Kahraman TV
2022-10-01 18:20:23

HAYATINIZI PAYLAŞIYORSUNUZ DA MALINIZI NEDEN PAYLAŞMIYORSUNUZ?

AYŞE KISACIK USLUSOY

aysekisacikuslusoy@gmail.com 01 Ekim 2022, 18:20

Tüm okuyucularıma selamlar...

Bu haftaki başlığımı boşanma aşamasında kendisini güçsüz hisseden fakat aslında çok güçlü olan kadınlar için attım. Şöyle ki diyerek konumuza bir giriş yapalım mı ne dersiniz?

Düşünsenize... Ev hanımısınız ve boşanma süreci içerisindesiniz. Evlilik birlikteliğiniz içerisinde eşiniz 1 ev ve 1 araba almış. Bu ev ve arabaya maddi bir katkınız yok. Bu ev ve arabadan bir hak talep edebilir misiniz? Cevabınız HAYIRsa bir de Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay ne diyor, bir bakalım: Öncelikle, mal paylaşımı konusunda bir hak elde edilebilmesi için boşanma davasından ayrı mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle bir dava açılması gerekir.

Bu davanın açılabilmesi için önce eşler arasında bir boşanma davası açılmış olmalıdır. Mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan davanın karara bağlanabilmesi için ise boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekiyor. Boşanma davası sonucunda hükmedilen boşanma kararı kesinleşmek kaydıyla, mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiş kabul edilir (MK m.225/son). Boşanan tarafların mal paylaşımı açısından tüm alacak ve borçları bu tarih esas alınarak hesaplanır. Uygulamada boşanma davası açıldığı gün ayrı bir dava olarak bu dava açılıyor olsa da dosyaya bakacak olan hakim, kararının kesinleşmesine kadar davayı bekletici mesele yapmaktadır.

Çünkü aile birliği sona ermeden aile birliğine ait mallar tasfiye edilemez. Uygulamada boşanma davasının açıldığı gün bu davanın ayrı bir dava olarak açılmasının sebebi ise ileride doğması muhtemel hak kayıplarının önüne geçmektir. 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile aksine bir sözleşme bulunmadıkça eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanacağı kabul edilmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara diğer eşin ortak olmasıdır. Bu rejim edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar. Bu konunun ayrıntıları hukukumuzda detaylı bir şekilde açıklanmış olması ve açılacak her bir davanın kendisine özgü sebepleri bulunması dolayısıyla ayrı ayrı değerlendirilecektir. Sadece toplumca fazla bilinmeyen şu hususu gündeme getirmek isterim: Eşlerin maaşları, eşin kişisel malı değil, edinilmiş malıdır. Bu maaşla alınan ev veya bir araba üzerinde katkısı olmayan diğer eşin hakkı bulunmaktadır.

İstekte bulunan eşin çalışıp çalışmamasının bir önemi varmı?

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/11340 esas ve 2013/7775 karar sayılı kararında ".. Eşin katılma alacağını isteyebilmesi için eşin kusurlu veya kusursuz bulunması sonuca etkili olmadığı gibi istekte bulunan eşin çalışıp çalışmamasının da bir önemi bulunmamaktadır. Davacı tarafından 14.10.2004 tarihinde edinilen dava konusu araç için bu maldan kaynaklanan katılma alacağının TMK 231 ve 236. Maddeleri gereğince hesaplanması ve davalının bu artık değerin yarısı üzerinden katılma alacağı olduğu açıktır." şeklinde hüküm kurmakla bu hususu net bir şekilde açıklamıştır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/8-1617 Esas ve 2018/469 Sayılı kararında da belirttiği üzere " Bir eşin 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği tartışmasızdır. TMK 222. Madde kapsamında yasa ile adi karine olarak edinilmiş mal hükmünde bulunan bir mala ilişkin katılma alacağı talebinde bulunan davacının, mal alımında katkı sağlaması gerekmediği, yasadan dolayı katılma alacağı bulunduğu tartışmasızdır." demek suretiyle bu konudaki tartışmalara son vermiştir.

Her eşin, diğer eşin evlilik içinde “edinilmiş mal” niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkı bulunur.

