05.03.2022, 22:19

EMPATİ BİR YETENEK Mİ? YOKSA…

Rutinlerin dışında ekstra yoğunluk yaşadığım haftalardan sonra tekrar merhaba.

Üç haftalık aradan sonra ne yazsam diye düşünürken, son günlerde sık sık karşıma çıkan ‘’empati’’ konusunu ele alalım diye düşündüm. Öyle ya, bir şekilde empati bana kendini gösterdiğine göre, bunda da vardır bir güzellik diyerek başlayalım bakalım.

Fark etmişsinizdir. Bazı insanlar empati yeteneklerinin oldukça gelişmiş olduğunu söyler dururlar. Gerçi bu bir yetenek mi yoksa empati kurabilen insanlar için kendi benliklerinden uzaklaşmak mı? Tartışmaya açık.

‘Duygudaşlık’ kişilerin, özellikle yakın çevrelerinde bulunan ya da kendilerinin yakınlık duyduğu insanlardan yine kendilerinin hissettikleri duyguyu aynı oranda hissetmelerini beklemeleri durumudur.

Kişiler hep bir talep içerisindedirler ve sürekli ‘’kendini benim yerime koysana’’ ya da ‘’biraz empati kurar mısın?’’ gibi isteklerini yineler dururlar. Yaşadıkları daha doğrusu yaşadıklarını düşündükleri, sadece bir duygudan ibaret olan kendi verdikleri değere, kısaca sadece kendi algı durumuna göre, kendi sevinç ve hüzünlerini, çektikleri acıyı, sevgiyi, aşkı aynı duygu yoğunluğu içerisinde karşısındakinin de hissetmesini isterler.

Oysa her insanın kendine özgü hisleri vardır ve o hisler sadece o kişiyi bağlar. Sırf karşımızdaki insan ‘biraz empati kur’ dediği için tam olarak o duyguyu, kendi bedenimizde ve kendi ruhumuzda hissedemeyiz. Metazoriyle, itip kakmayla, ağlayıp sızlayarak, şekilden şekle girerek kendi hislerimizi de başkasına empoze edemeyiz.

Bir arkadaşımla babasının vefatından hemen sonra, üzgün ruh halindeyken yaptığımız bir görüşme esnasında, çekmiş olduğu acıyı eşinin hiç hissetmediğinden bahsetmişti. Ki eşinin de kendi babasını kaybettiğini ve bu acıyı en iyi onun da bilebileceğini, empati kurabilmesi için tüm şartların oluştuğunu düşünerek, kendince birçok sebeple karşımda ağlayarak konuşuyordu. Oysa eşinin yaşadığı baba kaybı acısını, kendisi gerçekte ne kadar hissetmişti acaba? Kendince, hem de en az eşi kadar üzüldüğünü, eşi kadar ağladığını, eşi kadar aileyi toparlamaya çalıştığını, kısaca her şeyi ‘’eşi kadar’’ düşündüğünü söylüyordu. İşte bu yüzden de eşine oldukça kızgındı. Eşler dahi, onca birlikteliğe, onca paylaşıma, onca fikir birliğine rağmen aynı şeyleri hissedemezlerdi ki. Arkadaşımın kızgınlığı yerini bir süre sonra ‘’eşim beni anlamıyor’’ bir süre sonra da ‘’çünkü eşim beni sevmiyor, sevseydi anlardı’’ düşüncesine itmişti. Anlaşılamamak duygusu yer değiştirip direk ‘eşin sevgisinin’ sorgulanmaya başladığı daha olumsuz bir düşünceye evrilmişti. Belki de eşi, karısını üzüntüden çıkaracak kendince yaklaşımlar sergiliyordu. Belki ölümün doğallığından, belki de insanoğlunun acizliğinden bahsediyordu eşinin daha çabuk kabule geçebilmesi için. Hani niyet iyi derler ya ama akıbet beklendiği gibi olmamıştı. Kim bilebilir asıl amacının ne olduğunu?

Peki, neydi asıl mesele?

Herkes kendi algısına göre hisseder ve davranırdı. İşte, asıl mesele sadece buydu.

Yani, arkadaşım kendi algısına göre, her şeyi eşi kadar hissedip, onun kadar üzüldüğünü düşünmüştü ya. Empati kurabildiğine kendisi inanmıştı ve eşinden de koşulsuz şartsız empati kurabilmesini bu yüzden bekliyordu. Asıl yanılgısı da oradaydı zaten. Eşine sorsaydık, bakalım O ne derdi?

