06.09.2020, 09:43

Çocuklarda Sosyal Gelişim

Öz-düzenleme
Değerli okuyucularım merhaba; daha önce sizlerle çocuklardaki sosyal gelişim üzerine ahlaki gelişim kişisel gelişim duygusal gelişim üzerine konuşmuştuk bu hafta sosyal gelişim kapsamında olan öz düzenleme üzerine konuşmak istiyorum Öz-düzenleme ve Çocukların duygularını düzenleme ve etkili yollarla belirli problemleri çözmeye odaklanabilme derecesi, kullanımlarında stratejilerle başa çıkması ve durum ve özel savunma mekanizmasını kontrol etme kapasitesi hakkındaki düşüncelerine bağlıdır. Kendinden ayarlama düşünceleri sistemleri ve becerilerin tartışması 2.bölüm için ayırılacaktır. Kendini tanıma , Kendini tanıma, 2 yılda çocuklar kendi yansımalarını aynada tanıdığı zaman oluşur. Kendini tanıma sağlam bir ilişkiyle ilgilidir ve istismar edilen çocuk bu kendini tanıma alanında eksiklik gösterir. Kendini tanıma sergileyen çocuklar büyük olasılıkla sıkıntıda olan başka bir çocuğa yardım ederler. Çocuklar Piaget evreleri yoluyla gelişirken öz tanıtımları karmaşık bir şekilde gelişir. İşlemsel öncesi çocuklar fiziksel özellikler, sahip oldukları şeyler ve tercihler bakımından kendilerini tarif ederler. Örneğin; ‘sarı saçlıyım, gibi. Somut işlemsel çocuklar sınıf üyeliği ve kişisel özellikler bakımından kendilerini tarif ederler. Örneğin; ‘ben Sutton Dinghy klübünün bir üyesiyim ve ben iyi bir denizciyim’ gibi. Daha karmaşık soyut veya varsayımsal öz tanıtımlar formel işlemsel evresine giren ergenler tarafından gösterilir.’ Ben aslında bir idealistim ama bu demek değil ki herhangi bir problem için pratik bir çözüm bulamam’ bu bilişsel gelişim evresini tipik bir örneği olan öz tanıtım türüdür.
Kimlik gelişiminde farklı aşamalarda yapılan önemli öz tanıtımlar hakkındaki belirli konular Erikson tarafından geniş ölçüde tarif edilmiştir. Sosyal gelişimin her aşamasında birey kişisel bir ikilemle yüzleşmelidir. Her ikilemin çözülüş şekli bireylerin kendilerini tarif etme şeklini etkiler ve erişilen çözüm türü gençlerin sosyal bağlamlarına bağlıdır. Yaşamın ilk iki yılında çözülecek olan ana psikososyal ikilem güvensizliğe karşı güvendir. Eğer ebeveynler bebeklerin ihtiyaçlarına öngörülebilir ve hassas bir şekilde yanıt verirlerse, bebeklerde bir güven duygusu gelişir. Çocuk ailesini dünyayı keşfetmek için sağlam bir dayanak olarak deneyimlemezse, çocuk diğerlerine güvenmemeyi öğrenir ve bu dünyayı tehdit edici bir unsur olarak görmesine neden olur ve çocuğun daha sonraki yıllarda bağımsız bir konum edinmesini meydana getirir buna bağlı olarak akran ilişkileri kurma ve sürdürmede güçlükler ortaya çıkabilir. Okul öncesi dönemdeki esas psikososyal ikilem utanç ve şüpheye karşı bağımsızlıktır. Bu bazen mümkündür fakat diğer zamanlarda ebeveynleri onların belirli şeyleri yapmalarını yasaklayacaklardır. Okula başlama yaşına yaklaşırken birçok çocuğun gösterdiği, teke tek savaşlarından tören düzenine kademeli bir geçiş vardır. Yatma veya kalkma, yemek zamanları ve oyun zamanları alışkanlıkları gelişir. ‘ayakkabıların bağlarını bağlamak veya iliklemek için bunu kendi başıma yapabilirim’ cümlesi onların bağımsız olmak için uygun yönlendirme arzularının bir örneğidir. Ebeveynler çocuklarına görevler ve alışkanlıklarla baş etmeleri için sabırlı bir şekilde bir sistem sağlarlarsa, bağımsızlık ve öz saygı duygusu gelişir. Böylece yetişkinler gibi çocuklarda kendilerine karşı sabırlı olurlar ve yaşamın zorluklarıyla baş edebilmek için güven sahibi olurlar. Onlar yüksek öz saygı, güçlü bir irade ve öz etkinliğe sahiptirler. Ebeveynler çocuklarının gelişen inatçılık ve ustalık ihtiyacına karşı sabırlı olmaz, yeterlikteki başarısız girişimleri eleştirir veya aşağılarlarsa, çocuk öz şüphe ve utanç duygusu geliştirir. Sabır eksikliği ve ebeveyn eleştirisi içselleştirilecek ve çocuklar yeteneklerine karşı güvensiz ve kendilerini yoğun bir şekilde eleştiren yetişkinler haline dönüşecektir.
