BEN İSTERSEM VEKİL OLURUM DA SEN İSTEMEKLE DOKTOR OLAMAZSIN

Hepimize iyi ve güzel bir hafta dileyerek başlayalım yazımıza.. Ve de doktor olmanın ne zor bir süreç, ne uzun bir yol, ne ağır vicdani/manevi/maddi sorumluluklar taşıdığının bilinmesini dileyelim. Doktor olmak bir ceviz ağacı olmaya benzer. Yıllar yıllar uğraşırsın meyvasını almak için. Bugünden yarına, cebindeki para ile, şans eseri, istedin diye doktor olamazsınız. Dünyanın hiçbir yerinde öyle kestirme bir yolu yok bunun. O nedenle “giderlerse gitsinler” deyip gidenin yerine raftan yenisini indiremezsiniz. Sevgili okurlarım; göçmen olduğunda bile diğer ülkelerden genel talep gören, çok çabuk kabul edilmeni sağlayan ırklar üstü, din ayrımcılığından korunmuş kutsal bir meslektir doktorluk. Türkü, Hintlisi, Farsı, Arabı, Avrupalısı, Çinlisi, Rusu vb gibi ırklara ve Müslüman, Hristiyan, Yahudi vb diğer dinlere mensuplar diye ayrılmaz doktorlar. İyisi ve kötüsü vardır sadece. Öyle kolay yetişmediği için de her devlet doktorları kazanmak ister.

on litre mazot alsam sonrada üçte bir parasını teklif etsem

Biz doktorları paracı göstermeye çalışanları esefle kınıyorum. Yaptığımız hizmetin karşılığını istiyoruz diye bizi paracı yaftalayamazsınız. Şimdi ben bir benzin istasyonundan gidip 10 litre mazot alsam sonrada üçte bir parasını teklif etsem, iş yeri sahibi buna itiraz etse ve ben de onu paracılıkla suçlasam olur mu? Bize bunu yapıyorsunuz. Hakkımızı vermeyip aç gözlü diyorsunuz. Örneğin milletvekili olmaya hak kazananlar önce gitsinler bir Afrika ülkesinde aylık 5.000TL sı maaşla 550 gün vekillik yapsınlar. Oraya ailesini isterse götürsünler, ama okul yok, ulaşım yok, akraban/tanıdığın dostların yok. Eş durumunu bile Türkiye’ ye dönüş için mazeret kabul etmesek olur mu? Bize bu yapılıyor yahu.

kamuda yönetim kurulusu üyesi veya danışman olarak ayda 100.000 tl maaş güzel iş

Güzel ülkemde bir bankanın yönetim kurulusu üyesi, birinin danışmanı olarak ayda 100-150.000TL sına dek çıkan maaşlar alındığını duyuyoruz. Üstelik bunların pek çoğu akşam 17 den sonra ve tüm hafta sonu telefonunu da kapatıyor. Kimse için hayati acil bir karar ya da sorumluluk da almıyor. Malpraktis suçlaması ve tazminat davası da açılamıyor. Vicdani bir sorumlulukları da yok. Emeğinin karşılığı sosyal hakları ve bu haklardan biri olan parasını isteyen doktoru hedef tahtasına koyup paracı ilan edenler, yazıklar olsun size.

Kimse doktorun çocuğunu okula beleş kaydetmiyor

Hastaların salya, sümük, idrar ve kakaları gibi vücut salgılarına; stresli hasta ve yakınlarının her tür kaprisine/şiddetine; özelde/devlette yönetimlerin aşağılamalarına maruz kalıyoruz sürekli. Para kazanma yaşam hakkıdır. Kimse doktorun çocuğunu okula beleş kaydetmiyor, bize kimse beleş ev/ araba vs vermiyor. İşini yapan herkes hakkıyla parasını kazanırken doktorun maaşı neden sorun oluyor ki? Sağlık pahalı bir hizmettir, bazı devletler doktora hakkını öder ama vatandaşına yansıtmazken bazı devletler direk vatandaşa ödettirir. Bizi suçlayarak hizmeti daha ucuza satın almaya çalışmanız da etik bir hareket değil.

Ülkeye borcu olan sadece biz hekimler değiliz.

Devlet herkese okuma hakkı verir. Her meslek grubu için alt yapı hazırlar. Sadece doktora para harcamaz. Avukatlar, mühendisler, eczacılar, mimarlar vb tüm meslek grupları da okulu bitirince hak ettiklerinin çok altında fiyatlara mecburi hizmete alınsınlar. Usta belgesi verdiğiniz motor, seramik, duvar vs ustaları da belgeyi özgürce kullanmak için 550 gün karın tokluğuna devlete mecburi çalışsınlar. Devlet onlara da bakmadı yahu? Ülkeye borcu olan sadece biz hekimler değiliz.

Ya şiddet konusu

Başta doktor olmak üzere sağlık çalışanlarına sözlü/fiziki şiddet ve tehdit moda oldu. Ne gerçek hayatta ne de Türk dizilerinde sağlık çalışanına şiddet uygulayan ceza almıyor. Bize yapılan bir vekile, valiye, kaymakama, hakime, savcıya, polise ve askere yapılsa en ağır cezadan tutuklu yargılanırken, bize yapılınca adam birkaç saatte dışarıda geziyor yahu. O şiddet uygulayanları salıverenler, salıverilmesini sağlayan yasaları değiştirmeyenler inşallah çocuklarınız sağlık çalışanı olup şiddet görürler. Çünkü başınıza gelmeden anlamayacaksınız.

Yahu düşünün, tapu dairesinde memursunuz her zaman ki işinizi yapıyorsunuz ve sıra bekleyen acılı bir vatandaş kendini kaybedip size saldırıyor. Kafanız gözünüz yarılıyor, siz sadece işinizi yapıyorken oluyor bu, ve o şahıs birkaç saatte serbest kalıyor. Bunu kabul eder misini?

Demem o ki sevgili hemşerilerim, yurttaşlar, vatandaşlar; ben bir tıp doktoruyum, çalışacak, yaşayacak ve iyi kazanacak bir ülke bulabilirim. Ama vatanımda daha mutlu olmayı, saygı ve sevgi görmeyi tercih ederim. Eski yıllarda olduğu gibi beni birer yazı ile kaymakam, vali, bürokrat, müdür, bakan vb yapabilirsiniz ve seçime girip vekil de olabilirim. Hepsini de dikkatle ve hakkıyla yapacak iş disiplini bende var. Ama o makamlarda oturanlar bir yazı ile tıp doktoru olup hasta bakabilir/ameliyat edebilirler ve anlayabilirler mi?

Şimdi düşünün “Ben gidersem bana ne olur size ne olur?”