"Başka Tayyip Erdoğan Yok Kardeşim!"

"Türkiye  Cumhuriyet tarihinin en kritik en can alıcı sürecinden geçiyor...

Ya "Bağımsız Büyük Türkiye"..

Ya da "İpleri küresel güçlerin elindeki eski Türkiye"..

Yol ayrımı işte bu...

Karar milletin...

Bugün Tayyip Erdoğan ile güçlü ve Bağımsız bir Türkiye'nin temelleri atılmış yeniden...

Türkiye öyle bir lider gerçeğine sahip ki  o lider ülkesinin hakkını, hukukunu şartlar ne olursa olsun koruyan  karşısında hangi güç olursa olsun koruyup kollamak için cansiperhane çalışıyor...

Bütün çatlak sesler...

Bütün oyunlar...

Bütün kumpaslar...

Bütün karşı ittifaklar..

Bütün algı operasyonları bu nedenle...

Öyle bir muhalefete sahibiz ki  nerede ise Yunanistan'dan Tayyip Erdoğan'ı alt etmesi için medet umar hale gelmişler...

Tayyip Erdoğan'a yaptıkları hakaretlerin onda birini Yunanistan, Fransa liderlerine karşı yapamayan bir muhalefet gerçeği...

Aslında satılan Tayyip Erdoğan değil Türkiye!..

Hal böyle iken benim ülkenin muhalefeti  "Gayri milli" kimliğe bürünerek küresel  güçlerle Tayyip Erdoğan'ın yolunu nasıl keserizin planı peşinde...

Öyle bir akıl tutulması ki bu planın bir parcası Tayyip Erdoğan'ın bu ülkede her türlü makam ile onurlandığı isimler olmuş!..

                                                  *

Şöyle..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki mahalleye  göç eden sözde aile efradına tek, tek  bakıyorum!..
 
Kemal Kılıçdaroğlu…
 
Meral Akşener…
 
Temel Karamollaoğlu…
 
Ahmet Davutoğlu…
 
Abdullah Gül…
 
Ali Babacan…
 
Ekrem İmamoğlu…
 
Mansur Yavaş… 

Hepsi maşallah bir!..

Hem siyasi, hem ideoloji hem de dünyaya bakış açıları noktasında birbirine benzemez bu isimler CHP’nin organizasyonunda karşı mahallede ikamet ederek el ele vermiş!..
 
Öyle bir akıl tutulması yaşayanlar var ki..

Bu milletin karşısına muhafazakar demokrat olarak çıkanlar uzun yıllar muhafazakarlara çileler  yaşatanlarla güç birliği yaparak  o çilelere  son verip muhafazakarları özgürlüklerine kavuşturan Tayyip Erdoğan’a karşı kolkola girip savaş açmış!
 
Ne hazin değil mi?

Bırakın Tayyip Erdoğan'a ihaneti bir kenara  geçmiş bütün siyasi varlıklarına ihanet edenleri ibretle izler olduk...

Akif ne güzel demiş;

"Güvenme insanların samimiyetine,

Menfaatleri için gelirler vecde,

Vaad etmeseydi Allah cenneti,

O'na bile etmezlerdi secde..."

Çok şey anlatır bu söz..

Şöyle 15 yıl önceye dönün...

Allah aşkın eşinizin, kızınızın başörtüsüne uzanan  eller kimdi?

Evlatlarınızı bu ülkede okutamadınız!..

Ya şimdi!..

En özgür şekilde!
 
Öcü gibi gösterilen İmam Hatiplilere hak ettiği değerin verilmesi için  sizin sesiniz çıkmazken kim mücadele etti!
 
Hepiniz kaçarken MGK ‘da kim posta koydu!..
 
Abdullah Bey  eşin başörtülü diye Çankaya’ya  çıkmaman için her türlü oyunu oynayan kimlerdi?
 
Tayyip Erdoğan  sizi  Cumhurbaşkanı  yapmak için hangi cephe ile mücadele etti?
 
Bugün aynı saflarda buluştuğunuz CHP ile!..
 
Nankörsünüz!

Sarıyorsunuz ki sandık geldiği zaman bu millet bunları  hatırlamayacak!

Sadece Tayyip Erdoğan'a değil  Anadolu insanınada  ihanet ediyorsunuz!..
 
Şöyle  hepinize tek, tek  bakıyorum..
 
Bu ülkeye bir çivi çaktınız mı?

Hani bir söz var ya “Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri”
 
Bu ülkede arkanızda bıraktığınız bir eseriniz var mı?
 
Bu ülkenin yarınları için hangi mücadeleyi verdiniz?

                                             *
 
Mesela  sen Kemal Bey;

FETÖ’nün Deniz Baykal’a düzenlediği kaset kumpası ile partiyi ele geçirmedin mi?

