26.06.2021, 23:16

ZAMAN HZ. İSA’ DAN ÖNCE DE VARDI. HATTA HZ ADEM’ DEN DE ESKİDİR

Hepimize iyi günler, bu dünyadaki kaç milyonuncu gündeyiz bilen var mı? Bu güne bir özel anlam yüklesek herhangi bir zamanın miladı olur mu, dünü farklı algılar ve yarın farklı bir kişi olur muyuz? Ne bileyim ömrümüz uzar mı, birilerini daha çok sever ya da nefret eder miyiz? Gün 25 saat olur mu mesela?

Zaman dediğimiz şey Göbeklitepe’ deki yerleşimden de eskidir. Dünyanın yaratılışı bile zamanı başlatan eylem değildir. Dünya ve güneş Samanyolu galaksisinde bilinmeyen bir zamanda oluşmuştur. Ama zaman o gün başlamaz. Biz kendimiz zamana bir başlangıç bir son tanımlar sonra da bizle var olduğunu sanacak kadar salaklaşabiliriz. Biz ölünce biten zaman mıdır ve zaman içinde biz mi bitmişizdir? Ne çok felsefe yaptım değil mi?

Bezm-i Elest kavramına göre tüm ruhlar aynı zaman diliminde yaratılmamış mıdır? Sonra sırası gelen bir bedene kavuşup yeryüzüne gelmiyor mu? Bir bakarsınız 20 yaşında bir birey ile 50 yaşında bir birey çok iyi anlaşıyor? Neden böyle, çünkü insanların ruhları zamansızdır, aynı yaştadırlar ve ruhların yaradılışı sırasında yakın iseler hangi bedende olurlarsa olsunlar birbirlerini tanırlar. İçine girdikleri bedenlerdir yaşlanan, ruh hep aynı 20’ li yaşlarındadır bence ve sonsuza dek yaşayacak bir enerjidir. Bir bedende görünür olup kısıtlı bir zaman sonunda gideceksek hayata bu kadar anlam yüklemek niye ?

SONSUZA UZANAN KURDELEYE BİR DÜĞÜM ATIP MİLAT DERİZ

Kesintisiz bir kurdele düşünün sonsuza uzanan; biz insanlar buna kafamıza önem arz eden olayları konumlandırarak birer düğüm atar ve buna da başlangıç deriz. Örneğin hz İsa’ nın doğumuna çok önem atfeden hristiyanlar doğumunu yeryüzündeki zamanın miladı kabul ederler. (miladi takvim). Hz Muhammed (s.a.v) ‘in Mekke’ den Medine’ ye göçüne çok önem atfedenler yeryüzündeki zamanın miladı kabul ederler. (hicri takvim). Oysa zaman bize bakmaz, bizi düşünmez, süregelir ve devam eder. Biz çok anlamlar yükleriz ona; doğum günleri, düğün günleri, ölüm günleri ve bu haftanın konusu sınav günleri gibi…

SINAV GÜNÜ ÖZGÜR VE KAYGISIZ BİR TAVIRDA OLUN

Kaygılarımızla besleriz içimizdeki korkuları; yarınımızı daha iyi yapmak için bugünümüzü korkularımızda boğabiliriz. Gençler; yeterince çalıştı iseniz, elinizden gelenin en iyisini yaptı iseniz (yapmadı iseniz de vakit yok artık), salın gitsin sınavı; sınav günü kaygılarınız içinizde biriktirdiğiniz tüm o güzel bilgileri esir etmesin.. Sadece sınav günü özgür olun, rahat bir tavırla, olabildiğince kaygısız gidip sınava, çıkınca acaba nasıl yapabildim diye biraz heyecan yapın.. Ama sadece çıkınca heyecanlanın olur mu? Önce değil..

