Hepimize güzel bir gün diliyorum sevgili takipçilerim. Bu hafta için başka bir yazı yazmıştım aslında ama bu sabah değiştirdim yazımı. Çünkü hayatımızda önemli bazı değişiklikler oluyor bu hafta. Ruhlarımızı acıtan, insan, hayvan, bitki yani canlılara yuva ve yaşam için ekolojik alan olması gereken ormanlarımız mezarları oldu. İzlediğim görüntüler ile içimde sızı gözümde birkaç damla yaş oldu. Ruhumdaki nem ve ıslaklık keşke yanan ormanlara gidip söndürmeye katkıda bulunabilseydi. Bronz çağında filizlendiği söylenen Dünyanın en yaşlı porsuk ağacı 4113 yaşında ve Zongulduk'ta yaşıyor. Çamgiller (Sedir, kayın vb) 1000 yıl, çınar 900 yıl, ceviz 500 yıl yaşıyor. Bir ağacın yetişkin olması ise 8-20 yıl arası bir süre alıyor. Bu dünyada sizden büyük değerlere, sizden önce var olup, kendi haline bırakırsanız sizden sonra da yaşayacak olan, dünyamızın dengesini koruyan-gözeten, tüm yaşama oksijen olan faydalı ormanlara saygı duymayı öğrenebilecek miyiz acaba.
İNSANLAR DIŞI CANLILARIN IRK, DİN, MİLLİYET AYRIMI YOKTUR Kİ
Ormanlar, ağaçlar, hayvanların din, ırk, milliyet tercihleri yoktur. Onlar tüm canlıları severler “Yaradandan ötürü”. Ormanları bilinçli yakan bilinçsizler ya da cehaletleri ile yangına neden olan bilinçsizler; size soruyorum hangi bilinçsizlik düzeyindesiniz. Siz de akla dair herhangi bir nüve var mı? O yaktığınız/yanmasına neden olduğunuz ormanlar içinde senin ailen, malın, mülkün, anıların olsa torpil mi yapacak sanıyorsun. İçi-dışı yanıp acı çekerken orman, önüne kim gelse senin ailen de dahil yakacaktır. Ormanı yakıp giden akılsız, belki sen şimdi yakalanmayacaksın ama senin doğada yarattığın tahrifat yüzünden ilerde senin çocukların, torunların da oksijensiz, çöl ikliminde yaşamak zorunda kalacak. Bunun neyini kavrayamıyorsunuz. Siz piknikçiler evet tüm ormanlar tüm insanlığa aittir siz de dahil. Ve siz de dahil zarar verecek herkesten korunması gerekir. Sadece sen mangal yak da ortalık alevlensin diye yaratılmamıştır.
İNANIN ANILAR DA YANDI
ORMANLARIMIZI, HASTA RUHLULARDAN ÇOCUĞUMUZU KORUR GİBİ KORUMALIYIZ
Ormanlar sizin çocuklarınızdır. 10-15 yılda erişkin olabilen, sizin lehinize var olan, her canlıya hayat kaynağı, manzara, nefes, su kaynağı olan; içinde huzur bulduğumuz, ruhumuzu dinginleştirdiğimiz/dizginlediğimiz, kendimizi kaybettiğimizde bulmamıza yardımcı olan; sağlıklı yaşam için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır ormanlarımız. Çocuğunu tacizciden, sapkından, hasta ruhlulardan nasıl koruma güdünüz varsa ormanları korumak zorundasınız.
Şimdi binlerce yılda gelişmiş bitki örtümüzün yeniden yeşermesi 15-20 yıl alacaktır. Ormanların gerek kasti gerekse yeterince dikkat göstermeden yanmasına neden olanlar elleriniz kırılsın, gözleriniz kör olsun, nefessiz kalıp oksijen diye yalvararak ölesiniz. O kadar hayvanın vebali de sizi bırakmayacak bilesiniz. Bu dünyada öbür dünyada da cezanızı çekesiniz.
Dostlar, Maraşlılar, vatandaşlar, yurttaşlar, dinleyin ey hemşerilerim; ormanları korunmalıdır. Bu dünyanın sizden eski halkıdır ormanlar. Onlar olmazsa yağmurlarımız, oksijenimiz, suyumuz olamaz. Yani yaşam biter, mevsimler yok olur. Molotofçular bu yangınların nedeni eğer sizseniz Allah sizin belanızı versin. Diyecek söz yok size, kahrolun. Piknikçiler ormanlarda bölünmüş mangal bölümü varsa sadece orda ateş yakın. Bir yerde ateş yakmak yasaklanmışsa cahil cahil ateş yakma konusunda ısrar etmeyin. Kampçılar, ateşi yaktığınız yer konusunda ve işiniz bittiğinde sönmesi için dikkatli olun. Söndüğünden emin olmadan alanı terk etmeyin. Biraz obsesif olmak bu konuda hayırlısı olacaktır. Bol yeşilli, yağmurlu, doğası güzel ve kavgasız bir hayatı hepimize diliyorum.