Bu konuyu arkadaşımın daha kolay kavrayabilmesi ve olayın eşinin sevgisi ya da sevgisizliği ile alakalı olmadığının daha net ortaya çıkması için kardeşlerinin baba kaybından nasıl etkilendiklerini sormuştum. Sonuçta kardeştiler, aynı evde birlikte büyümüşler, birçok şeyi birlikte tecrübe etmişlerdi. En önemlisi de, vefat eden baba hepsinin babasıydı. Önce çekimser kaldı, sonra sadece kısa bir ‘’üzüldüler’’ dedi ve aslında onların ne hissettiğini tam olarak bilmediğini fark etti. Karındaş olmaları duygudaş olabilecekleri anlamına gelmiyordu. Kardeşlerinin bile duygularını tam olarak bilemediğinin farkına varması en azından eşi için olumsuz düşünceler beslemekten çıkartmıştı onu.

İşte bu ve benzeri konularda aşırı talepkâr olmadan, yakınımızdaki insanların da kendilerine has duygu ve düşünceleri olabileceğini kabul edersek, yaşamak denilen bir nevi görevimizi daha kolay tamamlayabiliriz.

Empati, bir başkasının içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki duygu geçişlerini içselleştirebilmektir. Bunu da ancak kendi içimizle içselleştirebiliriz. Kendi bakış açımızla, özümüzde ne hissediyorsak onunla.

Karşımızdaki insanı seviyorsak o bizim duygumuzdur. Bize ait olan bir duygu için başkasını suçlayamayız. Ve ondan empati kurmasını bekleyemeyiz. Bu, Ben seni seviyorum hadi sen de beni sev, demek gibi bir şey olurdu.

Karşımızdaki insana değer veriyorsak o değer bizim değerimizdir. Bize ait olan değer yargımız için başkasını suçlayamayız. Ona, hadi sen de bana değer ver, diyemeyiz.

İnsanlardan her davranışımıza karşılık olarak, empatik yaklaşım tarzı beklentisine girmek bizleri sadece üzer.

Empati, gözleme dayalıdır. Diğer kişinin içinde bulunduğu durumu sadece tahmin edebiliriz. Altta anlam aramaklar, her davranıştan çıkarımlar sağlamaklar, bizim içimizin yarattığı karmaşadır. Bize ait olan iç dinamiklerimizin başkasını harekete geçirmesini beklememeliyiz. Bu beklenti içinde kalmak yaşam içerisinde bizleri zorlar ve yorar. Herkesin kendine özgü sevgi dili vardır mesela. Herkesin kendi duygularını ifade etme şekli farklıdır.

Empati kurabilmek neresinde o zaman hayatın?

Kaldı ki bütün bunları, aynı talep eden gibi hissetmeye çalışırsak da elimizde nur topu gibi bir ‘empat kişilik’ var demektir ki, bununla birlikte bir süre sonra artık ne kendi duygularımız ne de kendi düşüncelerimiz kalır bizde.

Neyse, empatlık ve bizlere yaşattığı olumsuzluklardan bir sonraki yazımızda bahsedelim.

Başkalarından, olaylar karşısında empati kurabilmelerini beklemek yerine, her ne yaşıyorsak yaşayalım, kendi iç dinamiklerimize göre yine kendi algımızla, olayların kolaylıkla üstesinden gelebilmemiz dileğiyle…

Yorumlar (14)
Dilara Kılan 2 yıl önce
Hep çevreden söylenen empati yap dayatmalarıyla boş yere kendimi üzmüşüm. Bunu yazınızdan sonra farketmiş olduğum için size çok teşekkür ederim. Lütfen hep yazın, bu kadar ara vermeyin. Yüreğinize, kaleminize sağlık
Gulhan SARI 2 yıl önce
Ellerine saglik, guzel bir konu ya deginmissin.keyifle okudum
Fatma 2 yıl önce
Gökben Hanımcım haftalardır gözlerim sizin yazılarınızı aramaktaydı.Kendinizi bir daha bu kadar özletmeyin lütfen.O kadar doğru söylemişsiniz ki Allah bize kendi içtenliğiyle empati
kurup bizim yanımızda olup bizi hissedecek insanlar nasip etsin inşAllah
Ali̇ 2 yıl önce
Çok haklısın. Resmen aydinlandim. Eline sağlık Gökben hanım...
Yasemin Görgel 2 yıl önce
Çok doğru teşekkürler Gökben hanım
Zeynep 2 yıl önce
Gokben hanim artik yazinizi bekler hale geldigimi fark ettim bana ne iyi geliyor
Nezahat Bayram Peker 2 yıl önce
Gökben hanım, farkındalık gerektiren bir konuyu ele alıp, çok da güzel anlatmışsınız. Şimdi ben bu güzel yazınızı okuyup yorum yapmaz isem, siz ne düşünürsünüz. Madem okuyorsunuz, küçük bir not da siz yazın diye düşünürsünüz di mi? İşte yine empati yapıp sizin böyle düşünebileceğinizi düşündüm
F.kireçci 2 yıl önce
Empati yapamayanlar ne denir selamlar olsun
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13
Namaz Vakti 28 Mart 2024
İmsak 04:55
Güneş 06:17
Öğle 12:42
İkindi 16:13
Akşam 18:58
Yatsı 20:14