Bazı durumlarda, bu çıkardığı karışıklıkları çözebilsin ve başaramama utancı ile başa çıkabilsin diye onların problem çözmedeki çabalarını tekrar etme için zorlayıcı ihtiyaçlarına yol açabilir. Okula gitme yıllarının başında esas psikososyal ikilem suçluluğa karşı bir başlangıçtır. Çocuklar okul öncesi yıllarda bir bağımsızlık duygusu geliştirdiklerinde, Erikson’ın psikososyal evre model dünyasının Newmanın fiziksel ve sosyal incelemesi için dikkatlerini dışarıya verirler, onun bilişsel bir haritasını oluşturmak amacıyla düzenliliğini keşfetmek ve araştırmak için inisiyatiflerini kullanırlar. Çocuk okulda ve evde neye izinli olup neye olmadığını öğrenir. Dünyanın nasıl işlediği konusunda birçok sorular sorulur. Çocuklar çeşitli deneyler ve araştırmalar yürütürler. Örneğin; kibrit yakmak, oyuncakları sökmek, doktor ve hemşire olarak oyun oynamak gibi. Suçluluk ikilemine karşı inisiyatifte çocuk sosyal yönden uygun davranış biçimleri içinde araştırma ihtiyacını nasıl yönlendireceğini öğrenir. Bu, ebeveynlerin çocuğun merakına empati kurduğunda olur fakat açıkça ve samimiyetle deneyleme sınırlamalarını oluşturur. Suçluluğa karşı inisiyatifi ikilemini ortadan kaldıran çocuklar yetişkinler gibi amaç ve vizyon duygusuyla hareket ederler. Ebeveynlerin çocuklarının merak ihtiyacını empati ile karşıladığı ve deneylemesini gereksiz yere engellediği yerde, çocuklar yetişkinler gibi denenmemiş seçenekleri keşfetmeye karşı isteksizlik geliştirebilirler çünkü böyle bir merak suçluluk duygusunu canlandırır. Orta çocukluğun bitiminde ve ergenliğe geçiş sırasında aşağılığa karşı duran esas psikososyal ikilemdir. Güven, bağımsızlık ve inisiyatif duygusu geliştirildiğinde, çocuğun becerileri geliştirme ihtiyacı ve anlamlı çalışmayla uğraşması ortaya çıkar. Motivasyonu yeni becerileri öğrenmenin aslında ödüllendirici olmasından kaynaklanabilir ve çocuğa açılan birçok görev ve iş ödüllendirilebilir. Ebeveynleri, öğretmenleri ve akranları tarafından becerilerin üstesinden gelme kabiliyetine sahip oldukları için ödüllendirilen çocuklar bunların hakkında öz etkinlik, rekabet duygusu ve yeni yetenekler ile bu gelişim aşamasından ortaya çıkar. Maalesef, bütün çocuklar toplum tarafından değerlendirilecek yetenek eğilimine sahip değiller. Bu yüzden, okuryazarlık becerileri, spor ve sosyal uyumculuk yeteneği az olan gençler baştan dezavantajlıdır. Bu, toplumumuzda sosyal mukayeselerin kolaylıkla yapılması gerçeğiyle birleştirilir. Örneğin; okullarda ve sporda gruplaşma gibi. Batı toplumunda, başarısızlıkla dalga geçilir. Küçük düşürülen, dalga geçilen veya başarısız olan gençler aşağılık duygusu geliştirir ve yetişkinlikte başarma motivasyonunu kaybeder. Genç ergen yabancılaşmaya karşı grup kimliği ikilemi ile yüz yüze gelir. Eşya ihtiyacı karşılansın diye bağlı bir akran grubu bulma gereksinimi vardır. Fakat böyle bir gruba katılmak birinin bireyselliğini ve kişisel amaç ve arzularını feda etmeye yol açar.
