İşgalci İsrail 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde hain saldırılarını sürdürüyor.
Binlerce masum çocuğun günahına giren Siyonist İsrail için tüm Türkiye ayaktaydı. Binlerce vatandaş Tek ses, tek nefes oldu, İsrail'e laner okudu.
Saadet Partisinin 81 ilde düzenlediği
"İşgale, Soykırıma ve Zulme "Dur!" konulu basın açıklamasını Necip Fazıl Kültür Merkezi önünde açılan "Gazze" konulu fotoğraf sergisini önünde İl Başkanı Av.Ahmet ZOR tarafından okunarak gerçekleştirildi.
Saadet Partisi Kahramanmaraş İl Başkanı Av. Ahmet Zor, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Onlarca yıldır emperyalist Batı’nın desteği ve işbirliği ile Filistin’de işgal ve soykırım yapan Siyonist İsrail, son bir yıldır tüm dünyanın gözü önünde yakın tarihin en büyük katliamlarına imza atmaktadır. Okulları, hastaneleri, camileri bombalayan bu gözü dönmüş teröristler, yaşlı, çocuk, kadın demeden mazlumların üzerine ölüm yağdırmaktadır. Bu süreçte tüm savaş suçlarını işleyen, uluslararası tüm hukuk kurallarını yok sayan Siyonizme karşı maalesef kesin somut adımlar atılmamıştır. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açtığı ve Uluslararası Adalet Divanı’nın kabul ettiği soykırım davasına rağmen katil Netanyahu, Birleşmiş Milletler toplantısında konuşabilmektedir. Batı’nın bu iki yüzlü politikalarına yabancı değiliz. Fakat bölgemizdeki işbirlikçilerle kabul etmemiz mümkün değildir.
Bizler daha ilk günden itibaren tüm bölge ülkelerine hedefin sadece Filistin olmadığını söyledik. Arz-ı mev’ûd masallarıyla tüm bölgeyi kan gölüne çevirmek isteyen Siyonizm için bu bölgede müttefik yoktur; sırasını bekleyen kurban vardır. Yemen’i, Suriye’yi, İran’ı ve Gazze’yi bombalayan Siyonist teröristler son günlerde Lübnan’da da vahşete başlamıştır. Sırada Mısır’ın, Irak’ın, Türkiye’nin, Ürdün’ün ve daha nice İslam ülkesinin olmadığını kim söyleyebilir? Çizilen sözde haritalarla gözümüze sokulan bu kanlı plana karşı çıkmak için daha ne beklenmektedir? Libya’da susan, Irak’ta susan, Afganistan’da susan, Yemen’de susan liderler, ateş çemberinin gittikçe genişlediğini ve sıradaki işgalin kendi topraklarına karşı yapılacağını ne zaman idrak edecektir? Ne Siyonizm ne de emperyalizm için bahaneler tükenmeyecektir. Irak’ı nükleer silahları bahane ederek işgal eden, mazlum kardeşlerimizi katleden ABD, yıllar sonra Irak’ta nükleer tesis olmadığını söylemiştir. Bugün de farklı bahanelerle tüm bölgemiz ölüm adasına çevrilmektedir.
Millî Görüş olarak 55 yıldır kanla beslenen ittifaklarla, vahşi emperyalizmle ve Siyonizmle mücadele ederek bugünlere geldik. Necmettin Erbakan Hocamızın önderliğinde kardeşlerimize ve ülkemize yöneltilen her eli kırıp atmanın onurlu kavgasını verdik. Afganistan’da, Myanmar’da, Pakistan’da, Gazze’de, Bangladeş’te ve daha nice İslam ülkesinde mazlumların imdadına yetiştik; vahşete, kaosa ve işgale karşı durduk. Biz Kıbrıs’ta ne yaptıysak, diğer İslam ülkeleri için de aynı şeyi talep ettik. Bunun için mücadelemizden asla vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.
