Aile Danışmanı Enerji ve Nefes Terapisti Feyza Varol, fiziksel rahatsızlıkların tamamen iyileşebilmesi için temelindeki duygusal sorunların da giderilmesi gerektiğini söyledi.
HOLİSTİK ŞİFA UYGULAMALARI…
Varol, bu amaçla holistik şifa uygulamalarına ilginin giderek arttığını kaydetti.
Stresli yaşam koşulları insanların ruh ve zihin sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum fiziksel rahatsızlıklara da yol açabiliyor. Günümüzde insanlar bir yandan ruh ve beden sağlığı için doktorların kapısını aşındırırken, diğer yandan tamamlayıcı tıp ve holistik şifa uygulamalarına ilgi giderek artıyor. Holistik şifa; insanı ruh, beden ve zihin bütünlüğü içerisinde şifaya kavuşturmayı hedefleyen bir yaklaşım. Bioenerji, Matrix inform, Access Bars, Nefes Terapisi gibi tekniklerle yıllardır danışanlarına hizmet veren Aile Danışmanı Enerji ve Nefes Terapisti Feyza Varol, fiziksel rahatsızlıklarımızı stres, kaygı, mutsuzluk gibi etkenlerin tetiklediğini belirterek, , “Ruh ve zihin iyi olmadan bedenimiz tam anlamıyla sağlıklı olamaz” dedi.
RUHSAL YÜKLER BEDENSEL RAHATSIZLIKLARA YOL AÇIYOR!
Holistik şifa yöntemlerinin tamamının insanlarda iç huzuru sağlamayı amaçladığını anlatan Feyza Varol şunları söyledi: “Birisi fıtık oluyor, ameliyatı, tedavisi yapılıyor ama bir bakıyorsunuz bir süre sonra yine tekrar ediyor. Fıtığı alındı ama omuzlarında yükler kalktı mı? Aslında ailevi sorumlulukları, maddi sorumluluğu, duygusal yükleri de onun omuzlarında ağırlık yapıyor ve fıtığa sebep oluyor. Yani hastalıkların oluşmasına sebep olan etkenleri de rehabilite etmek gerekiyor. İlaçlarını al, ameliyatını ol, ama unutma ki; ruhun iyileşmezse bedenin de iyileşmez. Bu tüm rahatsızlıklarda böyle. Bu nedenle öncelikle bakış açımızı ve eylemlerimizi değiştirip düzeltmemiz gerekiyor. Günlük yaşamda stres ve kaygının fazla olması hem beden hem de ruh sağlığımızı etkiliyor. Farkında olmadan negatif bir ruh haline bürünüyoruz. Hem kendi enerjimizi düşürüyor, hem de çevremize kötü enerji yayıyoruz.
Hep negatif şeyler düşünüyoruz. Vesvesemiz çok. Korktuklarımız da başımıza geliyor. Olumsuzluklara o kadar çok odaklanıyoruz ki onu yaratıyoruz. Sürekli kaygı ve endişe içinde yaşıyoruz. Kaybetme korkularımız var. Sürekli kırılıyoruz. Bunlar ifade edilmediğinde hastalık olarak geri dönüyor. Bunun farkına varan insanlar geçmişinden özgürleşmek, daha fazla sağlık mutluluk, daha fazla bolluk bereket ve hayatını daha iyi yönlendirmek istiyor. Huzuru arıyor.”