Carpe Diem….

1989 yılında gösterime giren film aynı adlı romandan(Nancy H.Kleinbaum) esinlerek beyaz perdeye aktarılmıştır. Film kendine has üslubuyla Akademik Senaryo Ödülüne layık görülmüştür.

Bu film henüz ortaçağ eğitim sisteminden kurtulamamış Welton Akademisindeki gençlerin; kendilerini çok yönlü tanıma hikâyesidir. Aynı zamanda tam anlamıyla Rehber diyebileceğimiz bir edebiyat öğretmeninin "duruş" öyküsüdür.

Bay Keating Welton Akademisi mezunudur, edebiyat öğretmeni olarak da aynı okulda edebiyat derslerine girecektir. Bay Keating akademide okurken bir öğrenci olarak okulun eğitim tarzından rahatsız olsa da elbette kurallara uymustur. Ama bir öğretmen olarak döndüğü okulunda artık eğitim sistemine mudahele edecektir.

Bu mücadele ile geçen film içerisinde felsefi, edebi, psikolojik tahlilleri bol ve zengin olan konular işlemiştir.

Eğitimci olarak Bay Keating her ferdin ayrı bir birey olduğunu, dolayısıyla ezberci zihniyetten kaçınılması gerektiğini savunur. Öğrencilerle ezber yöntemini değil sorgulama ve araştırma tekniği kullanarak müfredatı işler. Öğrencilere duygularını yok saymamalarını anlatır. Kendi yollarını kendilerinin çizmelerinin kendilerine başarıyı getireceği üzerinde durur.

Bu eğitim modelini de bir kavram olarak Latin felsefesinde yer alan "carpe diem" anlayışıyla destekler. (Felsefecilerin affına sığınarak bu anlayışın ilk olarak doğu menşeli olduğunu iddia ediyorum)

Carpe Diem: hedonist felsefenin anlayışı olarak "günü, anı yaşa anlamına gelen özdeyiştir. Horatious'un eserinde geçmektedir. Bu özdeyiş günümüzde yarını düşünmeden "hababam" yaşa şeklinde anlaşılsa da; felsefe özü itibariyle "yarına dair kaygı çekme! içinde bulunduğun âna anlam katacak işler yap!" manasını içerir. Ölümün muhakkak bizi gelip yakalayacağı bu dünyada içinde bulunduğun zaman kıyamet ânı olsa, ve elinde bir fidan varsa, o fidanı dikmeye gayret göster, Ânı kıymetlendir.

Carpe Diem felsefi anlayışı şu sözler ile filmde kendine yer buluyor : "Sadece bir tane hayatınız var ve şimdi yapmayacaksınız da ölünce mi yapacaksınız?"

Değerli okurlarım! Şair "hiç bir şey için geç değil ve geç değil hiç bir şey için" diyor. Öyleyse kevniyata dair faideli ne varsa içinde bulunduğumuz anda eyleme geçelim ve ânı yaşayalım.

Sağlıcakla ve "an" ile kalın….