20.05.2022, 20:10

TEMİZ ŞEHİR BAĞIŞLANMA VESİLESİ

Müslüman, ahiretinin temiz ve selamet yurdu olabilmesi için nefsinin, neslinin, evinin, rızkının, kazancının, sokağının, mahallesinin, şehrinin ve ülkesinin temiz olmasını istemeli ve bu uğurda canla başla çalışmalıdır. Hedeflerini büyük tutup kendini, çevresini, niyetini, duygu ve düşüncelerini temizleyip arındıran kişi felah bulur, kirletense mahvolur gider.

https://youtu.be/HOox342XAl0

TEMİZ ŞEHİR BAĞIŞLANMA VESİLESİ

Cenab-ı Hak, sözün en güzelini söylemeyi ve en güzeline uymayı bizlere nasip eylesin. Yüce Rabbimiz Kur’an’da bize model şehircilikte zirve olan Sebe halkından bahseder. Bu anlayışın bir sonucu olarak Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ

Beldeniz güzel bir belde, Rabbiniz de çok bağışlayıcı bir Rab’dir.”[1] Yani en açık ifadeyle temizlik, Yüce Allah’ın önemli bir emridir ve herhangi bir şehir veya ülke temiz olduğu kadar Allah’ın ikramına ve bağışlamasına mazhar olacaktır.

Bilindiği üzere yeryüzünün ilk mabedi olan Kâbe’yi inşa etme görevi, bütün yönleriyle temiz olan peygamberlerin atası Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail (a.s)’a verilmiştir. Bununla ilgili Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ

İbrahim ve İsmail ile şöyle bir sözleşme yaptık: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.” [2] Dikkat edilirse Yüce Allah, Beytullah; yani ‘Allah’ın Evi’ diye kendine izafet ettiği Kâbe’nin temizlik işlerini, tertemiz olan iki insana sözleşme yaparak veriyor; hac ve umre için gelip ibadet edecek, tavaf ve sa’y edecek insanlar için evinin tertemiz olmasını istiyor. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:

الإيمان بضع وسبعون أو بضع وستون شعبة، فأفضلها قول لا إله إلا الله، وأدناها إماطة الأذى عن الطريق، والحياء شعبة من الإيمان

“İman altmış veya yetmiş küsür şubedir, en faziletlisi‚ ‘Lâ ilâhe illallah/Allah’tan başka ilâh yoktur’ sözüdür. En altta ise‚ ‘zarar veren bir cismin yoldan kaldırılmasıdır ve hayâ imandan bir şubedir.”[3]

Yani bu hadise göre imanın insana kazandırması gereken asgari tutum veya davranış, yolda gördüğü ve insanları tiksindiren, rahatsız eden bir nesneyi, engeli veya görüntü kirliliğini o yoldan kaldırmaktır. Bu davranış, aynı zamanda imanın şubelerinden, alametlerinden ve göstergelerindendir. Dolayısıyla kullanılan bir yolu herhangi bir şekilde kirletmek, yola tükürmek veya insanlara zarar verecek bir şey koymak, imanın o güzelliğini asaletini tehlikeye düşürür.

Bu hususta Müslümanlar olarak çok dikkatli davranmak durumundayız. Örneğin hepimiz Cenab-ı Hakk’ın bizim için yarattığı temiz havayı solumak, güzel kokan rengârenk çiçekleri temaşa etmek, ailemiz ve sevdiklerimizle güzel vakit geçirmek için pikniğe gidiyoruz. Kullandığımız ve güzel anlar yaşadığımız böylesine güzel alanları eğer kirli bırakırsak, hiç şüphesiz Yüce Allah'ın bu güzel ikramına nankörlük etmiş oluruz. Çünkü Cenab-ı Hakkı sevmek, onun bize ikramı olan doğayı ve doğadaki her şeyi sevmemizi gerektirir. Yani başka bir ifadeyle Müslüman, doğadaki kurt, kuş, börtü, böcek, ot, ağaç ve çiçek ile barışık bir şekilde yaşayan insan demektir.

