Maddi özgürlüğü için dişini tırnağına takarak çalışan güçlü kadınlar,
Geleceğini inşa etmek üzere kitaplara boğulan sevgili kız öğrenciler,
İnsanlığı yetiştiren saygıdeğer kadın öğretmenler,
Toplum sağlığı için gece gündüz demeden zor şartlarda çalışan kadın sağlık çalışanları,
Taşradaki toprağa hayat veren biricik teyzelerimiz,
Hayatın bin bir mücadelesiyle savaşan güçlü, emekçi kadınlarımız,
Tüm bu bireyleri yetiştiren, hayatlarını çocuklarına, ailelerine adamış değerli anneler ve daha sayamadığım nicesi…
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun. Belki bugün çevrenizdekiler sizleri çiçekler, çikolatalar ve hediyelerle şımartmaya çalışmış, sizlere güzel bir restoranda lezzetli bir yemek yemeyi teklif etmişlerdir. Ancak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yalnızca bundan ibaret değil.
Yüce Önder Atatürk’ün de dediği gibi: ‘’ Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.’’
Siz ki Kurtuluş Savaşı’nda direnen Nene Hatun’un, Kara Fatma’nın, Halide Edip Adıvar’ın, Şerife Bacı’nın, ilk kadın pilotlarımızdan Bedriye Tahir Gökmen’in, Sabiha Gökçen’in, Leman Bozkurt Altınçekiç’in, ilk kadın doktorumuz Safiye Ali‘nin, ilk kadın avukatımız Süreyya Ağaoğlu’nun torunlarısınız.
Peki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedir?
Bilinenin aksine 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü; Sevgililer Günü, Anneler/Babalar Günü gibi içinde bulunduğumuz sistemi güçlendirmek adına büyük küçük demeden ticari firmaların kampanyalar yaparak para kazanmaya çalıştığı, insanları yalnızca bir gün için değerli hissettiren günlerden değildir. Tarihe bakıldığında çok daha derin bir anlamı var bugünün.
Neden 8 Mart ?
‘’Dünya Kadınlar Günü’’ olarak 8 Mart’ın belirlenmesinin altında yatan tarihi gerekçeler konusunda ise bir birlik olmasa da Birleşmiş Milletler’in resmi sitesinde Rusya'da çarlığın yıkılmasına yol açan 1917 Şubat Devrimi'nin 8 Mart günü yapılan kadın yürüyüşü ve grevleri ile başlamış olması şeklinde yer almaktadır. Ancak genel kabule göre 8 Mart 1857'de ABD'nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında haklarını savunmak üzere grev yapan kadın işçilere polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından çıkan yangında kadın işçilerin kurulan barikatlar nedeniyle kaçamamaları sonucunda 120 kadın işçinin ölmesi olayıdır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü asırlar boyu hor görülen, şiddet gören, dışlanan, sürekli sorgulanan, sıfatlara indirgenip başkalaştırılan kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini bize hatırlatan bir gün. Çiçek ve çikolatalardan öte, üzücü bir olay üzerine ilan edilen bugünde sizin yapmanız gereken haklarınızı öğrenmek, haklarınızı savunmak, haklarınızı aramak sevgili hemcinslerim. Bu anlamda sizlere Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrencisi tarafından vahşice öldürülen Akademisyen Ceren Damar Şenel’in, sevgilisi tarafından 17 yaşında öldürülen Münevver Karabulut’un, işvereni tarafından bir plazanın camından atılmak suretiyle öldürülen Şule Çet’in, okulundan eve dönmek üzereyken dolmuş sürücüsü tarafından katledilen Özge Can Aslan’ın, akrabasının tecavüz etmesi sonucu hamile kaldığı için töre cinayetine kurban giden Güldünya Tören’in, çocuğu önünde eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut’un, hatta ve hatta son zamanlarda hayatının bir filme konu olmasıyla gündeme gelen eşi tarafından sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş, bıçaklanmış, yüzüne kezzap atılmış, hayata eski eşinin sıktığı mermilerle veda ederken son anında annesinin kurşunlara dizildiğini görerek can veren, katilinin cezasız kaldığı, ölüsü bile rahat bırakılmayan Arabesk dünyasının starı Bergen’in ruhu için haklarınızdan bahsedeceğim.
Şiddet gören, görme ihtimali bulunan evli veya bekar kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve ısrarlı takip mağdurlarının hakları nelerdir?
Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 20.03.2012 tarihinde 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunu’nun 3. Maddesine göre korunan kişilerin valilik ve kaymakamlıklara başvurması halinde: ‘’Kişiye ve çocuklarına uygun barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde geçici koruma altına alınması, korunan kişinin çocuklarına kreş imkânının sağlanması gibi hakları mevcuttur.
Bunun yanı sıra, Kanun’un 4. Maddesi uyarınca bulunduğunuz yer Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne başvurarak işyerinin değiştirilmesi, evli kişilere müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi, ikametgahınıza tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması ve hatta hayatî tehlikenin bulunması halinde kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi haklarına sahipsiniz.
Ayrıca yine bulunduğunuz yer Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne başvurarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunana tahsis edilmesi, size, konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması, çocuklarla kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da kaldırılması, kişinin şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması, kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi, kişiyi iletişim araçlarıyla vb. rahatsız etmemesi, silahları kolluğa teslim etmesi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevlisi olsa dahi silahı kurumuna teslim etmesi, kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu madde kullanmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması, bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedilmesi yönünde kararlar aldırabilirsiniz.
Bu kararları almak ne kadar sürer? Nasıl kanıtlayabilirim?
Yukarıda bahsettiğim kararlar başvuru üzerine hiçbir delil veya kanıt sunulmaksızın 1 ila 3 gün arasında derhal verilmekte ve uygulanmaktadır. Eğer hakkında yukarıda saydığım tedbir kararı verilen kişiler, bu kararların gereklerine aykırı hareket ederse hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur. Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında zorlama hapsinin süresi on beş günden otuz güne kadar uzar. Tedbir kararına aykırı bir durum yaşandığı anda direkt kolluk kuvvetlerine haber vermeniz yeterlidir.
Korkmayın !
Bununla mı uğraşacağım, elaleme rezil olacağım demeyin sevgili hemcinslerim. Önünüzde güzel anılar biriktirebileceğiniz, hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz, çocuklarınızla ve sevdiklerinizle yaşayacağınız koskocaman bir ömür var. Bu saydığım kararların hepsini bir dilekçe ile derhal aldırabilirsiniz. Şiddete boyun eğmeyin! Korkmayın! Ve her zaman bir telefon uzağınızda olduğumu, ofisimin kapısının sizlere açık olduğunu, yanınızda olduğumu unutmayın.
Haklarınızı öğrenin sevgili hemcinslerim, haklarınızı bilin. Ben Ankara’da doğup büyümüş, 2017 yılında Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş bir avukat olarak size haklarınızdan bahsettim ve her hafta da farklı alanlarda haklarınızdan bahsetmeye devam edeceğim. Benim annem Kahramanmaraş’ta doğup büyümüş Hacettepe Üniversitesi mezunu bir öğretmendi ve bildiği her şeyi bana da öğretti. Ne demiş Emine Supcin : ‘’Cehaletin en büyük korkusu kadındır, çünkü kadın öğrenirse; çocuğuna da öğretir…’’