Seçim kaybetme rekortmeni olarak tarihe geçmedin mi?

Hala koltukta oturuyorsun!..

Tayyip Erdoğan’a "Diktatör" diyorsun ya!

Asıl dikta rejim sürekli yenilen adam olarak o koltukta çakılı kalan sizsiniz Kemal Bey..

Öyle ki Allah  bu ülkeye bir çivi çakmayı nasip etmemiş size!..

Hiç sordunuz mu neden diye?

Cevap verecek yüzleri yok ki!.

Bu millet böyle istiyor...

                                            *
 
Mesela Meral Akşener!
 
Kemal Bey kadar şanslı olamamış!

MHP’yi ele geçirmek için Devlet Bahçeli’ye karşı düzenlenen operasyonlarda başarı olamadı!

Ama ülkücüleri bölüp parçalamak için adeta biçilen rolle parti kurdurulmuş.

Soralım İçişleri Bakanlığı yapmış eski bir ülkücü  ve  uzun yıllardır siyasetin içinde olan bir isim olarak bu ülke için hangi eseri var!.

Binmiş oda küresel güçlerin kayığına!..

Parlamenter sisteme dönüş yaptırıp Tayyip Erdoğan'ı devirip Gül'ü Cumhurbaşkanı kendisini Başbakan yapacak!

                                                 *
 
Ekrem ve Mansur Bey’leri saymaya gerek var mı?

Bir yıl geçti İstanbul ve Ankara’da henüz bir eserleri yok.

Sadece sipariş anketlerle cilalatma  üzerine çalışıyorlar!
 
Ekrem Beyin Fatih’in türbesini ziyaretteki tavrını İstanbul seçimlerinde AK Partiye kaybettiren  sözde muhafazakar demokratlara armağan etmek gerek!..

Mansur Bey çareyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret edip destek istemekle bulmuş..

Oda bir başarı!.. 

                                                *

Temel Karamollaoğlu’nu yazmaya bile gerek yok!

Erbakan Hoca ayağa kalksa  “Seni gidi işbirlikçi seni ” diye kapıya koyar…
 
Peki Abdullah Gül…

Ali Babacan…

Ve Ahmet Davutoğlu…
 
“Yüzyılın ihaneti “ nin mimarları..
 
Allah sizlere  Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlık koltuklarında yıllarca  oturmayı nasip etmiş!

Doymadınız!..

Çünkü ipleriniz belli ki birilerinin elindeymiş!..
 
Ne yaptınız!

Recep Tayyip Erdoğan’ı sırtından bıçakladınız... 

Peki  siyasi yaşamınız boyunca dikili ağacınız var mı?

Allah aşkına Tayyip Erdoğan olmasaydı bu ülkede Cumhurbaşkanı ve Başbakan olma şansınız  mümkünmüydü!
 
Cevap versinler!..

Ahmet hoca, Ali Bey kim tanırdı sizi!..
 
Sen Sayın Davutoğlu!..

Neymişsin be!..

Dün dediklerini kusara bakma ama  bugün yalıyorsun!..

Değer mi bu duruma düşmeye!..

Devlet adamlığına yakışmayacak şekilde kendine göre sözde ifşalar da bulunuyor.
 
Madem öyle  Emekli Diplomat Vahit Özdemir’nun   sorduğu şu soruya cevap versin bakalım,
 
“15 Temmuz hain darbe girişiminden kısa bir süre önce eşiniz ve kızınız Cidde'ye gittiler mi? Eşiniz ve kızınız Cidde'de ‘yakında Türkiye karışacak ve kan gövdeyi götürecek’ dediler mi demediler mi?”
 
Buyur Ahmet hoca!..

                                            *
 
Gelelim kraliçenin dehası (!) Ali Babacan’a..
 
Bizim muhafazakar şapkayı ters  giyinmiş maşallah! (Bu arada geçmiş olsun.Allah şifa versin) 
 
Öyle bir CHP vagonuna binmiş ki  partisi  Ayasofya’da okunan Fetih süresini bile doğru bulmamiş!..
 
Tıpkı İngiltere, Amerika, Fransa, İsrail, Ermenistan, Yunanistan gibi  ortak ses vermiş!
 
Tehdit edildiği söylenen vakıf üzerinden “Tehditler, ayrımcılığı teşvik eden bir siyasi iklimin ürünüdür.” diyerek ülkesini karalıyor..
 
Tayyip Erdoğan’ı devirmek için o sırtını dayadığı ırkçılığı tavan yaptığı tescilli ABD ve İngiltere’ye tek sözü yok!..
 