Çevreyi kirletmek, doğasını ve dengesini bozmak ise nankörlüktür. Bunun gibi hakkı, hakikati, nimeti ve güzellikleri örtmek, bu şeylerin aslını ve doğasını yok etmeye çalışmak, kirletmek veya kirli bırakmak, Arapça ifadeyle ‘küfran-ı nimettir.’ Yani Rabbimizin bize verdiği her nimeti örtmek veya görünmez kılmak nankörlüktür. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ

Güzel ve temiz sözler ancak O’na yükselir. Güzel ve temiz sözleri de salih amel yükseltir.[4] Yani söylenen her güzel söz, Allah’a ulaşır ve bir sözün güzel olması, önemli olmakla birlikte ona Rabbimiz katında artı bir değer ve yücelik kazandıran tek şey, güzel ve temiz amellerdir. Bunun da tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için fikri, ruhi ve bedeni açıdan helal ve temiz gıdaya dikkat edilmelidir. Bu hususta da Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُلُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُواْ لِلَّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

Ey iman edenler! Eğer siz sadece Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların helal ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin.[5] Bu ayete göre akıllı ve irfan sahibi bir mümin, güzel, temiz ve helal gıdalarla beslenmelidir. Aksi takdirde -Allah göstermesin- birçok hastalıklar, virüsler ve salgınlar zuhur edecek; hem kendimizi, neslimizi hem de bütün insanlığı tehlikeye atmış olacağız.

Kâinatı yaratan Rabbimiz, bize helal rızıklar vermiş, helal dairesini olabildiğince geniş, haramları da dar ve sınırlı kılmıştır. Kur’an’da gıdalarımızın helal ve temiz olmasının yanı sıra meskenlerimizin,[6] nefsimizin,[7] neslimizin[8] ve kazancımızın[9] da temiz olması emredilmektedir.

Dolayısıyla müslüman, ahiretinin temiz ve selamet yurdu olabilmesi için nefsinin, neslinin, evinin, rızkının, kazancının, sokağının, mahallesinin, şehrinin ve ülkesinin temiz olmasını istemeli ve bu uğurda canla başla çalışmalıdır. Hedeflerini büyük tutup kendini, çevresini, niyetini, duygu ve düşüncelerini temizleyip arındıran kişi felah bulur, kirletense mahvolur gider.

Cenab-ı Hak bütün insanlığa hitaben şöyle buyuruyor:

يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ

Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin).[10] Yani bir insan, camiye, ibadethaneye ve de toplantı yerlerine gittiğinde temiz olmalı, en güzel ve en temiz kıyafetlerini giymelidir. Hz. Peygamber Efendimizin de bu anlamda tavsiyeleri bulunmaktadır.

İslam’da bireylerin temizliği kadar belde ve şehirlerin temizliği de önem arz etmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لاَ يَخْرُجُ إِلاَّ نَكِدًا كَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ

(Toprağı) temiz ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz.[11]

âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v), Medine'ye hicret edince orayı ve daha sonra Mekke’yi ‘Harem’ yani sit alanı ilan etmiş, oralarda ağaç kesmeyi ve avlanmayı yasaklayarak, bir müslümandA çevreye karşı olması gereken davranış şekillerinin ana çerçevesini çizmiştir. Bu konuda büyük şairimiz Yunus Emre ne güzel söylemiştir:

“Çiçeklerle hoş geçin, balı incitme gönül!;

Bir küçük meyve için dalı incitme gönül!”

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de bize bir şehrin misalini şöyle veriyor:

وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلاً قَرْيَةً كَانَتْ آمِنَةً مُّطْمَئِنَّةً يَأْتِيهَا رِزْقُهَا رَغَدًا مِّن كُلِّ مَكَانٍ فَكَفَرَتْ بِأَنْعُمِ اللَّهِ فَأَذَاقَهَا اللَّهُ لِبَاسَ

الْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ

Allah, (ibret için) şöyle bir şehri örnek verdi: Bu şehir güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.[12] Yani bir şehir veya ülke için en büyük nimet, güven ve huzurdur. Bunların olması halinde ticari ve ekonomik hayat gelişecek, refah düzeyi de en yüksek seviyelere çıkacaktır. Ancak bu durumun kalıcı olması, nimetin şükrünün eda edilmesine bağlıdır.

