Ali Öztunç: “Keşke Onuruyla İstifa Etseydi, Yüce Divan’da Yargılanması Gerekiyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi şirketinden bakanlığa dezenfektan satın aldığı konusunu gündeme getirmiş, bakanlık beş gün sonra iddiayı doğrulamıştı. Bakanlık yaptığı açıklamada ihalenin kanuna uygun olduğunu savunmuştu. Öztunç’un bakanı istifa davet etmesinden sonra bugün (21 Nisan) geç saatlerde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Ruhsar Pekcan görevden alındı ve yerine Mehmet Muş getirildi.

Medyascope yayınında Özgür Özdemir’in sorularını yanıtlayan Ali Öztunç, Ruhsar Pekcan’a tepki gösterdi. Pekcan’ın onuruyla istifa etmesini beklediğini belirten Öztunç, “Keşke onurlu bir davranış sergileyip kendisi istifa etseydi. Gelecek nesillere örnek olurdu. Kendisi istifa etmek yerine Cumhurbaşkanı’nın onu görevden almasını bekledi” diye konuştu.

“Keşke onuruyla istifa etseydi, Yüce Divan’da yargılanması gerekiyor”

Öztunç, Pekcan’ın görevden alınmayı beklemek yerine istifa etmesi gerektiğini belirtirken CHP olarak bu işin peşini bırakmayacaklarını şu sözlerle açıkladı:

“Görevden alınma beni tatmin etmez. Yok öyle yağma, bunun hesabını hem bakan hem de Cumhurbaşkanı vermeli. Erdoğan çıkıp en azından özeleştiri yapmalı. Ruhsar Pekcan’ın mutlaka Yüce Divan’da yargılanması gerekiyor. Bakan görevden alındı diye ‘Konuyu kapatalım’ demekle olmaz, biz bu konuyu kapatmayacağız. AKP ilk iktidara geldiğinde Mesut Yılmaz ve Koray Aydın’ı Yüce Divan’da yargılamıştı. İktidarın kendi bakanını da böyle yargılaması gerekiyor. Biz bu ‘Yanına kâr kalıyor’ düşüncesinin oluşmasına müsaade etmeyeceğiz.” 

“Beş gün boyunca ne yapacaklarını düşündüler”

Öztunç, Pekcan hakkındaki iddiaları gündeme getirmesinden sonra Ticaret Bakanlığı’nın kendisiyle hiç iletişime geçmediğini, Pekcan’ın “Bu işten nasıl kurtulurum?” diye uğraştığını söyledi. Öztunç, “Bakanlık benimle hiç temasa geçmedi, resmen duvar gibi durdular. Bence gün boyunca, ‘Bu işten nasıl çıkarız’ diye düşündüler. Muhtemelen saraya gidip oraya sordular, belki İletişim Başkanlığı’na sordular ‘Bu işten nasıl kurtuluruz?’ diye. Bu işten kurtulacak bir tarafı yok. Hangi demokraside bakan kendi şirketinden malzeme satın alır. AKP bunu da bize gösterdi, gerçekten yaparsa AKP yapar” dedi.

“500 bin TL’lik ihale direkt bakanlığa, kalan ise bakanlığa ait yan kuruluşlara gitti”

Öztunç, Pekcan’ın kendi şirketinden bakanlığa ihale almasını sürekli gündeme getirdiğini belirtirken o süreçte yaşananları şöyle anlattı:

“Sayın bakan kendi özel şirketinden kendi bakanlığına 9 milyon TL’lik dezenfektan satmış. Bakan ‘500 bin liralık satış yapıldı’ diyor ancak o satış bakanlığa olan satış, geri kalan satış ise bakanlığın yan kuruluşlarına yapıldı. Bu konuda beş gün boyunca konuştum, ısrarcı olduk ve günün sonunda kabul etmek zorunda kaldılar.”

“Çürümüşlük var, at hırsızlığı da başladı”

Kamuoyunda sıkça tartışılan bazı bürokratların birden çok kurumdan maaş aldığın da hatırlatan Öztunç, yaşananları “çürümüşlük” olarak değerlendirdi. Öztunç şunları söyledi:

“Birden fazla kurumdan maaş alan AKP’liler var. Milletin çocukları bir maaş bulamazken evine ekmek getiremezken ve iş bulamazken bu yaşanılanlar çürümüşlüktür. Bir bakan kendi şirketinden malzeme alır mı? Bir belediyeye at hibe ediliyor ama atlar ortada yok. At hırsızlığı da başladı. ‘128 milyar dolar nerede?’ diyoruz cevap yok. Bu yaşanılan her şey çürümüşlük, hepsinin hesabını soracağız.”

“Kargı Koyu kime peşkeş çekilecek?”

Datça Kargı Koyu, Cumhurbaşkanı kararıyla Özelleştirme İdaresi’ne devredilmişti. Bu kararla herkesin ücretsiz olarak faydalandığı koya otel, otopark ve tesis yapılabilecek. Bu karara da tepki gösteren Ali Öztunç, bugün Datça’da açıklama yaptıklarını söyledi. Öztunç, “Datça’da Kargı Koyu, Cumhurbaşkanı kararıyla Özelleştirme İdaresi’ne devredildi. Burayı kime vereceksin? 128 dönümlük bu arazi, bu alan kime peşkeş çekilecek? Katarlılar’a mı mı yandaşlara mı, kime peşkeş çekeceksiniz” diyerek karara tepki gösterdi.