banner171

banner95

26.06.2022, 11:03

EMPAT DOĞULMAZ!

Bir önceki yazımda, empati bir yetenek mi? Yoksa… Deyip, empatinin ne olup ne olamayacağından bahsedip, aşırı empatik davranışlar sergileyenlerde empat kişilik oluşabileceğini ve bunun hiç de hoş bir durum olmadığını yazmıştım.

Empatiyi bir yetenek olarak kabul eden kişiler, bir süre sonra zihnen, ruhen ve bedenen onaylandıklarını, kabul gördüklerini ve daha çok sevildiklerini düşüneceklerdir. Bu onaylanma hazzı dolayısıyla, sürekli empatik düşünce tarzında kaldıkları için de, aslında sadece ’’ kendi duygu’’ durumlarına ve yine sadece ‘’kendi algı’’ düzeylerine göre bir tutum sergilediklerini düşünmeden, karşılarındaki kişiyi tamamen anladıklarını varsayarak, onların istedikleri tavır sanki buymuş gibi belki biraz da yapmacık bir hal içine gireceklerdir.

Bir cenaze töreninde bulunduğunuzu düşünün. Cenaze gelenekleri, kültürlere ve dini gruplara göre değişir. Cenazeler için ortak olan seküler motivasyonlar arasındaki tek benzerlik, merhumun yasını tutmaktır. Oysa bizler bulunduğumuz topluluğun içindeki örf ve adetlere göre davranır, onlara göre şekilden şekle girip, onların davranışı gibi yas tutarız. Doğu kültüründe ağıt yakmak vardır mesela, sineye vurarak ağıt söylerler. Öyle bir ortamdaysanız, bir süre sonra sizler de onlar gibi ağıt yakmaya başlarsınız. Hâlbuki öz benliğinizde böyle bir şey yoktu. Sadece gördünüz, öğrendiniz ve uyguladınız. Ve sonra da’’ onun acısında yanındaydım, onu anladım’’ ya da ‘’onun acısını paylaştım’’ deyip bir de teselli ettiğimizi düşünürüz ya, e nerede hani empati?

Toplumsal örf ve adetler ya da dayatmalar, hangi alanda,’ kime göre, neye göre’ kategorize edilerek, ‘’karşındaki kişiyi kendin gibi gör’’ ya da ‘’kendini karşındaki insanın yerine koy’’ düşüncesiyle bağdaşır ki? Ancak taklit edebilirsin karşındaki kişiyi. O da sadece göstermeliktir. Ağlarsa ağlıyor, dövündüğünde dövünüyorsan ‘’acını anlıyor ve paylaşıyorum’’ düşüncesi, sadece taklittir. Aşırı empatik olmak ya da öyle olduğunu sanmak, övünülecek bir durum değil yani.

Atalar boşuna ‘ateş düştüğü yere yakar’ dememişler.

Evet, bizler, insanoğlu olarak empatiye yatkın olarak doğarız. Yaradılışımızda, insanları diğer canlılardan ayıran bir özellik olan ayna nöronlarının da bulunması, bir artı olarak düşünülse de, birçok alanda insanı geriletir ve başarısızlığa sürükler. Çalıştıkları alanda kendilerini aynaladıklarını düşündükleri diğer çalışanlara karşı, sadece kendi hisleri yönünde ayna tuttukları için asıl amacın ne olduğunu bilemeden yanlış kararlar alabilirler. Partnerleriyle ilişkilerinde başarısız olurlar, çünkü tuttukları ayna, kendi iç dünyalarının aynasıdır. Kendisi partnerini seviyorsa, ‘’beni seviyor, ama…’’ âşıksa ‘’bana âşık, ama… üzgünseniz ‘’o da üzgün, ama…’’ ve bilirsiniz ki ’’ama’’ dan önceki sözcük hiçbir anlam ifade etmez. Oradaki anlam yine sadece ve sadece sizin yüklediğiniz anlamdır. Karşınızdakini kendi içinize göre etiketlemiş ve kendi hisleriniz doğrultusunda sizi sevdiğine, size âşık olduğuna ya da en az sizin kadar üzüldüğüne kendinizi inandırmak için bir de ‘’ama’’lara sığınmışsınızdır. Çünkü sizlerin bir yetenek olarak düşünülen empati yeteneğiniz vardır, öyle değil mi?

Empati, gerçek anlamda, birlikte var olabilmek ve işbirliği için bir yetenektir sadece.

Yüksek empati yeteneği olduğunu düşünen insanlar bunun zararlarını, iş hayatında, aile hayatında, çocuk yetiştirmede, özel hayatlarında ve sosyal ilişkilerinde yoğun bir şekilde yaşarlar. Yolun sonunda da -hâlbuki diğerleri için tüm fedakârlıkları- yapmışlardır.

Görünüşte her şeyi, karşısındakinin iyiliği için yapıyordur.

Aslolan ise kendi beklentilerine karşı, bir beslenme tarzı yaratmaları ve kendilerini doyuracak olan hangi beklenti, hangi duygu durumu ise ona göre davranarak karşılığını almaya çalışmalarıdır.

Özellikle 0-6 yaş döneminde, yine o anlık algı ve bilinç seviyeleriyle, ailelerinden yeterince değer görmemiş olduklarını düşünen kişiler, kendilerini değerli hissetmek için diğer insanlara şirin görünmeye çalışırlar. Yeter ki onlar da kendisini şirin görsün ve tabii ki sevsin, değer versin.

