Merhabalar ben Uzm. Dr. Zekeriya Büyükdereli, tanımayanlar için kendimi tanıtayım. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanıyım, Otel Germanicia Yönetim Kurulu Başkanıyım, Gastronomi Turizm Derneği üyesiyim ve edebiyat/sanat ile ilgiliyim. Bundan sonra kendi hayatımın deneyimlerinden bazı anekdotları, sağlığa, güncele ve politikaya dair düşüncelerini haftada bir kez bu köşede yayımlanacak yazılarımla sizlere ileteceğim. Umarım size de bana olduğu kadar keyif veren yazılar yazabilirim. Bugün sizlere erken fark edenlerden bahsedeceğim.
Erken öten kuş, çalılıkta yerini ilk belli edendir. Yani genellikle ilk av olandır. Kısaca koca toplulukta ilk zarar görendir. Erken öten en hareketli, en becerikli, en başarılı olma potansiyeli olandır da aynı zamanda. Aklında ve ruhunda var olan “erken uyarı sistemi”; hızlı önleme ve farkındalık geliştirmeye neden olur. İnsanın erken ötenini başta kendisi dışında kimseler anlamaz. İnanan birkaç kişi bulursa ne mutlu… Erken ötene ödül de yoktur bu dünya da, eğer çocuksan babandan, İşçi isen patrondan, öğrenci isen öğretmenden daha erken düşünemez ve daha akıllı olamazsın. Şansını zorlama bence..
Bir zamanlar General Magic adında bir şirketin aynı adlı bir cihazı vardı. Bugünkü akıllı telefonların atası olan bu cihaz ve cihazın sunacağı hizmetler efsaneydi, mail atabilecektin cebinden… Hikâye ve umutlar büyük olunca şirket hisseleri borsada uçmuştu. Ve o cihazı yaptılar ama o cihazı besleyecek internet alt yapısı henüz yoktu ve şirket hızla battı. Ama o şirketteki genç girişimciler ve fikirlerin hemen hepsi başka şirketlerde doğru zamanlarda hayat buldu. Bugün kullandığımız cep telefonu teknolojisinin atasını icat edenler yıllar içinde yeni buluşlara imza attılar ve teknolojik devrime katkı sağladılar. Ama erken öten General Magic öldü…
“KARŞI DURAN MASUM MU?”
Hayatımdan bir örnek gelsin; hidroelektrik santralleri türbinlerinin dönerek elektrik ürettiğini öğrendikten hemen sonra; bindiğimiz otomobilin en az iki tekeri veya yokuş aşağı inerken dört tekeri niye boşa dönerde elektrik üretmez diye düşündüğümde 1985 yılıydı. Bu tekerlere dinamo bağlayıp akü doldurmayı ve sonra bu elektriği aynı dinamolara verip aracı kendi elektriği ile yürütmeyi düşünüyordum.
Yine aynı yıllar evlerin damlarına güneş enerjisi panelleri yeni konmuş, “güneşte ısınan bu su ile alınan gusül abdesti kabul olunur mu?” tartışılmaktaydı. Benim zihnim ise otomobilimizin tavanına bu güneş panellerinden kapalı sistem koymayı, içine de bir ya da birkaç küçük türbin eklemeyi, kaynama ile oluşacak buhar gücü ile elektrik üretmeyi düşünmekteydi. Üretilen bu elektrik ile otomobili yürütmeyi planlamaktaydım. Bunu babama anlattığımda o meşhur söz kulaklarımda çınladı “icat çıkarma ödevini yap”… Bugün hybrid teknolojisinin atası değil mi bu? Aynı zaman diliminde belki dünyanın başka yerinde de bulanlar olmuştur. Ama nerden bileceğim ki; hayatı “Meydan Larousse, Türkiye renkli rehber veya Büyük Britannica Ansiklopedisi” gibi kaynaklardan tanıdığımız yıllardı.
“Z KUŞAĞINI ELEŞTİRMEYİN!”
Son söz derim ki; dostlar, Kahramanmaraşlılar, vatandaşlar, yurttaşlar, dinleyin ey hemşerilerim, önde gelenler, destekleyenler, yeni fikirlere kapalı olmayın, sosyal hayatın değişimine biraz uyun, uymuyorsanız da kimseye zararı olmayan farklı yaşam türlerine/fikirlerine ve girişimlere engel olmayın. Özellikle z kuşağını eleştirmeyin, biraz boşvermiş gibi görünseler de, sizin genç olduğunuz yıllardaki halinize göre çok daha donanımlı ve bilgililer. Bu nedenle akla yatkın olmayan, onları şekillemeye yönelik, nedenini açıklayamadığınız durumlara karşı başkaldırı getiriyor. Bugünün büyükleri, sizin hiç düşünemediğiniz, hayalleyemediğiniz yeni işler var lütfen gençlere kulak verin, erken öttüler diye suçlayıp öldürmeyin…
Yasemin kantarcı 2 Yıl Önce
Her zamanki gibi fikir ve mekalelerinize katılıyor zevkle okuyorum selamlar hocam bide ön yargı ile ilgili mekale yazarsanız sevinirim şimdiden teşekkürler hocam çok çok çok