Sonsuz hak yoktur tabî ki ama bu yıl olmadı diye yine de hayıflanmayın. Bu sene olmadı diye hayat bitmez ki.. Hiçbir sınavda başarılı olmasanız da hayat bitmez!.. Apple Computer, Inc.'​ın kurucu ortaklarından biri olan Steve Jobs okuduğu üniversiteyi bitiremedi ama dünyaya ne güzel pencereler açtı biliyorsunuz. Tabi ki üniversite eğitimi önemli, olması makbul; ancak bir zamanın başı ya da sonu değil sınavlar.. Siz o kadar anlam yüklediğiniz için çok önemli oluyor. Ortalama yaşayacağınız seksen yılın toplam 29200 gününden biri değil mi yahu? Hangi zamanın başı ya da sonu ki bu? Dün kimseniz ertesi gün de o olarak yaşayacaksınız aslında. Belki üzerinize giydiğiniz elbise değişecek hepsi bu.. Yani üniversite okumak önemli ama kazanamamak hayatın sonu değil.

KAZANIRSAM HAYALLERİM GERÇEĞE; KAZANAMAZSAM GERÇEKLER KORKULU BİR RÜYAYA DÖNÜŞECEKLER

Bu başlık K.maraş’ ta iki yıl üst üste hazırlandığın üniversite sınavı dönemimde benim odamdaki tüm duvarları ve ruhumu kaplayan sloganımdı. Adeta hayatın sonu ya da başıydı benim için, çok gereksiz ve stresli bir kafadaydım. Oysa zaten ilk yılda da kazanacak durumdayken yüksek hedefler nedeniyle kazanamamıştım. Değer miydi o kadar kaygının yarattığı korku ile yaşamaya? Hiçbir zaman bilemedim ve emin de olamadım. Kazanamasaydım ne olurdum diye bazen düşünüyorum; işini iyi yapan bir adam olurdum. İyi yaptığı için yine başarılı bir model olurdum bence.. Belki daha az yorulduğum bir işim olurdu ve daha mutlu olabilirdim. Mesela erken evlenmiş olurdum şu an çocuklarım meslek sahibi olmuş olabilirdi ve ben de genç sayılabilecek bir yaşta sorumluluklarından kurtulmuş biraz kafama göre yaşıyor olabilirdim. Şu halimden daha zengin de olmuş olabilirdim. Ticaret eğitimini 5-6 yaşlarında verilmeye başlanmış evin ilk erkek çocuğuydum. Bu konuyu ve sermaye ile tanışmamın hikayesini başka bir gün yazarım size. Konumuza geri dönelim okulu kazanamamak ya da “A” üniversitesini kazanamamak zamanın sonu değildi ki, o kaygılar niyeydi? Ticareten büyürdüm belki de. Bugün bir holding sahibi olup, işletme bünyesine bir hastane katmış olabilirdim. Bir doktor olarak hastane sahibi olmanın pek mümkün olmadığı bir ülkede o kadar okumak niye ki? Cebine parayı koyan aklına bilgi de koyduğunu sanıyor. Yahu pek çok bilgi öyle para ile satın alınabilen bir şey değil ki. Bu konu da başka bir yazının konusu bene burada durayım.

TUVALET TEMİZLEYİCİSİ DE EN İYİSİ OLMALIDIR

Her zaman işimde disiplinli bir insandım. Çocukken de öyleydim. Ama iş disiplininin ve işini iyi yapmanın ne kadar önemli olduğunu tuvalet temizleyicisi bir yaşlı amcadan öğrendim. Öldüyse Allah rahmet eylesin bir Ahmet amcamız vardı, kent meydanı açılımı sırasında eski hal çarşısı ile eş zamanlı yıkılan Salihiye caminin tuvaletlerini temizlerdi. Ahmet amcayı hiçbir zaman para tepsisi başında otururken göremezdim. Her zaman ayağında dizine kadar siyah lastik çizmesi; sıçmayı öğrenmiş, deliği tutturmayı ve yıkamayı öğrenememiş vatandaşlarımızın boşaltığı tuvaletleri yıkarken gözlemlerdim. Bu tuvaletleri her daim gönül rahatlıyla kullanırdım ve fazlasıyla da para bırakırdım.

