Üniversitelerde Salgın Tedbirleri Alınıyor

Yüksekögretim Kurulu (YÖK) Baskani Prof. Dr. Yekta Saraç, hazılanacak Yüksekögretim Kurumları'nda Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu'nun, gerek Kovid-19 salgını gerekse diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında önemli bir adim olduguna işaret ederek, "Amacımız, üniversite kampüslerinin ve egitim-ögretim ortamlarının sağlıklı ortamlar olmasını  sağlamak." dedi.

YÖK ile Türk Standartlari Enstitüsü (TSE) arasında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında yüksekögretim kurumlarının yerleşkelerinde sağlıklı ve temiz ortamların geliştirilmesine yönelik tedbirleri içeren genel standartları belirlemek amacıyla iş birligi protokolü imzalandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakani Mustafa Varank ve YÖK Baskani Prof. Dr. Yekta Saraç'in imzaladigi protokolle küresel Kovid-19 salgini ve bulasici hastaliklarla mücadele kapsaminda yüksekögretim kurumlarinda saglikli ve temiz ortamlarin gelistirilmesi, hijyen koşullarının sağlanması, enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması ve takibi için gerekli altyapının gelistirilmesine katki saglamak amaciyla egitim ve belgelendirme alanlarinin belirlenmesi, çalisma programlarinin olusturulmasi ve bunlarin gerçeklestirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapilmasi amaçlaniyor.

Protokol kapsaminda, TSE ile yapilacak ortak çalismalar neticesinde belirlenecek hijyenik ortamlara yönelik genel standartlari içerecek kilavuz, yüksekögretim kurumlari için örnek bir çerçeve niteligi tasiyacak.

Saraç, törendeki konusmasinda, küresel salgin sürecinde dünyadaki bütün üniversitelerin çok farkli açilardan etkilendigini ifade etti.

Teorik egitimleri, uygulamali egitimleri, stajlari, is yerlerinde mesleki egitimleri buna örnek olarak anlatan Saraç, "Tüm bunlarin yani sira belki de dünyanin en çok ihtiyaci oldugu dönemde üniversitelerin arastirma ve gelistirme faaliyetleri de kampüs yasami da etkilenmis durumda." dedi.

Bütün dünyada, 2020-2021 egitim ve ögretim süreçlerine yönelik pek çok konunun tartisildigini dile getiren Saraç, "Yüksekögretim sistemi çok iyi düzeyde olan ülkelerde bile fikir birligi bulunmamaktadir. Dün aldiklari karari degisen verilere göre bugün degistiriyorlar. Tüm bu süreçte Yüksekögretim Kurulumuz salginin dinamik seyrine paralel dinamik bir süreç kurgulamis ve güçlü koordinasyon, esnek yönetim ile süreci yönetmektedir." dedi.

YÖK'ün salgina tepkisinin 4 asamada degerlendirilebilecegine isaret eden Saraç, bunlari "yakin izleme, hazirlik, acil eylem ve yeni normallesme sürecinin kosullarini olusturma" seklinde siraladi.

Birinci asama olan yakin izleme döneminde, Aralik 2019-Ocak 2020 tarihlerinde Çin'deki yeni salginin yakindan izlendigini, Dünya Saglik Örgütünün (DSÖ) 30 Ocak'ta küresel acil durum ilan etmesiyle birlikte konuyu farkli açilardan ele alan toplantilar yapildigini anlatan Saraç, ikinci asama olan Subat-10 Mart 2020 hazirlik döneminde ise Türkiye'de henüz vaka olmamasina karsin özellikle uluslararasi toplantilar yapilarak üniversitelerin degisim programlari ve toplanti katilimlari konularinda YÖK koordinasyonunda önlemler alindigini aktardi.

DSÖ'nün pandemi ilan etmesi ve Türkiye'de ilk vakanin görüldügü tarihle birlikte üçüncü asamaya geçildigini ifade eden Saraç, rektörler ile sürekli ve dogrudan temaslar gerçeklestirildigini, üniversitelerde koronavirüs komisyonlari olusturuldugunu, bunlarin YÖK ile dogrudan irtibatlandirildigini söyledi.

Bu süreçte online egitime geçildigini hatirlatan Saraç, YÖK bünyesinde bir uzaktan egitim komisyonu olusturularak bir yol haritasi hazirlandigini ayrica YÖK Dersleri Platformu'nun hayata geçirildigini belirtti.

Dekanlarla ve ögretim üyeleriyle de sürekli alan bazinda toplantilar yapilarak sahanin nabzinin tutuldugunu anlatan Saraç, uzaktan egitim merkezleri olmayan üniversitelerde bu merkezlerin olusturuldugunu, buralara kadro tahsislerinin sürdügünü ayrica Anadolu'da 2006'dan sonra kurulan üniversiteler için daha önce baslatilan Dijital Dönüsüm Projesi'nin kapsaminin genisletilerek egiticilerin egitimine geçildigini kaydetti.

"Yüksekögretim sistemini karma egitime/hibrit egitime geçirdik. Bu sadece bu dönemle sinirli degil çok köklü ve radikal bir degisiklik bu." diyen Saraç, sözlerini söyle sürdürdü:

"Halihazirda pandemi devam ediyor ve simdi dördüncü evre olan yeni normallesme sürecindeyiz. Salgin henüz birçok ülkede gerilemedi, aktif devam ediyor ama birtakim önlemlerle hayat devam ettirilmeye çalisiliyor. Mevcut salgının ciddiyetini ve bunun yol açtigi halk sagligi krizini küçümsemeden, saglikli ve güven ortamini saglayarak yüksekögretim kurumlarinda egitimin ve arastirma-gelistirme çalismalarinin devam etmesi gerekmektedir.

Elbette dijital imkanlar ve uzaktan ögretim es zamanli olsun olmasin, örgün ögretimin alternatifi olamaz. Fakat yüksekögretimin içinde bulunulan sartlarda devami için her türlü tedbiri almak ve her türlü imkandan istifade etmek de gerekiyor."

"Birtakim standartların geliştirilmesi gerektiği de muhakkaktır"

Saraç, YÖK'ün "Küresel Salginda Yeni Normallesme Süreci" adiyla bir rehber yayimladigini, buna göre salginin bölgesel ve yerel seyri, üniversitelerin altyapi imkanlari ve ilgili programlardaki ögrenci sayilarina göre 2020-2021 akademik yilinda planlamalarini yapacaklarini bildirdi.

"Bu süreçte saglikli ortamlarin sunulmasi için birtakim standartlarin gelistirilmesi gerektigi de muhakkaktir. Bu standartlar, isteyen üniversitelerimiz için bir çerçeve niteligi tasiyacaktir." degerlendirmesini yapan Saraç, "Sanayi ve Teknoloji Bakanligimiz ile birlikte hazirlayacagimiz Yüksekögretim Kurumlarinda Saglikli ve Temiz Ortamlarin Gelistirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kilavuzu, gerek bu Kovid-19 salgini gerekse diger bulasici hastaliklarla mücadele kapsaminda önemli bir adimdir. Amacimiz, üniversite kampüslerinin ve egitim-ögretim ortamlarinin saglikli ortamlar olmasini saglamak." diye konustu.

YÖK Baskani Saraç, konuya katki saglayan Sanayi ve Teknoloji Bakanligina ve TSE'ye tesekkür etti. [AA]