Merhabalar, bu hafta yazıma ormanlarımızdaki yangını söndürmeye çalışırken şehrimizde düşen uçakta ölen Türk/Rus tüm mürettebata Allah’ tan rahmet dileyerek başlıyorum. Ve hepimize güzel bir gün ve hafta diliyorum. Sağlıklı, keyifli ve bol enerjili zamanlarınız olsun. Bu hafta size birincil mesleğim olan tıp doktorluğu üzerine kısa bir yazım ile misafir olacağım. Umarım hepimiz için keyif aldığımız bir yazı olur. Belki kafanızda oturtamadığınız bir karmaşaya biraz ışık tutabilirim.
Duyar gibiyim, “ah bu doktorlar, her birinin ayrı yorumları, yarattıkları kafa karışıklıkları, aynı işleme farklı fiyat çıkması halleri” diyorsunuz hepiniz. Hasta olduğum zaman inanın ben de sizinle aynı şeyleri söylüyorum kendi kendime. Her bir doktor bir sağlık sorunu hakkında farklı bir karar verip size başka bir şey anlatabiliyor. Size anormal ve kafa karıştırıcı gelen bu durum bizim meslekte çok normaldir.
K.MARAŞ’ TAN İSTANBUL’ A GİTMENİN PEKÇOK YOLU VAR
Biz tüm doktorlara branşlarına ve hocalarının deneyimlerine göre bazı farklarla hemen hemen aynı konular anlatılıyor. Peki diyeceksiniz ki yakın/benzer şeyler anlatılırken bu kadar fark nerden çıkıyor? Tüm bizlere bilgiler veriliyor ama yargılama, her bir hasta için fikir üretme, fikrimize göre tetkik ve tedavi yolağına nerden başlayacağımıza karar verme hakkı bize bırakılıyor. Örneğin K.maraş’ tan İstanbul’ a gitmenin pek çok yolu var. Hangi yoldan gideceğimiz bindiğimiz aracın yakıt deposu kapasitesine, motorunun beygir gücü/sağlamlığına, aracın 4x4 olup olmamasına, bizim hangi yolu daha iyi bildiğimize, yolda ihtiyaç duyabileceğimiz teknik desteğin sağlanma şartlarına göre değişir.
İşte tedaviler de böyle bulunduğumuz şehir, hastane, ailenin imkanlarına; destek alabileceğimiz diğer branşların varlığına; ailenin hangi tedaviyi sürdürebileceğine; tedavi ve hastalığın ortaya çıkarabileceği yan etkilerine; ne kadar hızlı tedavi etmek istediğimize göre ve de hekimin aklına getirebildiği/ düşünebildiği hastalık çeşitliliğine göre hekimden hekime farklar gösterir. Kısaca alt yapı imkanları, her bir doktorun yargılama becerisi tedavi şeklini ve de süresini belirler. Ama tüm yollar İstanbul’a götürebilir ya da İstanbul’ a gitmeye çalışırken bir aksilik ile yolda kalabilirsiniz. Yani seçilen tedavi işe de yaramayabilir.
YARGILAMA BECERİSİ GÜÇLÜ HEKİM ALANININ EN İYİLERİNDENDİR
Daha basit bir örnekle, 10 aşçıya aynı malzemeleri verirsiniz, biri patlıcan kebabı, biri patlıcan dolması, biri karnıyarık, diğerleri başka bir patlıcan yemeği yapabilir. Ama hepsi de karın doyurma hedefine ulaştırır. Kiminin karışımı, kiminin tadı, kiminin pişme düzeyi iyi olmayıp, kaliteleri ve damakta bıraktığı lezzetler farklı olabilir. O gün yemek yiyeceklerin ihtiyaç duyduğu doğru yemeği, en iyi karışım ve en iyi pişme süresi ile güzel bir serviste sunan aşçı; en doğru doygunluğu ve memnuniyeti sağlar.
Hekimlikte hastalığın tanısı ve tedavisi ile ilgili alınan kararlar da böyle bir yolun sonunda oluşur. O hasta için en doğru tanıyı düşünebilen; hastane/ailenin imkanlarını ve ailenin uyum göstereceği ilaç tercihlerini en doğru değerlendiren; ilaçların en doğru doz ve kombinasyonu ile en az yan etki oluşturacak medikal tercihleri yapabilen; yani en etkili sonucu alacak tanı-tedavi paketini seçebilen, yargılama becerisi güçlü hekim alanının en iyilerden biridir.
Demem o ki; dostlar, Maraşlılar, vatandaşlar, yurttaşlar, dinleyin ey hemşerilerim; her bir hekim kendi deneyimine, bilgisine göre sizin hastalığınız için bir kanaat geliştirir. Bu kanaate göre bir tedavi planı belirler. Her hekimin belirlediği bu plan hastasına özeldir. Bu nedenle şaşırmayınız. Bir hekime güvenmenizi ve onun sizin için çizdiği rotada devam etmenizi öneririm. Herhangi bir tedavinin işe yaramadığını söylemek için de -acil cerrahi durumlar hariç- en az 3-5 gün gerektiğini de bilmeniz gerekir. Sevgi ve sağlıkla kalmanızı dilerim
Uzm. Dr Zekeriya Büyükdereli