Muharrem İnce: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Verdiği Sözlerin Hiçbiri Olmadı

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, İzmir'in Foça ilçesinde temaslarda bulundu. Muharrem İnce, ilçe meydanında yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vaatlerini hatırlatarak, "Hiçbirisi olmadı." ifadelerini kullandı. Muharrem İnce öte yandan 6'lı masaya da tepki gösterdi.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, "Türkiye'ye yeni bir seçenek sunuyoruz. Tertemiz, hiç kirlenmemiş bir partiyiz. Arkasında müteahhitler yok. Hazine yardımı yok. Belediyeler yok. Gönüllüler ordusunun aidatları var. İşimiz zor ama bunu başaracağız" dedi.

Foça ilçesi Reha Midilli Sevgi Caddesi girişinde partililerce karşılanan Muharrem İnce'ye, yönetim kurulu üyeleriyle eski Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin de eşlik etti. Çarşıyı ziyaret eden İnce, sorunları dinleyip esnaf ile fotoğraf çektirdi. İnce, daha sonra Nihat Dirim Demokrasi ve Barış Meydanı'na kurulan seyyar kürsüde konuşma yaptı. Konuşmasında CHP'li belediyeleri eleştiren İnce, meydandakilere "Memnun musunuz onlardan?" diye sordu.

HİÇBİRİSİ OLMADI"

Okullar açılmadan önce üç tarafı denizlerle kaplı Türkiye'nin sayfiye kentlerini tek tek gezeceğini belirten İnce, "Bu arada hem bize kızanlar oluyor hem sevenler oluyor. Onlara da derdimizi anlatıyoruz. Şimdi size derdimi anlatmaya geldim. 20 yıllık bir iktidar var. 20 yıl önce iktidar olduklarında Erdoğan, Türkiye'ye şunları söylemişti; '2023'te 2 trilyon dolar gelirimiz olacak. Kişi başı milli gelir 25 bin dolar olacak, ilk 10 ekonomi arasına gireceğiz'. Hiçbirisi olmadı. Bırakın 2 trilyon doları, 750 milyar dolardayız. İlk 10 ekonomiyi bırakın, 20'deydik, 23'e geriledik. Kişi başına milli gelir 7-8 bin dolara geldi. Üstüne üstlük 8-10 milyonda sığınmacı sokaklarımızda geziyor" dedi.

Türkiye ekonomisinin çok zor günler geçirdiğini söyleyen İnce, "70 cent'e muhtaç oldu ama vatandaşlık satmadı. İlk kez Türkiye, 400 bin dolara vatandaşlık satıyor. Diğer ülkelerde vatandaşlık veriyor ama koşullar var. Örneğin; Portekiz diyor ki sana oturma hakkı veririm ama 10 yıl vatandaşlık vermem. 'Başkent Lizbon'a gidemezsin' diyor. 'Portekizce öğreneceksin' diyor. 'Gösterdiğim yerlerde yaşayacaksın' diyor. Türkiye'de kural yok. Bas 400 bin doları, sabahleyin vatandaşlık, hemen oy kullanma hakkın da var. Türkiye'de Büyük Millet Meclisi devre dışı kalmıştır. Yargısı FETÖ'ye teslim olmuştur, ordusu dağıtılmıştır. Üniversitesi susturulmuştur. Yozlaşmış bir siyaset kurumu vardır" diye konuştu.

"NE CUMHUR NE MİLLET; TEK YOL MEMLEKET"

CHP'ye 42 yıl hizmet ettiğine dikkat çeken İnce, "CHP'nin düşmanı değilim, dostuyum ama öyle kötü ellerde ki Allah aşkına şu belediyeleri görüyor musunuz? Memnun musunuz bundan? Ben değilim. Bakın, Menemen'i kaptırdılar. Urla gitti, hepsi gitti. Bu rezalete bir 'dur' dememiz lazım. Tamam hayat pahalılığı var, enflasyon çok yüksek, tamam bu iktidardan kurtulmalıyız. Bu iktidardan kurtulacağız da 13 sene Erdoğan'ın bakanlığını yapmış Babacan mı bizi kurtaracak? 'Suriyelileri göndereceğiz' diyorlar da '6'lı masa'daki Davutoğlu mu gönderecek? O getirmedi mi Suriyelileri? Nasıl olacak bu iş? Bakın onun için bu millete diyoruz ki ne cumhur ne millet, tek yol Memleket. Size yeni bir seçenek sunuyoruz" dedi.

"BAZI KONULARI TARTIŞAMAYIZ, SİYASET ÜSTÜDÜR"

"Bakın bu Erdoğan'dan kurtulmalıyız. Bu iktidardan kurtulmalıyız. Hiç itirazım yok ama bunun çözümü '6'lı masa' değildir" diyen İnce, şöyle devam etti:

"Libya tezkeresi geldi. İYİ Parti, 'evet' verdi, CHP 'hayır'. CHP diyor ki 'İktidar olduğumuzda İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayacağız'. Temel Karamollaoğlu diyor ki 'İyi ki çıktık'. Ergenekon konusunda CHP, 'Bu konu kapanmıştır' diyor. Ali Babacan, 'İktidar olduğumuzda yeniden açacağız' diyor. Kamulaştırma konusunda Ali Babacan 'Yapamazsın' diyor; CHP 'Yapacağım' diyor. Suriyelileri CHP ve İYİ Parti 'Göndereceğim diyor. Ali Babacan 'Gönderemezsin. Öyle kolay değil' diyor. Kafaları karışık bunların. Net fikirleri yok. Bakın net söylüyorum. Memleket Partisi'nin iktidarında Suriyelileri göndereceğiz. Libya tezkeresine 'evet' diyoruz çünkü Türkiye Akdeniz'de olmalıdır. 'Mavi vatan'ı savunuyoruz. İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayacağız. Bazı konuları tartışamayız. Bazı konular siyaset üstüdür. Örneğin S-400. S-400, bir savunma aracıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, NATO üyesidir ama NATO üyesi ülkeler; PKK'ya, YPG'ye silah vermektedir. Bizi sırtımızdan vurmaktadırlar. Türkiye, F-35 almak istemiş. ABD'ye parasını vermesine rağmen uçaklar, teslim edilmemiştir. Türkiye'de S-400 alıyor. Şimdi muhalefetin çıkıp, S-400'ü eleştirmesi ABD'ye göz kırpmasıdır, 'Senin adamınım' demesidir. Biz öyle demiyoruz. Türkiye kendini savunması için S-400 alması gerekiyorsa S-400 alacak. F-35 alması gerekiyorsa F-35 alacak. 'Ne işimiz var Azerbaycan'da' demiyoruz. Türkiye Azerbaycan'a yardım etmelidir hatta az etmiştir. İktidar olduğumuzda daha fazla edeceğiz. Milli konularda sırf iş olsun, diye ortalığı karıştırmak; muhalefet etmek değildir. Muhalefet etmek, yanlışları gördüğünüzde konuşmaktır. Dış politika ayaküstü konuşulacak, 3 oy fazla alayım, diye konuşulacak iş değildir. Türkiye'ye yeni bir seçenek sunuyoruz. Tertemiz, hiç kirlenmemiş bir partiyiz. Arkasında müteahhitler yok. Hazine yardımı yok. Belediyeler yok. Gönüllüler ordusunun aidatları var. İşimiz zor ama bunu başaracağız."