Kahraman TV

Kılıçdaroğlu Zaten İktidar Olamayacağını Biliyor

SİYASET

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal Katıldığı TV Programında Manifestoyu Açıkladı

Ünal'ın konuşmasından staırbaşları;

Bugün sadece manifesto değil aslında biz bugün kampanyamızı da tanıttık. Kampanya müziklerimizi, kampanya görsellerimizi, Sloganlarımızı ve bir daha adaylarımızı toplu olarak tanıttık.

Tabi işin kalbi manifestoydu. Manifesto kelimesine bazı arkadaşlarımızın itirazları oldu Manifestonun Türkçe karşılığını kullansanız diyen arkadaşlarımız da oluyor. Aslında seçim bildirgesi seçim beyannamesi gibi karşılıkları da var ama manifesto kelimesi seçim beyannamesi dediğimiz zaman AK Partide genel seçim zamanlarında bir kitapçık olarak yer alır. Seçim bildirgeleri dediğimizde daha çok Yüksek Seçim Kurulu’nu çağrıştıran bir algısı var. Aslında manifesto sizin genel siyaset ya da yerel siyasette duruşunuzu tavrınızı çizginizi kırmızı çizgilerinizi özetleyen bir içeriğinizi yansıtır.

Bugün yerel yönetimlerle ilgili biz aslında unuttuğumuz bir kavramı yeniden hatırlatarak yani Şehremini emin belde kavramlarını hatırlattık. İnsanların yol, köprü, hastane okul gibi birçok hizmetlerinin yanı sıra asıl ihtiyaç duyduğu şeyin gönül’e girmek gönül kazanmak gönüldaş olmak olduğunu söyledik. Hani eskiler derler ya ‘Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve bahane’ yani bizim kültürümüzde asıl olan muhabbettir, yardımlaşmadır, iyiliktir.Bu manifestonun ruhu bütün canlıların kendini emin hissettiği bir şehir anlayışı ile başlıyor aslında yani bu şehir tasavvurunda öncelikli olarak şehrin üzerine kurulduğu çevre, o çevreyi korumak, yaşatmak ve çevrenin katı atıktan atık suya varıncaya kadar korunması sonra o çevrenin üzerine kurulan şehrin planlaması sonra o şehrin yönetimi sonra o şehrin sakinlerinin ürettiği değerler. Aslında dört başlıkta manifestoyu özetleyebiliriz ama biz ne yaptık 11 başlıkta topladık.

Bu seçimlerin bir beka meselesi haline dönüştüğü doğrudur, peki bir beka meselesine dönüştüren bir yerel seçim olmaktan çıkaran bir meşruiyet krizine dönüştüren kim?

KEMAL KILIÇDAROĞLU GENEL BAŞKAN OLDUĞU GÜNDEN BERİ TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KURUMLARININ MEŞRUİYETİNİ TARTIŞMAYA AÇIYOR

Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi her ağzını açtığında sistematik olarak 2011 yılından beri bunu yapıyor. Ben grup başkanvekili olduğum ilk o zaman bunu fark ettim ve gündeme getirdim Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu günden beri Türkiye’nin bütün kurumlarının meşruiyetini tartışmaya açıyor bilinçli ve sistematik olarak, bunun altını çizerek söylüyorum.

Mesela Deniz Baykal’ın bundan önceki CHP’nin özelliği vardı, Deniz Baykal devletin kurumlarına toz kondurmazdı asla meşruiyetini tartışmaya açmazdı. Ama ne zaman ki 2011 yılında bir kaset krizi operasyonuyla genel başkan oldu, 2011’de hatırlayın bir yemin krizi çıkardılar. Kemal Kılıçdaroğlu o dönemde tutuklu olan bazı kişileri aday gösterdi, milletvekili adayı gösterdi. Kendisine bir televizyon programında soruldu, denildi ki ‘Peki bu milletvekili adaylarını gösterdiğiniz kimselerle ilgili yargı kararı olursa?’

