Ortada seçim yok ama büyük küçük bütün partilerde sanki seçim varmış gibi müthiş bir hareketlilik yaşanıyor. Bunun bir nedeni yeni sistemin yüzde 50 artı 1'i zorunlu kılmasıysa diğer nedeni de AK Parti'nin 19 yıldır iktidarda olmasına rağmen hâlâ toplumun en çok güvendiği, umut veren ve siyaset gündemini elinde tutan parti olmasıdır.
Bu da doğal olarak büyük küçük bütün partileri etkiliyor. Hatta yeni yeni partilerin kurulmasının önünü açıyor. Bu da siyasette yeni kırılmaları hızlandırıyor. Bu açıdan en kritik süreci anamuhalefet partisi CHP yaşıyor
CHP, AK Parti karşısında İP ile HDP'yi yan yana, SP ile DP gibi küçük partileri de kapsama alanında tutmaya çalışırken, kendi içindeki ayrılıkları durduramıyor. Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce yeni partilerle CHP'den ayrılıp giderken istifalar da devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise bu gidişi durdurmak için aylardır her yolu "mübah" gören bir çaba içinde. Önce İnce'nin gidişini itibarsızlaştırmak için "Saraya giden CHP'li" yalanıyla siyaseti dalgalandırdı. Sonra, "Yeni kurulacak partiler Saray'dan para alıyor" gibi kanıtlanmayan bir iddiayı ortaya attı.
Anavatan'ın durumu
Peki, bu iddiaların tersi söz konusu olabilir mi? Yani CHP, ittifak yaptığı, yanına almak istediği küçük partilere parasal destek verdi mi? Bu soruya CHP ve ilgili partilerin ne cevap vereceğini doğrusu merak ediyorum, ama önce yakın geçmişte yaşanan bir olay hatırlatalım. Şu sıralarda küçük partiler, "Ben de varım, beni de görün" diyebilmek için canhıraş çalışıyor.
Onlardan biri de rahmetli Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi... Bir zamanlar Türkiye'nin kaderini değiştiren o parti, şimdi ayakta kalma ve o çizgiyi yaşatma mücadelesi veriyor. Son 10 yılı bazen CHP'ye yakın durarak bazen de AK Parti'ye destek vererek geçirdi.
Bu süreçteki en kritik tercihini ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili 16 Nisan 2017'deki referandum öncesi yaşadı. O referandumda Özal'ın partisi Anavatan, "hayır" blokunda yer aldı.
TÜSİAD'dan CHP'ye destek
Hafta sonu Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi'yle partinin İstanbul İl Başkanlığı'nda buluşunca hem dünü hem de bugünü konuştuk. Kısa sohbette, Başkan Erdoğan'ın yeni anayasa önerisine sıcak baktığını, Türkiye'nin sivil yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Çelebi, son dönemde bir kez daha CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla buluştuğunu anlatırken, sözü 2017 referandumuna getirerek o süreçte yaşadığı ilginç bir olayı anlattı:
"O tarihte referanduma 'hayır' dediğimiz için Kemal Bey'le de bir araya geldik. Parti olarak mali gücümüzün yetersiz olduğunu, illeri dolaşmamız için bize destek olmalarını istedik. O da 'Bir hesap çıkartın, ne gerekirse yardımcı oluruz' dedi. Hatta TÜSİAD'ın da yardım ettiğini söyledi. Ben de bir hesap yaptırdım ve 450 bin liraya ihtiyacımız olduğunu söyledim. Bunu az bularak, 'Biz, partimiz için 12 milyon lira ayırdık. Sizin için de gereken neyse arkadaşlar yapsın' diye talimat verdi ve beni yetkili arkadaşlarına gönderdi. Ancak o yetkili arkadaşlarıyla birkaç kez görüşmemize rağmen o parayı alamadık."
Başta Muharrem İnce olmak üzere CHP'den ayrılanları "Saray'a giden ya da Saray'dan para alanlar" olarak suçlayan Kılıçdaroğlu'na son soru: Siz küçük partilere, TÜSİAD da CHP'ye mali destekte bulundu mu?
