HIV Testi Nasıl Yapılır?

Toplum sağlığını ciddi bir şekilde etkileyen ve oldukça yıkıcı sonuçlara sebep olabilen HIV virüsü, günümüzde etkilerini sürdürmektedir. İnsanlarda bağışıklık sistemine saldırarak etkisiz hale getiren ve kişileri ölüme kadar sürükleyebilen bir virüstür. Aynı zamanda HIV (Human Immonodeficiency Virus) yani İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü, AIDS hastalığına sebep olmaktadır.

AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) yani Sonradan Edinilen Bağışıklık Sistemi Yetersizliği Sendromu HIV virüsü nedeniyle ortaya çıkar. Ancak virüsün bizzat kendisi, yalnızca tek başına ölümcül nedenlere sebep olmamaktadır. Virüsün etkilediği bağışıklık sistemi ve diğer fonksiyon bozuklukları ölümcül nedenlere sebep olabilir.

Virüs birçok farklı yoldan bulaşabilir. Bu bulaşma yollarından bazıları;

• Cinsel ilişki: Korunmasız cinsel ilişkiye girilmesi durumu, HIV virüsünün bulaşma ihtimalini yükseltir. Ancak kişiler belli başlı önlemler alarak bu riski ortadan kaldırabilir.

• Enjeksiyon ile damardan uyuşturucu madde kullanımı: Virüs taşıyan kişiyle aynı iğnenin ya da benzer araç gereçlerin kullanılması, kan yoluyla bulaşıcılığı arttırabilir.

• Organ nakli ya da kan nakli: Bu süreçlerde gerekli araştırmaları yapılmamış organ ya da kan nakli eğer virüs taşıyorsa, nakil yapılan kişiye de bulaştırılması riskini yüksek düzeyde arttırır.

• Emzirme: Eğer taşıyıcı bir anne bebeğini emziriyorsa, virüs anne sütü aracılığıyla bebeğe bulaşabilir.

Bu gibi durumlarda kişilerin eğer virüs bulaşma şüphesi yaşıyorlarsa, en kısa süre içinde test yaptırması gerekir. Bu süreci oldukça profesyonel ve modern yöntemlerle yöneten Tetra Tıp Laboratuvarını güvenle tercih edebilirsiniz.

HIV testi sürecinde 4. Nesil test olarak tam otomatik Vidas HIV duo ultra testini kullanmaktadır. Dolayısıyla da oldukça yüksek hassasiyetli bir test kullanarak yanılma payını en az düzeye indirgemektedir. Toplumları ciddi bir şekilde etkileyen HIV virüsünün aşısı günümüz itibari ile henüz geliştirilme sürecindedir.

HIV Belirtileri

HIV ( Human Immunodeficiency Virüs / İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü ), kan ve korunmasız olarak gerçekleştirilen cinsel temas yolu ile bulaşıp vücutta bulunan çeşitli dokulara yerleşebilen fakat esas etkilerini vücudun bağışıklık sistemi üzerinde gösteren bir hastalık çeşididir.

CD4 hücresi isimli beyaz kan hücrelerini yok ederek bağışıklık sistemini baskılar ve bu şekilde de vücudu enfeksiyonlara karşı dayanıksız bırakır. Bu durumun sonucunda ise normal koşullar altında tedavi edilebilen verem, zatürre, ishal, menenjit gibi hastalıklar HIV virüsü sebebi ile vücuda ciddi zararlar verebilmekte ve hatta kanser riski ile karşı karşıya bırakabilmektedir.

Günümüz teknolojisinde ve sağlık alanına gelişme ile çıkarılan ilaçlar sayesinde ve özellikle de erken tanı sayesinde bu hastalık kontrol altına alınarak kişinin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilmesi olanaklı hale gelmiştir. Fakat bunun için en önemli konu erken tanı koyabilmektir.

Bu sebeple de düzenli olarak kontroller yapılmalı ve şu belirtilerin olduğu görüldüğünde en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna giderek uzman doktor tarafından muayene olmalısınız.

HIV belirtileri olarak özellikle yaygın olarak görülen belirtiler içerisinde; ateş, boğaz ağrısı ve boğazda iltihaplanma, baş ağrısı, Lenf bezlerinde büyüme, vücutta döküntü, genellikle yüz ve gövdede, nadiren de avuç içlerinde ve ayak tabanlarında 5 – 10 mm çaplı kızarıklıklar ve kabarcıklar, kas ve eklem ağrıları bulunmaktadır.

Ayrıca tüm bunların yanında baş ağrısı, bir aydan uzun süredir tedavi edilemeye ishal, ağızda – yemek borsunda ve genital organlarda yaralar, bulantı ve kusma gibi belirtiler de yine sık görülenler arasında yerini almaktadır.

Fakat şu unutulmamalıdır ki hiçbir belirti göstermeyen durumlar da olabilmektedir. Birkaç hafta süren akut döneminden sonra HIV taşıyıcı olan kişi bu belirtilerden herhangi birine dair bir belirti olmadan da 8 – 10 yıl kadar sağlıklı bir kişi olarak hayatlarını sürdürebilmektedir. Fakat kişi ömür boyu bu virüsün taşıyıcı ve bulaştırıcısı olmaktadır.

HİV testi

HIV saptanması kan tahlili yolu ile olmaktadır. Elisa Yöntemi adı verilen ve kandaki antikorların ölçülmesi ile yapılan teste Anti – HIV Testi adı verilmektedir. Virüs vücuda girdikten 3 – 8 hafta sonra vücut, virüs ile savaşmak için antikor adı verilen maddeler üretmektedir.

3 aylık dönem sonrası bu antikorlar ölçülebilecek hale gelmektedir. Bu ilk üç aylık döneme ise tıbben “pencere dönemi” adı verilmektedir. Bu sebeple de bulaş gerçekleştikten 4 – 6 hafta sonra test yapılmaktadır.

Testin yapılabilmesi için pencere dönemini geçmiş olmak en önemli husus olmaktadır. Aksi takdirde daha erken yapılan testlerde sonuçlar yanıltıcı olabilmektedir. Bu şekilde yapılan testte pozitif sonuç alındığında sonucun Western – Blotting yöntemi ile tekrarlanarak doğrulanma işlemi yapılması gerekebilmektedir. Bu şekilde de HIV pozitif teşhisi konulmaktadır.

Bazı kişilerin vücutlarında antikorlar daha çabuk ya d daha geç oluşabilmektedir. Bu sebeple de antikorların oluşum süreçleri kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle de korunmasız olarak gerçekleştirilen ilişki ya da temastan sonraki 90. günde tekrardan test yaptırması önerilmektedir. Bu 90 gün sonra gerçekleştirilen antikor testlerinde negatif çıkan sonuçlara güvenilmelidir.