30.12.2022, 18:58

DÜNYA NİMETLERİNİN EN GÜZELİ

O (s.a.v), peygamberlik ve devlet başkanlığı görevlerinin yoğunluğuna rağmen ailesine vakit ayırmış, onlarla sohbet etmiş, gezintiye çıkmış, spor yapmış ve meşru (geleneksel) eğlenceleri izlemelerine müsaade etmiştir. Daha açık bir ifadeyle Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ne kendisini ne de ailesini sosyal hayattan soyutlamamış, hatta sosyal hayatın tam ortasında yer almakla şirke dayalı cahiliye toplumunun peygamber algısını bertaraf etmiştir.

DÜNYA NİMETLERİNİN EN GÜZELİ

Cenâb-ı Hak, sözün en güzelini söylemeyi ve en güzeline uymayı bizlere nasip eylesin. İnsanı en güzel surette yaratan Yüce Allah, ona bu dünyada mutlu olacağı sayısız nimetler bahşetmiştir. Bu nimetlerin başında ise aile gelmektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise ailenin en önemli bireyi olan, toplumu doğuran ve aynı zamanda yetiştiren saliha bir eşi dünya saadetinden saymaktadır.

Bir insan için dünyada mutlu ve huzurlu yaşamak önemli olmakla birlikte bu mutluluğu ahirette taşıyıp ebedileştirmek daha çok önemlidir. Bu dünyada yaşanan iflaslar, zararlar ve kayıplar birileri tarafından büyük görülse de asıl büyük kaybı Cenab-ı Hak şöyle ifade buyurmaktadır:

قُلْ إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلا ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ

“De ki: “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerine ve ailelerine hüsranı yaşatanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.”[1]

Ayetlerde kıyamet günü büyük bir hüsrandan söz edilmekte ve bundan kurtulmanın yegâne yolunun, Allah’a ve Resulüne kulak vermek, emir ve yasaklarına harfiyen uymakla mümkün olduğu bildirilmektedir. Ayrıca ayetlerde bütün insanlık cehennem ateşine karşı şöyle uyarılmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلائِكَةٌ غِلاظٌ شِدَادٌ لا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُو

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.”[2]

Bu buyruğa göre bir anne veya bir baba evladını isterse cennetlik isterse cehennemlik yapabilmektedir. Bunu sahip oldukları statü, güç ve imkânlar ile başarabilmektedir. Dolayısıyla anne ve babalar, yöneticisi oldukları aileyi İslami, insani ve ahlaki değerler üzerine kurmalı, evlatlarını bu doğrultuda yetiştirmeli ve sonsuz cennetlere hazırlıklarını tamamlamalıdır. Aksi davranmaları halinde büyük hüsran kaçınılmaz olacaktır.

Yüce Rabbimiz aile ile ilgili şöyle buyurmaktadır:

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلاً مِّن قَبْلِكَ وَجَعَلْنَا لَهُمْ أَزْوَاجًا وَذُرِّيَّةً وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأْتِيَ بِآيَةٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللَّهِ لِكُلِّ أَجَلٍ كِتَابٌ

“Andolsun, (Ey Muhammed) senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik.”[3]

Buna göre peygamberlerin tamamına yakını evlenmiş, yuva kurmuş, çocuk sahibi olmuş ve bu konuda insanlığa örnek olmuşlardır. Bazı modern toplumlarda evliliklerin sayısında düşüş gözlemlense de aslında evliliklerin arttığı ve sağlam aile yapısının korunduğu toplumlarda her türlü kalkınmayı ve ilerlemeyi sağlamak daha mümkün hale gelmektedir. İnsanlık tarihi bu hususta nice örneklerle doludur.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ailenin önemini şu beyitlerle çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır:

Biz ki her mevcûdu yıktık gāyesiz bir fikr ile,

Yıkmadık bir şey bıraktık, sâde bir şey: Âile.

Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslāh eyledik?

İşte vîran memleket! Her yer delik, her yer deşik!

Bunların tâmîri kābil olsa ciddiyyet, sebât,

Lâkin, Allâh etmesin, bir düşse şâyet âilât.

En kavî kollarla hattâ kalkamaz, imkânı yok!

Kim ki; «Kalkar» der, onun hayvan kadar iz‘ânı yok!

Akifimiz aslında bu beyitlerle şu gerçeğin altını çiziyor: Bizler savaştan çıkmış bir milletiz. Bundan dolayı da memleket viran ve her yer delik deşik ama bunların tamiri ciddiyet ve sebatla mümkündür. Bu sağlanırsa memleket tekrar ayağa kalkar ve mamur hale gelir. Lakin -Allah etmesin- aile müessesesi bir düşse, diğer organları çok güçlü olsa dahi memleketin tekrar toparlanması ve ayağa kalkması imkânsızdır. Kim ki «kalkar» derse onun hayvan kadar aklı ve anlayışı olamaz. Dolayısıyla bir milletin aile müessesesi yıkılmışsa, o milletin varlığından söz edilemez.