Genç ergenler akran bir grup tarafından kabul edilmezlerse, yabancılaşma yaşayacaklardır. Uzun dönemde, özellikle sağlık ve refah için önemli olan sosyal destek ağlarını geliştirmede güçlük çekerler ve kendilerini bağımsız olarak bulabilirler. Grup kimliğini başarmak için, ebeveynleri ve okulu akran ilişkilerini kurmak ve sürdürmek için fırsatları aşırı kısıtlamaktan kaçınmalıdır. Gözetim eksikliği davranım problemleri ve uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili olduğu için, bu aşırı iyimserlik tehlikesine karşı dengelenmelidir. Ergenliğin başında kaygı grup üyeliği ve bağlılığı iken, açık bir kimlik duygusu oluşturulması yani;’ ben kimim’ duygusu ise ergenliğin sonundaki en büyük kaygıdır. Marcia ergenlerin dört kimlik durumlarından birini başardığını bulmuştur. Kimlik yayılması ile, kişisel, siyasal, mesleki inanışlar veya planlara sıkı bir bağlılık yoktur. Böyle bireyler ya eğlence arayışındadır ya da adaptasyon zorlukları ve düşük öz saygısı olan insanlardır. Peşin tercih, mesleki, siyasi ve dini kararlar toplumda aileler ve büyükler tarafından yapılır ve uzatılmış karar verme süreci olmadan kabul edilir. Bu ergenler otoriter değerlere bağlı kalmaya meyillidirler. Ertelemenin ulaşıldığı yerdeki durumlarda, ergen bir kimliğe karar vermeden önce birtakım rolleri tecrübe eder. Bu rollerin bazıları negatif (suçlu) yada geleneksel olmayan bir şekildedir. Ergenlerin başarılı bir ertelemeyi takip eden açık bir kimliği başardığı yerde, onlar mesleki, sosyal, siyasal ve dini değerlere güçlü bir bağlılık geliştirirler ve genellikle yetişkinlikte iyi psikososyal adaptasyona sahiptirler. Yüksek öz saygı, gerçekçi amaçlar ve güçlü bir bağımsızlık duygusuna sahiptirler ve stres karşısında daha esnektirler Ergenliği terk eden insanlar için esas psikososyal ikilem başka biriyle yakın ilişki geliştirmek veya yalnız bir konuma geçmektir. Yakın arkadaşlığı başaramayan insanlar yalnızlık yaşarlar. Yalnız insanların özgün özellikleri vardır. Özellikle, sosyal karşılaşımın olumsuz bir biçimde sona ereceği sosyal ilişki ve şüpheyi fazla değerlendirirler. Ayrıca yakın ilişki kurmak için gerekli olan empati ve duygusal kendini ifade etme gibi sosyal becerilerilerden de yoksundurlar.. Kültürümüzde bireyselliğin önemi bize artmış ayrılık ve yalnızlık duygusunu verir.
Kültürümüzün rekabeti (özelliklede erkekler arasında) değerlendirmesi insanların kendini ifade etmesiyle ilgilenmelerini engelleyebilir. Erkekler kadınlardan daha az kendini ifade etme, sohbetlerde daha rekabetçi ve daha az empati gösterdikleri ortaya çıkarılmıştır. Yetenekleri ve ihtiyaçlarına uyan çalışma çevresi ve evi seçip şekillendiren ebeveynlerin üretken olarak bu ikilem çözmesi daha muhtemeldir. Üretkenlik, üretme çalışmaya dayalı üretkenlik ve sanatsal yaratıcılığı içerir. Üretken olanlar enerjilerini daha sonraki nesiller için dünyayı daha iyi bir yer hale getirmek için harcarlar. Yetenekleri ve ihtiyaçlarını karşılamak için çevrelerini şekillendirmede ve seçmede başarısız olanlar strese yenik düşebilirler, bıkıp usanabilirler bir yandan bunalımlı ve kuşkucu diğer yandan ise aç gözlü ve kendini beğenmiş olabilirler. Yetişkinliğin son dönemlerinde, karşılaşılan ikilem umutsuzluğa karşı bütünlüktür ve bu mesele sıklıkla psikolojik danışmaya gönderilen çocukların büyük ebeveynlerinin kaygısıdır. Kişisel bütünlük duygusu hayatlarını oluşturan olayları kabul edenler ve bunları korkusuzca ölümle yüzleşmelerine izin veren bir şekilde kişisel anlatıma katanlar tarafından başarılır. Başarısızlıkları, hayal kırıklıklarını, çatışmaları, yetersizliği ve zayıflığı uyumlu bir hayat katmak güvensizliğe karşı ilk psikososyal güven krizi güvenin lehinde ortadan kaldırılmadığı müddetçe oldukça zorlayıcıdır. Umutsuzluk yerine bütünlüğün lehinde bu ikilemin olumlu bir şekilde çözülmesi akıl için gelişim kapasitesine yol açar. Yaşamın son aylarında yaşlıların karşılaştığı ikilem yok olmaya karşı ölümsüzlüktür. Ölümsüzlük duygusu birinin çocukluğu boyunca yaşadığı şeyler, ahirete inanma, birinin başarılarının kalıcılığıyla (ya maddi eserler yada birinin diğerlerini etkileme yolu), kendini doğanın zincirinin bir parçası olarak görme (parçalanmış vücut dördüncü yeni yaşamı getiren dünyanın bir parçası haline gelir), ya da deneyimsel bir aşkınlık duygusunu başararak (sürekli varoluşun gizemli duygusu) ile başarılabilir.
Ölümsüzlük duygusu elde edindiğinde, zaafa rağmen hayattan zevk alma ve ölümü kabul etme mümkün olabilir. Bu, insanlar zayıflık, artan yetersizlik ve yalnızlık ihtimaliyle başa çıkmada kendilerine yardım etmek için iyi sosyal destek ağlarına sahiptirler. Hayatlarını anlamlı bir hikayeye katmayı başaramayan ve sosyal destekten yoksun olan insanlar yok olmaktan korkabilir ve aynı zamanda ölümsüz duygusu geliştirirlerken fiziksel ölümlülüklerini kabul edemezler.
 Bir sonraki makalemde görüşmek üzere sağlıkla kalın

Yorumlar (0)
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:06
Güneş 05:36
Öğle 12:35
İkindi 16:20
Akşam 19:24
Yatsı 20:48