Gün oldu caminin imamı bahaneler üreterek Ahmet amcayı işten attı. Yerine bir akrabası ya da köylüsü olan bir başka amcayı yerleştirdi. Yeni gelen, adını hiç öğrenmediğim ve bende saygı uyandırmayan amca abdestli namazlı dini bütün bir müslümandı. O para tepsisinin başından sadece hacetini görmek ve namaza gitmek için kalkardı. Tuvaletler iğrençti ve kullanılması çok zor bir yer halini aldı. Bence yeni amca o tuvaletleri hala kullandığımız için bize para ödemeliydi. O yeni amca geldikten sonra hiçbir zaman para ödemedim.

Ahmet amcaya ne mi oldu; bizim konfeksiyon mağazamızın her ay 2 kere para ödeyerek dekore ettirdiğimiz cam vitrinin önüne, bir ayakkabı boyacısı tezgahı koymasına izin verdik. Hiçbir bedel de talep etmedik. Bizim ayakkabılarımızı her boyadığında da ücretini ödedik. O da bizim ayakkabılarımızı her zaman iyi boyadı. Her akşam o boya sandığını beraber taşıdık içeriye. Anladım ki işini iyi yaparsan sayılırsın, işini iyi yaparsan kazanırsın. Ne iş yaptığından çok nasıl yaptığın önemlidir. Şimdi ne o cami kaldı ne mağaza ne de ahmet amca; geriye kalan sadece kulaklarımda kendime verdiğim bu söz/küpe; “tuvalet temizleyicisi de olsan en iyisi olmalısın. O zaman başarılı ve saygın bir birey olabilirsin.”

GENÇLER MUTLU VE BAŞARILI BİR ÖMÜR HEDEFLEYİN

Son söz diyorum ki; Dostlar, K.Maraşlılar, Romalılar, vatandaşlar, yurttaşlar, dinleyin; işleri diplomalar, kitaplar ve eşyalar değil insanlar yapar. Diplomalar size sadece bir işi yasal olarak yapma yetkisi verir. Ve nerden mezun olduğunuz o kadar da önemli değildir. İyi ve kaliteli hocalardan öğrenmek olumlu farklar yaratabilir tabi ki; ama diplomanın hakkını veremiyorsan bunun bir önemi olamaz.

Gençler ne olursanız olun iyi bir şeyler olun. Sınavlar önemlidir ama bir zamanın başı ya da sonu olamazlar. Hayatın sonuymuş gibi görmeyin. Mutlu, keyifli ve başarılı bir ömür hedeflemenizi öneririm. Sınavlarınızdan sizi mutlu edecek başarılı sonuçlarla çıkmanızı diliyorum, …. Sevgiyle kalın.

Yorumlar (3)
Pınar karabacak 3 yıl önce
Muhteşem
Harun Eryılmaz 3 yıl önce
Hocam, yüreğinize sağlık, harikaydı. Önemli olan ne iş yaparsak yapalım, en iyisini yapmayı, iyi bir İNSAN olmayı ne güzel özetlemişsiniz! Ne diyor Rabbimiz; "Emrolunduğun gibi dostoğru ol" (Hud-112). Teşekkürler hocam...
Yasemin kantarcı 2 yıl önce
Ben derim ki herkes kendi kapısının önünü iş yerinin önünü temiz tutsa hatta işini iyi temiz yapsa doktor da olsa aşçı da olsa ogretmende olsa anne de olsa babada olsa vesayre vesayre bu böyle devam etse ne güzel olur dünya kalbine sağlık hocam doktorum hemşehrim
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:08
Güneş 05:37
Öğle 12:35
İkindi 16:20
Akşam 19:24
Yatsı 20:47