Yüce dinimiz İslam, aile kurmayı teşvik etmiş, evliliğe giden bütün yolları kolaylaştırmış, bekarlıktan sakındırmış ve belli şartlarda helal görülse de boşanmayı hoş karşılamamıştır. Hatta evlenip ortada ciddi bir sebep yokken boşanan birine Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) öfkelenerek “Ben aranızda iken Allah’ın Kitabıyla mı oynuyorsunuz?” diye tepki göstermiştir. Bunun gibi kaynağını Kuran ve Sünnet’ten alan atalarımız “Yuva yıkanın yuvası yıkılır” uyarısında bulunmuşlardır.

Nitekim aile kurmak, aile olmak ve aileyi devam ettirmek hem İslami hem de insani bir görev ve sorumluluktur. Bu görev ve sorumluluğun sağlam bir zeminde yürütülmesi için Hz. Peygamber (s.a.v), şu mükemmel reçeteleri istifademize sunmaktadır:

إن الرجل إذا نظر إلى امرأته ونظرت إليه نظر الله تعالى إليهما نظرة رحمة، فإذا أخذ بكفها تساقطت ذنوبهما من خلال أصابعهما.

“Erkek hanımına sevgi ve şefkatle bakar, hanımı da ona sevgi ve şefkatle karşılık verirse, Yüce Allah da onlara rahmeti ile bakar. Bunun akabinde erkek hanımının elini tutarsa parmaklarının arasından ikisinin de günahları dökülür.”[4] ve

وخيارُكُم خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهمْ

“Sizin en hayırlınız, ailesine en iyi davrananlarınızdır.”[5]

Aile içi ilişkilerin ve davranışların verimli olması için İslam’ın sunduğu en ideal sistem, şura sistemidir. Danışma ve görüş alışverişinde bulunmayı ifade eden şura ve istişare sözcüğü Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber (s.a.v)’in şahsında bütün yöneticilere bir emir[6], وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ Sahabeyi Kiram’ın şahsında bütün müminler için namaz ve diğer ibadetler gibi bir alameti farika[7] وَأَمْرُهُمْ شُورَى بَيْنَهُمْ ve aile reisliğini yürüten ebeveynin şahsında bütün aile bireyleri için yol, yöntem, usul ve adap anlamında kullanılmıştır.[8] فَإِنْ أَرَادَا فِصَالاً عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ Müslüman toplumlar için her konuda olduğu gibi ailevi konularda da en güzel örnek Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’dir. O bütün eşlerine en güzel sözlerle hitap etmiş, onlara danışmış, düşüncelerine saygı göstermiş ve bazen de onların görüşlerini devlet işlerinde bile harfiyyen uygulamıştır.

Hz. Peygamber (s.a.v) helal yollarla ailenin geçimini sağlamanın yollarını bize göstermiş, aile efradına ikram etmemizi tavsiye etmiş, meveddet ve merhametle muamele etmeyi uygulamalı bir şekilde öğretmiştir.

وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الأَسْوَاقِ لَوْلا أُنزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا

Ayrıca O (s.a.v), peygamberlik ve devlet başkanlığı görevlerinin yoğunluğuna rağmen ailesine vakit ayırmış, onlarla sohbet etmiş, gezintiye çıkmış, spor yapmış ve meşru (geleneksel) eğlenceleri izlemelerine müsaade etmiştir. Daha açık bir ifadeyle Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ne kendisini ne de ailesini sosyal hayattan soyutlamamış, hatta sosyal hayatın tam ortasında yer almakla şirke dayalı cahiliye toplumunun peygamber algısını[9] bertaraf etmiştir.

Bize göre tamamen yanlış olan bu algıyı savunan bir papaz ile Amerika Birleşik Devletlerinde Ateşe olarak görev yaptığım yıllarda karşılaşmıştım. Kendisine “Hz. İsa (a.s)’ı çok övüyorsunuz. O’nun hayatından sizin örnek aldığınız iki davranışını bana aktarabilir misiniz?” diye sorduğumda;

“Haşa!” dedi. “İsa, tanrının kendisidir. Onu kendime örnek almam mümkün değildir.” ifadesini kullandı.

Dolayısıyla bizler bizden önce gazaba uğramış ve doğru yoldan sapmış milletlerin işlemiş oldukları hata ve günahlara düşmek istemiyoruz. Bütün işlerimizde olduğu gibi hayati önemi haiz ailevi konularda da Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i örnek almaya gayret gösteriyoruz.

Cenâb-ı Hak Hz. Peygamber (s.a.v) gibi aile kuran, geçimini helal yollarla sağlayan, aileyi koruyup kollayan, aileyi devam ettirip sonsuz cennetlere ulaştıran salih ve muslih kullarından eylesin. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

[1] Zümer, 39/15.

[2] Tahrim, 66/6.

[3] Ra’d, 13/38.

[4] Nebhani, Fethü l-Kebir, I, 276.

[5] İbn Hanbel, Müsned, II, 329.

[6] Âl-i İmrân, 3/159.

[7] Şûrâ, 42/38.

[8] Bakara, 2/233.

[9] Furkân, 25/7.

Yorumlar (0)
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 33 74
2. Liverpool 33 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 33 43
12. Fulham 34 42
13. Bournemouth 33 42
14. Crystal Palace 33 36
15. Brentford 34 35
16. Everton 33 30
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 33 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Namaz Vakti 23 Nisan 2024
İmsak 04:11
Güneş 05:40
Öğle 12:36
İkindi 16:19
Akşam 19:22
Yatsı 20:44