Tüm duygular bir koşula bağlanmıştır artık ve empati diye bir şey yoktur.

Gelelim empat kişiliklere; işte, yüksek empati yeteneği olduğunu düşünen insanların olayı getirdikleri nokta tam da burası. Empatinin ne olduğunu tam olarak kavrayamayıp, bir de bu durumla övünen insanların bu duygu karmaşası içerisinde kendilerini getirdiği ’’ tanılanamamış kişilik bozukluğudur ‘’ empat kişilik.

Empat kişi doğulmaz, olunur.

Empat kişilikler, kendilerine değil, karşılarındakine odaklıdırlar. Kendi duygu ve düşüncelerini daima ikinci planda tutarlar. Bir başka insan için aşırı empati göstererek, aslında ulaşmak istedikleri şey öz saygı ve sevgidir. Fakat buna asla ulaşamazlar. Kendilerinden o kadar uzaklaşmışlardır ki, ufacık sevgi ya da saygı kırıntısı için yapamayacakları şey yoktur.

Empat kişilikler artık işi o kadar ileriye götürürler ki, iletişim halinde oldukları insanların duygularını üst düzeyde hissedip kendi hayatlarında aynısını birebir yaşarlar. Başkalarının algı ve duygu durumunu kendileriyle özdeşleştirip, en derin travmalara kadar kendi zihin düzeylerinde hissederek, sanki kendi travmalarıymış gibi sahiplenirler. Dolayısıyla sağlıksız bir ruh halinin yanı sıra gün geçtikçe beden sağlıklarını da yitirirler.

El alemden gelebilecek olumsuz bir yorum dünyalarını başlarına yıkabilir.

İnsanlar genelde isteklerini koşulsuz şartsız yerine getiren, sorunsuz, sorgulamayan, fedakar kişileri yanlarında tutarlar. Bu durum, kısa vadede toplum tarafından onaylanan empatik bireye kendi ruhsallığına verdiği olumsuz etkilerini yaşamı boyunca taşıtacaktır.

Kaldı ki bu yanlarında tutulma, verilen değer, sevgi ya da her neyse, acaba gerçek bir dostluk, arkadaşlık için midir yoksa bir çıkar ilişkisi için mi? Siz dostluk sanırsınız, onlar kendilerini sizinle doyuruyorlardır.

Bakın, karşıdaki insan davranışında da bir koşuldan bahsediyorum.

İşte, kimse kadar ne üzülebilir, ne sevinebilir ne de birisini onun sizi sevdiği kadar sevebilirsiniz. Çünkü o kişinin duygusunu asla bilemezsiniz sadece tahmin edebilirsiniz. Tahminleriniz de sadece ve sadece sizi bağlar.

Ve en acı tarafı geliyor,

O sadece sizin sorununuzdur.

Gerçekte, birlikte var olabilmek ve işbirliği için bir yetenek olan empatiyi bu şekilde kabul edelim ve hayatımızı daha fazla zorlaştırmayalım. Emin olun el ve alem her zaman her şeyi söyleyebilir. Bu da onların sorunu olsun, ne çıkar?

Tamamen kendinize özgü duygu ve düşüncelerinizi, kendiniz olarak yaşayabilmeniz dileğimle...

Yorumlar (12)
Mehriye 10 ay önce
Çok aydınlatıcı bir yazı olmuş, kutlarım Gökben Hanım
Dilber Demirci 10 ay önce
Yazılarınızı severek takip ediyorum gokben hanim yolunuz hep.guzelliklere acilsin
Dilber Demirci 10 ay önce
Paylaşımlarınızı severek takip ediyorum Gokben Hanım.Yolunuz hep güzelliklere açılsın.
Ali Poyraz 10 ay önce
Gerçekten çok güzel ve faydalı bir yazı. Çok doğru söylüyorsunuz Gökben hanım.
İlker E. 10 ay önce
O kadar haklısınız ki hocam, kendi öz duygularımızı özgürce yaşayamayalı çok uzun zaman olmuş. Hep o el alem ne der korkusundan oluyor.
Naçizane bu durumla ilgili nasıl bir yol izleyebileceğimiz hakkında bir yazı yazarsanız çok memnun olurum. Saygılar efendim. Bir de bu kadar uzun ara vermeyin
Tuğba 10 ay önce
Ne kadar güzel ifade edilmiş bir duygu durumu yazılmış elinize yüreğinize sağlık
Ümit YÜKSELER SELVi 10 ay önce
El alem için yapılan hatalar insanı insanliktan çıkarıp psikopat yapıyor.Hic bir zaman kendi olamiyor.Baskalarinin yargılarına göre boynun sürüklenen bir köpek misali hayatı idame ettiriyor.insanin kendine yakistirdigini yaptığını ve yasattigini kimse kimseye yapmiyor
Filiz Yeşil 10 ay önce
Gökben hn, merhaba
Yazınız çok açıklayıcı ve anlaşılırdı. Sizinle temasa geçmek ve engin bilgilerinizden faydalanmak isterim. Teşekkür ederim.
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 26 49
4. Sakaryaspor 27 49
5. Pendikspor 26 47
6. Keçiörengücü 27 47
7. Bodrumspor 27 42
8. Manisa FK 26 42
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 27 25
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Namaz Vakti 28 Mart 2023
İmsak 04:56
Güneş 06:18
Öğle 12:43
İkindi 16:13
Akşam 18:57
Yatsı 20:14