Kendi ülkesindeki şehit ailelerini bir gün dahi ziyaret etmiş mi, Diyarbakır’da HDP kapısı önünde evlatlarını isteyen anneler için tek sözü olmuş mu!

                                              *
 
Abdullah Gül ise bildiğiniz gibi!

Sıfır risk!..

Perde arkasından yönlendirici…

Yine hesap peşinde!..

Belki ki yine oyunu kuruyor birileri ile!..

Aday olacakmış!..

Kemal Bey ve Meral hanımdan ışık aldı!,

Bak Sayın Gül;

Yüreklerin serilerek yol olduğu bir davayı, dikenlerin kaplamasına müsaade edenlerin hesabı elbet çetin olacak.

Çünkü Allah cc kendi davası üzerine şahsi ikbal saltanatı kuranlara, mühlet verir lakin nihai fırsat vermez.

İnsanlar aldatılabilir ancak Allahı kimse aldatamaz.(MY)

Dedim ya...

Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri..

Çaktığınız bir çivi yok!..

Varsa bile Tayyip Erdoğan sayesinde!..

                                                   *

Peki…
 
Recep Tayyip Erdoğan ne yapmış!
 
18 yılda Türkiye’nin makus talihini yenmiş!

18 yılda Mazlumların sesi olmuş…

18 yılda dünyada sesi duyulan Bağımsız bir Türkiye inşa etmiş… 

Türkiye nereden nereye gelmiş!..

2000 yılındaki Türkiye ile bugünkü Türkiyeyi kıyaslayın..
 
El insaf…

Ben yazmaktan yoruldum…
 
Bu ülkenin her bir köşesinde yapmadığı hizmet kalmamış!
 
Ama balık hafızalı olanlara  sürekli anlatmak zaruri olmuş bu ülkede…
 
Sağlıktan ulaştırmaya…

Savunma sanayinden enerjiye…

Köprülerden tünellere…

Yollara…

Marmarayları, Avrasya Tünelleri…

Şehir Hastaneleri,

Stadyumları Üniversiteleri,

Havalimanları…

Toplu konutları…

Bu ülke nereden nereye gelmiş..
 
Yerli ve milli silahları…

Tankları,

Gemileri,

Helikopterleri,

İHA’ ları, SİHA’ları, TİKA’ları…

Yerli Otomobil yapılıyor...

Karadeniz'den büyük müjde gelmiş...

Doğalgaz  bulunmuş...

Bunu bile içine sindiremeyen bir gayri milli muhalefet gerçeğine şahit olmak ne acı değil mi?

Peki bunlar Tayyip Erdoğan'dan önce neden yapılmamış!..

                                                 *

Say say bitmiyor!..

Yazmadığımız daha neler neler..

Tayyip Erdoğan bu ülke için neyi eksik yapmış? merak ediyorum..

Sosyal devlet nasıl olunur dersi verilmiş…

Yardım almayan kim var!..

Gördük işte..

Türk Ekonomisi  dünyanın en kritik sürecinde, Türkiye'nin küresel ekonomi saldırısı altında bile dimdik ayakları üzerinde durmuş...

Nankör olmamak gerek..

Bakın Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen anlatmış..

"Kardak Kayalıkları'na çıkarken benzin parasını cebimimizden ödedik"

Nereden nereye değil mi?

19 yılda şunu çok iyi öğrendik ki..

Refah seviyesi yükseldikçe ülkemin nankörlükte aynı paralelde artıyormuş!..

Acı ama gerçek...

Hem her türlü lüksten kaçma hemde  param yok de...

Mesela;

Eskiden bir gün boyu elektrik kesilse sesleri çıkmayan insanlar şimdi 2 saat kesilse homurdanmaya başlamış!
 
Mesela;

Hastaneye tedavi için gidip de çocuğunu veya hastasını rehin bırakanlar, ilaçlarını almak için hastane eczaneleri önünde kuyrukta bekleyenler evine maske gelmediği için isyan eder olmuş!.

Bunlarıda yaşıyoruz...

Bakın Türkiye Tayyip Erdoğan ile nasıl bağımsızlığını ilan etmiş..

ABD/WSJ'nin sözleri bu..

"NATO içerisinde Türkiye'yi durduracak bir ülke yok!.."

Peki bizim ülkenin dışa bağımlı muhalefeti ve birtakım medyası ne diyor..

"Türkiye bölgesinde yalnızlaşıyor"

Müptezeller!..

Dünya Türkiye'den öyle korkmaya başlamış ki Avusturya Uyum Bakanı Susanne Raab da gelişmelere ilişkin bakın ne söylemiş!..

"Türkiye Avusturya toplumunu bölmeye çalışıyor.Türkiye'nin etkisinin önüne geçmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız"

Anlaşıldı ki Tayyip Erdoğan rüyalarına girmiş ki saçmalamaya başlamışlar...