Bir yerde şükür olduğu sürece orada güven ve huzur baki kalacak; şükrün terk edilmesi halinde ise o yerin halkına Allah, korku ve açlığı bir elbise gibi giydirecektir. O halde Allah’a, insanlara, mahlûkata, mevcudata ve cemadata karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli, şükredip nankörlükten uzak durmalı, güven ve huzuru celbedecek amellere sımsıkı sarılmalıyız.

Ayrıca Cenab-ı Hakk’ın verdiği bütün bu nimetleri en güzel şekilde değerlendirerek, yaşadığımız mekânları ve şehirleri güzelleştirmeye çalışmalıyız. Çünkü mekânın şerefli ve güzel olması, orada ikamet edenlerin gayret ve çabalarına bağlıdır ve ‘aslan yattığı yerden belli olur.’

Nitekim Yüce Rabbimiz bu hususta şöyle buyuruyor:

ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

(Allah'ın koyduğu kuralları umursamaz hale gelen şu) insanların kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda karada ve denizlerde çürüme ve bozulma başladı: Bu şekilde (Allah), belki (doğru yola) geri dönerler diye yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını onlara tattıracaktır.[13]

Yani karada, havada ve denizdeki dengeyi bozan da koruyacak olan da insanın kendisidir. Bunun için Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bizi ağaç dikerek yeşil alanları arttırmaya ve çevremizi güzelleştirmeye davet etmiştir. Çünkü ağaç, kapımızda eşik, soframızda kaşık, bebeğimize beşik, bedenimize sağlık, ciğerlerimize oksijen, ailemize mesken, toprağımıza kalkan, cebimize bereket ve ahiretimize güzellik vesilesidir. Aynı zamanda ağaç, gölgesiyle, görüntüsüyle, kokusuyla, meyvesiyle ve oksijeniyle bütün mahlukâta rahat bir nefes ve mutlu bir hayattır. Örneğin bir iğde ağacının görüntüsü ve enfes kokusu, onu yaratan Cenab-ı Hakkın cemalini ve celalini tefekküre götürmektedir.

Unutulmamalıdır ki cennetin en önemli özelliği, yemyeşil ağaçlarla süslenmesi, bağlık ve bahçelik olmasıdır. Bizler de orman, bağ, park ve bahçe sayımızı artırmak suretiyle dünyamızı yeşillendirirsek ahiretimizi de doğal olarak cennete dönüştürmüş oluruz. Bunun için Hz. Muhammed Ümmeti olarak bizler yaşadığımız şehirde hep birlikte elimizden geldiği kadar ağaç dikmeye, çiçek ekmeye ve gelecek nesillere tertemiz bir çevre hazırlamaya büyük gayret göstereceğiz.

Cenab-ı Hak temiz düşünmeyi, temiz yaşamayı, temizlenenlerle birlikte bulunmayı ve temizliğin kaynağı olan Rabbimizin rızasına ermeyi cümlemize nasip eylesin. .

[1] Sebe Suresi, 34/15.

[2] Bakara, 2/125.

[3] Müslim, Îmân 58.

[4] Fatır, 35/10.

[5] Bakara, 2/172.

[6] Saf, 61/12.

[7] Şems, 91/9.

[8] Âl-i imran, 3/38.

[9] Bakara, 2/267.

[10] A’râf, 7/31.

[11] A’râf, 7/58.

[12] Nahl, 16/112.

[13] Rûm, 30/41.

Yorumlar (0)
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:08
Güneş 05:37
Öğle 12:35
İkindi 16:20
Akşam 19:24
Yatsı 20:47