Edinilmiş mallara katılma rejimi, katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı olmak üzere üç kalemden oluşmaktadır. Eğer eşin bir mal edinmesine veya bu malda iyileştirme yapmasına maddi bir şekilde diğer eşin katkısı varsa burada 2002 tarihi öncesi ve sonrasına göre katkı payı veya değer artış payı kalemi ile ek olarak katılma alacağı(01/01/2002 sonrası edinilen mallara) gündeme gelecektir. Fakat çalışmayan eşin, diğer eşin bir mal edinmesine veya malını iyileştirmesine maddi bir katkı bulunmuyor ve edinilen bu mal 01/01/2002 tarihinden sonra edinildiyse o zaman eşin kişisel malı sayılmayan bu malda katılma alacağı hakkı gündeme gelecektir. Bu hakka göre, her eş diğer eşin evlilik içinde “edinilmiş mal” niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkı bulunur. Bu hakkın talep edilebilmesi için katılma alacağı davası açılması gerekir. Eşler birbirlerinden mal paylaşımı davasında ayni taleplerde bulunamazlar. Eşlerin talep hakkı, belirlenen artık değer üzerinden hesaplanan alacak ile sınırlıdır. Eşlerden biri evlilik içinde alınan evin yarısının mülkiyetinin kendisine geçirilmesini isteyemez. Ancak, bu evin değerinin yarısının katılma alacağı olarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep edebilir.

01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'na göre katılma alacağı şu şekilde hesaplanır:

Eşin üçüncü kişilere yaptığı karşılıksız kazandırmalar veya malvarlığını azaltmak amacıyla yaptığı tüm devirler malvarlığında mevcutmuş gibi o eşin malvarlığına dahil edilir. Eşin malvarlığından fiilen çıkmış olup da hukuken malvarlığında mevcutmuş gibi kabul edilerek hesaplama yapılan bu mal malvarlığı değerlerine “eklenecek değerler” (MK m.229) denilmektedir.

1- Bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçları evlilik içinde edinilmiş mallardan veya evlilik içinde edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, o eşin kişisel malı ile evlilik içinde edinilmiş malı arasında oluşan yarar veya zarar için bir denkleştirme işlemi yapılır(MK m.230). Örnek vermek gerekirse, evlenmeden önce birikiminiz olan paranızı evlendikten sonra ev almak amacıyla eşinize verdiniz. Daha sonra ev aldınız ve bir müddet sonra boşanmaya karar verdiniz. Mal paylaşımı sırasında katılma alacağınız hesaplanırken evlilikten önce biriktirdiğiniz paranız kişisel mal olduğu için bu malın güncel değeri hesaplanarak size verilecek, alacağınızı aldıktan sonra evin kalan bedeli eşinizle aranızda katılm alacağında artık değer olarak yarı yarıya paylaşılacaktır.

2- Eklenecek değerler ve denkleştirme hesabı da yapılarak eşin evlilik içinde edinilmiştüm mallarının (MK m.219) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan değer eşler arasında katılma alacağı olarak kabul edilip yarı yarıya paylaşılır (MK m.236/1). Eşler arasında katılma alacağı olarak kabul edilip yarı yarıya paylaşılan bu değerlere “artık değer” (MK m.231) denilmektedir.

3- Hemen belirtmek gerekir ki ; Usulüne uygun bir katılma alacağı davası olmadan, artık değere dayanan katılma alacağı hakkınız hesaplanamaz. Özetle; eşinizin "senin ne hakkın var ki" demek suretiyle sizleri susturmasına izin vermeyin. Kurulan bu evlilik birliğine gerek yemek yaparak gerek huzur vererek gerekse de müşterek çocuğunuza bakarak bir emeğiniz bulunmaktadır. Sonuçta bu evliliği siz birlikte kurdunuz. Bu hayatı birlikte yaşadınız. Borç ödenirken o sıkıntıyı hayatınızdan ödün vererek siz de yaşadınız. Şimdi ayrılık aşamasına gelindiğinde eşinizin diğer yüzünü görüpte bir hakkınız olmadığı söylenerek mal kaçırmaya çalışan eşlerinize bu hakkı tanımayın. Hakkınız olmadığını düşündüğünüz o 1 ev ve 1 arabada sizinde genel bir tabirle yarı yarıya hakkınız bulunmaktadır. Gücünüzü fark edin ve hakkınız ne ise onu hiç kimseye bırakmayın. Yazıma son verirken şu maddenin de önemini belirtmek isterim: Türk Medeni Kanunu m.236/2'ye göre "Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin katılma alacağının, yani artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya bu hakkın ortadan kaldırılmasına karar verebilir." Şimdi yazımın en başına sorduğum soruyu hatırlatmak isterim. Cevabınız şimdi nedir?

Haftaya görüşmek üzere. Sağlıcakla...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.