İbrahim Kalın'da kendisine gülme işareti ile çok anlamlı bir ironi ile cevap vermiş,,

Demiş ki;

"Sadece Avusturya'yı mı?

Ne ayıp!.."

                                                  *

Demek istediğim dünya Türkiye'nin güçlenmesinden, büyümesinden, bağımsız duruş sergilemesinden hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde korumasından korkarken bizim muhalefet ve işbirlikçileride Tayyip Erdoğan'ı nasıl deviririz diye sabah akşam plan yapıyor!

19 yılda Tayyip Erdoğan bu hizmetleri yaparken  neler yaşamadı ki!

Başına gelmedik hangi  tuzak gelmedi ki!..

Darbe girişimleri, kumpaslar, oyunlar, ekonomik saldırılar, parti içerisinden saldırılar...

Tayyip Erdoğan 19 yılda birgün rahat yüzü görmeden millet için elinde beyaz kefeni koştu durdu çalıştı üretti ve bugünkü Türkiye'yi inşa etti..

Ekonomi diyorlar!..

Pandemi nedeni ile bugün dünyanın hangi ekonomisi rahat!

ABD'de işsizlik rekor  sayıyalara ulaşmış..

Avrupa ülkeleri hazinelerini boşaltmaya başlamış...

Herkes dert ağlıyor!..

Herkes çaresizlik içinde...

Türk ekonomisi bütün zorluklara rağmen dimdik ayakta değil mi?

Yardım eli uzatılmayan kim var!..

Ama eskisi gib çok rahat bir eliniz yağda bir eliniz balda yaşamak istiyorsanız  kusura bakmayında öyle bir ülke bugün yok...

Biraz vicdan...

Bu ülkeyi yönetenlere karşı biraz vicdanlı olalım dostlar...

                                            *

Ya  AK Parti  teşkilatları...

Böylesine güçsüz,pısırık sesi çıkmayan  ülkesinin Cumhurbaşkanının yaptıklarını anlatamayan bir parti teşkilat yapısı  ne yazık ki yok!..

Kusura bakmasınlar ama  bu duruşları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ihanet ediyorlar...

Diyeceğim şu ki;

Bu ülkeye çivi dahi çakmamış olanların küresel güçlerle elele yaptıkları Tayyip Erdoğan düşmanlığı  ittifakları karşısında  Tayyip Erdoğan gibi bir dünya liderine  sahip  olmak bu ülke için büyük bir şanstır...

O nedenlede  destek olmak  milli bir görevdir...

Bir daha Tayyip Erdoğan gelmez...

Bu şansı yakalamışken Allah uzun ömürler versin en güzel şekilde değerlendirip geleceğin Türkiye'yisini inşa edelim..

                                                      *
 
Bakın benim partim yok…

Ama inandığım, güvendiğim bir lider gerçeği var
 
O nedenle bir daha “keşke” dememek için ülkemizin geleceği adına ülkemin  Cumhurbaşkanımıza destek olmayı vazife görüyorum..
 
Tarihe bakıyorum..
 
Türk İstiklal mücadelesi emperyalist güçlere karşı verilirken; diğer tarafta da mandacı bir zihniyet ülkenin idaresinde sömürgeci, emperyalist, işgalci devletlerin valilerini görmek istemiyorlar mıydı?
 
İşte  tarih tekerrürden ibarettir sözü misali günümüzde  sırtlarını ABD, İngiltere’ye dayayan mandacı zihniyet bugünde ortada..

Meseleleri AK Parti  ile değil onun kalbi Tayyip Erdoğan!..

O kalbi durdurmak istiyorlar....

Özal'ın kalbi durdu  efsane ANAP tarihe karıştı!
 
Şair  Atakan Korkmaz der ki ;

“Vicdan,
insanın tek gerçek dostudur..
Vicdanını dost bil dinle sözünü,
Ve bir gün...
Aklın ile vicdanın arasında kalırsan eğer, Vicdanını seç!
Çünkü aklın çıkarlarını korur...
Vicdanın ise insanlığını!..”
 
Önce vicdan dostlar!..

Şu gerçeği unutmayın...

Bu ülkeye bir daha Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider gelmez !..

Ben söylemiyorum sadece...

Dünya bu gerçeği görüyor...

Ve onun için saldırıyor...

Ve  büyük bir çaresizlik ve şaşkınlıkla izliyor..

Gelin ona omuz verelim..

Yoksa yarın çok ararız...

Son pişmanlıkta fayda etmez...

Türkiye'nin başka bir Tayyip Erdoğan'ı yok kardeşim yok!..

Varsa söyleyin!.."