Dedi ki ‘Biz ona açığız yargı kararına saygılıyız’ dedi ama 2011 seçimlerinden sonra dediler ki biz yemin etmiyoruz niye yemin etmiyoruz çünkü Türkiye büyük millet Meclisi meşru değil.

Neden meşru değil?

Çünkü bizim seçilmiş milletvekillerimiz şu anda tutuklu o gün başlattıkları meşruiyet tartışmasını seçilmiş cumhurbaşkanının meşru olmadığından tutunda anayasanın gayri meşru olduğundan anayasa referandumuna, bunu gayrimeşru olduğunu, yapılmış seçimlerin gayrimeşru olduğunu tartışır oldu.

KEMAL KILIÇDAROĞLU ZATEN İKTİDAR OLAMAYACAĞINI BİLİYOR

Şimdi bir söylemin amacının ne olduğunu anlamak için o söylemin neye hizmet ettiğine bakmak gerekir. Kemal Kılıçdaroğlu bu söylemi neye hizmet ediyor?

Türkiye karşıtı bütün Lobilerin Türkiye’ye dönük yürüttüğü kara propagandaya, dezenformasyona hizmet ediyor, o yüzden millet bunu görüyor. Kemal Kılıçdaroğlu da zaten iktidar olamayacağını biliyor bu yönüyle baktığımızda millet 31 Mart’ta sandıkta yine gerekli cevabı verecek.

SİYASET İRADE İLE YAPILAN BİR ŞEYDİR

Cumhurbaşkanımızın da İfadesi zaten 31 Mart seçimleri de marjinalleşen CHP’nin tasfiyesi anlamına geliyor. 31 Mart’tan sonra Türkiye’de muhalefet anlamında yeni bir siyaset olacak, yeni bir anlayış olacak. Çünkü diğer partilere baktığınızda zaten HDP’nin bir siyasi parti olduğunu söyleye bilmemiz için şu gerekiyor; siyaset irade ile yapılan bir şeydir, eğer iradeniz yoksa siyaset yapamazsınız. Biz yıllarca HDP’ye silahla, terör ile arana mesafe koy, demokratik siyasetle; terör şiddet bir arada olmaz. dememize rağmen bir iradeleri olmadığı için terör örgütünün dediğiyle söyleme getirir, terör örgütünün bir uzantısı gibi davrandılar ve iradelerini terör örgütünün eline verdiler.

Biz HDP’nin siyaset yapmasına karşı değiliz. HDP’nin iradesini terör örgütüne teslim etmiş olmasından biz HDP ile ilgili itirazımızı yüksek sesle haykırıyoruz. Şimdi HDP ile CHP’nin dirsek teması zaten çok açık bir şekilde görülüyor. Bu HDP’nin zaten İstanbul’da Adana’da belli illerde aday çıkarmayacağını ifade ederek zaten bunu doğruladı. Diğer tarafta da İYİ parti var, İYİ parti bir taraftan CHP’nin HDP ile bir ittifakı yokmuş gibi davranarak bir ittifak sürdürmeye çalışıyor.

CUMHUR İTTİFAKIYLA, ZİLLET İTTİFAKINI BİRBİRİYLE KARIŞTIRMAMAK GEREKİYOR

Bu arada Cumhur İttifakıyla Cumhurbaşkanımızın ve Devlet Bey’in de zillet ittifakı dediği ittifakı birbiriyle karıştırmamak gerekiyor. Çünkü cumhur ittifakı bir siyasi ittifak değil, cumhur ittifakı 15 Temmuz gecesi bu milletin devletine sahip çıkarken geleceğine sahip çıkarken bayrağına mukaddesatına sahip çıkarken ortaya çıkmış bir millet mutabakatıdır. Bu bir siyasi ittifak değil ama bunların ittifakı farklı bir masa başı ittifakıdır. Pazarlıkta da İYİ parti CHP’nin HDP ile olan dirsek temasını görmemeye çalışıyor.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.