaten insanoğlunu kurt gibi kemiren belirsizlik değil midir, şöyle der Karakoç;

“Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,

Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?

Kazanmasam da hu, kazansam da hu!

Canım ta burnuma geldi hakim beğ.”

"HARCAMALAR BEL BÜKEN CİNSTEN"

Türkiye’de adalet ciddi masraf, bütçe gerektirir. Yargı harçları bel büken cinstendir. Fakirin ‘Adalet de mi zengine’ serzenişi duyulur bir köşede... ‘Adalet de parayla olur mu, oluyordu işte, yirmi birinci yüzyılda her şey gibi adalete erişim de ücretliydi işte’ der bir ses derinden... Yıllar öncesinde bu durumun zorluğunu yaşayan Karakoç:

“Keşife, meşife, damgaya, harca

Kanımız kurudu harca da harca...

Sayenizde avukatlar yıllarca

Fakiri yoldu da yoldu hakim beğ.” der demesine ama bozulan sistemin, işlemeyen çarkın, dönmeyen değirmenin faturasının avukatlarla ilgisi yoktur. Antik Yunan’dan itibaren kutsal savunma makamının yılmaz bekçisi kabul edilen, ancak günümüzde Yargının üvey evladı denen avukatlara bir de şairimiz yüklenmiştir. Dosyadaki harç ve masrafların avukatlarla hiçbir ilgisi olmadığı, avukatlara hiçbir katkı da sağlamadığı bilinmez, kabul edilmek istenmez... Yoksa günah keçisi olarak avukatı göstermek kolay mıdır... Bu toplum hep kolay olanı mı seçer?

“Mubaşir itekler, katip zavırlar;

Değişti bizde de göya devirler

Yüz yıl önce adam yiyen gavurlar,

Tapucuyu aya saldı hakim beğ.” dizeleriyle şiirine son veren Karakoç yargıdaki yavaşlığı, abartı ve mizahla, yöresel bir üslupla sunmuştur bizlere...

"YARGIDAKİ YAVAŞLIK İÇLER ACISI"

Değerli şair Abdurrahman Karakoç’un ilgili şiirini gülümseyerek okusak da; yargıdaki yavaşlık içler acısı... Adliyelerdeki hantallık, bitmeyen dosyalar, yılları aşan yargılamalar... Altı ay ileri atılan duruşmalar...Pul eksikliği sebebiyle üç yıl sonra üst Mahkemeden iade edilen dosyalar, hakim yokluğu sebebiyle iki yılda iki duruşma yapılan Mahkemeler... Yeterli personel olmadığı için takip edilemeyen dosyalar. Yıllarca soruşturma aşamasında kalan suç duyuruları... O kadar acı ve incitici ki tüm bunlar... Çok iyi bilirim davası olan bir vatandaşın her gün o dosyayla yatıp o dosyayla kalktığını, bir an olsun aklından çıkaramadığını... Çok iyi bilirim aklanmak için yıllarca uğraşan kalplerin atışını... Çok iyi bilirim emeğiyle para kazanan işçinin hak ve alacağına kavuşmasını dört gözle bekleyen çocuklarını... Çok iyi bilirim bir zulümden kurtulmak isteyen bir kadının boşanma davasının kesinleşmesini bekleyen gözlerini ve daha nicelerini...

"FATURA ADLİYE ÇALIŞANLARNA KESİLEMEZ"

Yargıdaki yavaşlığın tek bir sorumlusu yok, fatura hakimlere de adliye çalışanlarına da kesilemez. Dosya sayısının çokluğu, yeterli hakim ve personel olmayışı, sürekli değiştirilen sistemler ve daha nice sebep yargıdaki yavaşlığın nedeni. Yargıdaki yavaşlığın faturası herkese kesilebilir ancak avukatlara kesilmesi büyük bir haksızlık olur. Çünkü avukat için bir dosyasının bitmesi demek yıllardır emek verdiği dosyanın neticeye bağlanması, koşulları varsa avukatın bazı hak ve alacaklara kavuşması demektir. Unutmayın ki; birgün herkes savunulmaya muhtaç kalacak ve o gün avukatın değerini önemini anlayacaktır; kimse yanınızda olmadığında bile avukatınız yanınızda kalan tek kişi olacaktır. Dosyanın bitmesini en çok avukatlar ister, her biten dosyada kuş gibi hafiflemek bundandır.

Avukatım, avukatlık mesleğini severek yıllardır yapıyorum; keşke her dosya en fazla üç ayda sonuçlansa, İstinaf süreci yıllar almasa, Yargıtay’a giden dosya hemen gelse... Eminim çok daha verimli çalışır, ülkece adalete olan inanç ve güvenimiz bir nebze de olsa artar.

Orhan Gazi ne diyordu: “Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür.”

Yorumlar (9)

Erol Özkan 3 Yıl Önce

Öncelikle böyle güzel bir yazıyı bizlere sunmuş olduğunuz için teşekkürler. Gerçekten ülkemizdeki adet sistemi yavaş ancak vatandaşlarımız basit bir konuda bile dava açar oldu. Buda iş yükünü arttırdı. Buna birde itirazlar. Karar vericilerin yavaslığınıda eklersek davalar çok uzamakta. Ancak bunlar hep olumsuzluklar olumlu olanda duyduğum kadarı ile sizin almış olduğunuz davaların kısa zamanda neticelenmesi. İyi Aksamlar .

Murat 3 Yıl Önce

Çok güzel si

Mustafa DAĞLI 3 Yıl Önce

Çok güzel olmuş kaleminize sağlık… Abdurrahim Karakoç üstadın yorumlarıyla harmanlamak ayrı bir güzel olmuş… gerçekten de yargıda ki geç grlen adalet can sıkıcı boyutta halkı yıpratmış durumda… Umarım iyi olur

Ferahnaz ciğer 3 Yıl Önce

Canım benim ❤️ nasıl güzel bir konuya dokunmuşsun yaşım 53 dedemden kalma bir dava bizde de var babam vefat edeli 21 sene oldu babamdan kalan mallar davalı diye iki abim sağ olsunlar kendileri yiyorlar içiyorlar daha kendim 1 lira almış değilim ama kendiler çok güzel paralar alıyorlar bizde mahkeme hakim kararı davanın sonuçlanması bekle dur acaba bu hakimler bunu böyle uzattıkça kimler ne zarar görüyor biliyorlarmı ne kadar kul hakkı var biliyorlarmı öyle işte canım benim ❤️

Çilingir Ömer Oktar 3 Yıl Önce

Güzel Bi çalışma olmuş emeğinize saglık

İsa yıldız 3 Yıl Önce

Emeğinize sağlık güzel çalışma olmuş

İsa yıldız 3 Yıl Önce

Emeğinize sağlık güzel çalışma olmuş

HAMİT ÇAM 3 Yıl Önce

Emeğinize sağlık Daha iyi Çalışmalar nasip Olsun İnşallaah

HAMİT ÇAM 3 Yıl Önce

Emeğinize sağlık Daha iyi Çalışmalar nasip Olsun İnşallaah

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.