TARİH TEKERRÜRDEN İBARET DEĞİLDİR

Abone Ol

Hayatımız boyunca çok sık duyduğumuz tabirler vardır. Atasözleri, deyimler, vecizeler ve aslında söylenildiği zamana, duruma, oluşa bakılmadan bunlara yüklenen anlamlar.

Mesela, ‘’tarih tekerrürden ibarettir’’ atasözünün kullanım şeklinde, tam olarak neden bahsedildiği bilinmediği halde genelde olumsuz bakış açısıyla, insanın hep aynı kaldığını, ilerleyemediğini veya yaşadıklarından ders almadığı sorunsalını normal bir durummuş gibi algılatıp, yaşanılan tekrarlarda ilkel insan modelinden bir adım ileri gidemediğimiz konusunda hem fikir olan düşünceler oluşmasını sağlamaktadırlar.

Bu da bilinçaltında kök inançlara sebep olarak, yaşanılan olumsuzluğu olağan bir durummuş gibi kabule geçmemize sebep olur.

Aslında;

TARİH TEKERRÜRDEN İBARET ‘’DEĞİLDİR’’

Hayatınızı aynı kalıplar, aynı düşünceler ve aynı davranışlarla sürdürürseniz ömrünüz boyunca sürekli tekrar eden bir döngünün içinde bulursunuz kendinizi. İşte o zaman ‘tarih tekerrürden ibarettir’ diyen atalarımızı doğrulamış oluruz.

Oysa yaşadığınız olaylara ve bunların sonucuna kendiniz gibi değil de kendi öz duygularınızdan arınmış olarak dışarıdan bir gözlemci gibi bakabilmeyi başarırsanız (ki bu bakış tamamen duygularınızdan arınmış bir şekilde olmalı) ve o olaydan almanız gereken dersi alıp, bunun farkındalığıyla hayatınıza devam ederseniz birçok şeyin düzelerek, hayatınıza alışılmışın dışında kendiliğinden aktığını fark edecekseniz.

Karşımıza çıkan her insan ve her olay, aslında tekâmülümüzü, bu hayata geliş amacımızı tamamlamak, sınavlardan en yüksek notu alarak sınıfımızı geçebilmek için bizlere yollanan yardımcı dosyalardır. Bu dosyaları layıkıyla inceleyip, anlayabilir ve oradan almamız gereken mesajları doğru yorumlayabilirsek döngüleri kırabiliriz.

‘’ASLINDA KARŞIMIZA GELEN HER ŞEY BİZDEN SEBEP.’’

İnsanlar genelde olaylara bu bakış açısıyla bakmadığı ve duygu odaklı olduğu için yaşanılan çoğu şeye duygusal bir anlam yükleyerek kimi değersizliğe, kimi haksızlığa, kimi sevgisizliğe, kimi aldatılmışlığa kısacası olumsuz birçok duyguya sığınıp, içinde bulundukları durumdan sürekli şikâyet ederek ‘’ben bunları neden yaşıyorum?’’ sorusu yerine ‘’herkes bana böyle davranıyor’’ diyerek odaktan yani kendilerinden çıkarak diğer insanların davranış tarzına göre kendilerine bir değer daha doğrusu değersizlik biçtikleri için yıllar boyu sürecek olan bu olumsuz döngünün içinde dönüp duruyorlar.

“ASIL YANILĞI NE?”

Genellikle de ‘’herkes’’ derken bu kişiler kendilerince en yüksek değeri verdikleri kişiler oluyorlar. Kimi zaman ebeveyn, kimi zaman en yakın dost, kimi zaman sevgili, kimi zaman patron. İşte bu kişilere bu görevleri verip sonra da ‘’o bana böyle davrandı, bu bana şöyle dedi, şu şunu yaptı’’ deyip hayıflanmalar, üzüntüler, hayal kırıkları peş peşe geliyor. En kolay yoluyla çözüm yolu olarak da bu kişileri hayatlarından çıkarmayı tercih ediyorlar. Asıl yanılgı da burada başlıyor. Çünkü almamız gereken dersi almadan hayatınızdan çıkarttığınız bir kişi yerine aynı tarz davranışta bulunan bir başka kişi hayatınıza giriveriyor. Hadi, bunu da çıkarttınız diyelim ama bitmiyor onun yerine de bir başkası geliyor. Hatta daha da ileri giderek her gelen bir doz daha ağırlaştırılmış olarak giriyor hayatınıza. Ve işte o zaman ‘’tarih tekerrürden ibaret’’ deyip, bunun kabulüyle o döngünün içinde boğularak, hüzünle, mutsuzlukla hayat tamamlanıyor.

“BUNLARI NEDEN YAŞIYORUM?’’

İşte tam da burada tüm bunları yaşamadan, karşımıza çıkan insanları ve onların davranışlarını sorgulamadan o sihirli soruyu ‘’ben bunları neden yaşıyorum?’’ sorusunu sorup, almaları gereken ders için, o olumsuz duyguların kendilerini hayatın hangi aşamasında, bir noktadan alıp daha ilerideki noktaya taşınmalarına yardımcı olan duygular olduğunu ve bu olumsuz duygulardan alacakları en yüksek faydayı aldıktan sonra da sığındıkları, tutundukları, sıkı sıkıya bağlandıkları bu duygulara aslında hiç ihtiyaçları olmadan da ileriye gidebileceklerini fark ettikleri an etrafındaki insanların da artık bu duyguları kendilerine yaşatmadığının ilginç bir şekilde farkına varabileceklerdir.

Bu başarıyı elde edebilecek güç sadece sizin içinizde.

‘’Her şey benim içimde, ben her şeyin içindeyim…’’ farkındalığı ve

‘’Her şey benden sebep’’ in kabulüyle, tarih tekerrürden ibaret ‘’değildir.’’