Akif’in deyimiyle bu uğurda:
“Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol K. Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz.”
Siyonizmin yaptığı bu işgale karşı aylardır Filistin yanlısı politikalar üretilmesi gerektiğini dile getirdik. “İsrail’le ticaret, Filistin’e ihanet” demekten asla geri adım atmadık. Kocaeli milletvekilimiz Hasan Bütünmez, bu gerçeği haykırırken verdiği son nefesin ardından ne yazık ki iktidar, bu politikaya yönelip göz boyamak için yapılan cılız eylemlerden başka bir şey yapmamıştır.
İsrail ordusunun kullandığı silahların ham maddesi bizim topraklarımızdan gitmektedir. Teröristlerin kumanyası bizim ülkemizden gitmektedir. Jet yakıtları bizim ülkemizden gitmektedir. Fakat iktidar, bunca soykırım ve zulme rağmen hâlâ vanaları kapatmamıştır. İsrail’e yapılan bu kanlı ticaret devam ederken Vicdan Gemisi’nin kardeşlerimize ulaşmasına dahi izin verilmemektedir. Vicdan Gemisi hâlâ demirlenmiş beklemektedir. Demirlenen, esir edilen bu gemi, bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve cesaretimizdir. Demir vurulan sadece gemi değildir; bunu herkes bilmelidir. Buradan bir kez daha uyarıyoruz, geminin kardeşlerimize ulaşmasına izin verin ve bu vebale ortak olmayın. Türkiye vatandaşı olmasına rağmen Siyonist teröristlere katılan canilerin vatandaşlığını düşürün ve mal varlıklarını dondurun. Ülkemiz topraklarında bulunan ve Siyonizme istihbarat sağlayan İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm üsleri kapatın. İslam dünyasına liderlik ederek somut adımlar atın ve Filistin’in işgal edilmesine karşı durun. Sözlerinizle gerçekte yapmadığınız icraatları yapay zekâya yaptırarak sorumluluktan kaçamazsınız. Kınayarak, izleyerek ve gözlerinizi kapatarak işgali durduramazsınız. “Boykot yapın” dedikten sonra ticarete devam ederek Siyonizm’in çarklarını kıramazsınız. Sizlerden artık cesur, samimi ve somut adımlar bekliyoruz.
Buradan aziz milletimizin tüm fertlerine sesleniyoruz: Vicdanın sesini duyun! (Burada bir dakikalık sessizlik yapılır ve bu süre içinde Hanzala fotoğrafları kaldırılır.) Ve harekete geçin!
Çünkü Filistin bizim vicdanımızdır, onurumuzdur, insanlık davamızdır. Filistin, Hasan Bütünmez’in, Ayşenur Eygün’ün, Rachel Corrie’nin, İsmail Haniye’nin ve sayısız yetimin, mazlum ve şehidin bizlere emanetidir. Filistin, insanlığın, umudun ve vicdanın kalesidir. Biz Allah’ın izniyle bu kalenin burçlarına zafer bayraklarını asacağız. “Nehri denize özgür Filistin” hakkından asla vazgeçmeyeceğiz. Biliyoruz ki zafer inananlarındır, mazlumlarındır ve insanlıktan yana olanlarındır. Emperyalizme ve Siyonizme geçit vermeyeceğiz. Bölgemizi kaosa, savaşa ve gözyaşına teslim etmeyeceğiz. Biz mezarlardan yükselen baharlarla ve kardan gelen aydınlıklarla Filistin’e sahip çıkacak, Siyonizmin hiç yıkamadığı bir duvar olacağız. Bu davaya inananlarla yazılacak bu zafer.
Buradan insanı değerlere ve bir vicdanı olan herkese sesleniyoruz: Vicdanın sesini duyun ve harekete geçin! Göreceksiniz ki zafer bizlerin olacaktır. Hepinize şükran duygularımı sunuyor, gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum.”