Dostlar, ben geldim.
Sizleri hayli özledim.
Malum Ramazan ayıydı pandemiydi derken bir süredir köşemden sizlerle buluşamıyordum.
Buna Kahraman TV’nin sosyal medya yönetimi projesi de eklenince ‘bahaneler’ üst üste geldi.
Neyse ki yeniden birlikteyiz.
Araya mesafe koyunca söyleyeceklerimde birikti.
Tamda gündemde geniş yer buluyorken sosyal medya etik kuralları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berat Albayrak ve eşine yapılan siber saldırının ardından gündeme gelen dijital platformların kapatılması konusuna değinmek istiyorum.
Elbette Berat Albayrak ve Esra Albayrak çiftine yapılan alçak saldırının tarafı değiliz.
Hele de dünyaya yeni gözlerini açmış bir bebek üzerinden yapılması insanlık dışı.
Güvenlik güçlerimiz ve adli makamlar gereken ceza neyse vermelidir.
Vermeli vermesine de sosyal medyanın kapatılması konusu neden sadece Berat Albayrak’a yapılınca gündeme geldi?
Siyasi görüşü her ne olursa olsun Selahattin Demirtaş’ın eşine yapılan saldırı meşru mu?
Aylar önce konuşmasında sosyal medyadaki takipçi sayısına dikkat çeken ve dijital platformların ne denli önem arz ettiğinin bilincinde olduklarını ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı ailesinden birilerine yapılan siber saldırı sonrası neden sosyal medyanın kapatılmasını gündeme getirdi?
Adalet varsa herkese var.
Siyaset, dil, din ırk ayrımı gözetmeksizin de olmalı.
Bir diğer konu ise sosyal medya etik kuralları.
AK TROLLER DİYE BİR GERÇEK VAR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın sosyal medya üzerinden başlattığı yeşil küp ve Türk bayrağı simgesi yüzbinlerce sosyal medya kullanışı tarafından karşılık buldu.
Eyvallah.
Peki Ak Parti Milletvekili, bakanların danışman ve fotoğrafçılarının sosyal medya paylaşımları, whatsap durumlarında CHP ile ilgili olur olmaz paylaşımları ne olacak?
Bunları kim denetleyecek?
Etik kuralları sadece AK Partili olmayan sosyal medya kullanıcıları için mi geçerli?
AK Troller diye bir gerçek var, nasıl inkar edeceğiz?
Madem sosyal medya etik kurallarından bahsedeceğiz, tüm sosyal medya kullanıcılarını kapsasın.
Sosyal medyanın CHP’lisi, İYİ Partilisi olmaz.
Önce mum dibine ışık versin!
SİZ HAYRETTİN GÜNGÖR OLSANIZ
Görevi yeni devralmış bir belediye başkanı düşünün.
Borçlu bir belediye, emekliliği gelmiş yüzlerce bankamatik memuru.
Ve birde 1 milyonu aşkın nüfuslu bir şehrin beklediği projeler.
Bazı sözde basın –yayın organlarıyla kurulmuş ahbap çavuş ilişkileri.
Kesilen afaki düzeyde faturalar.
Atanmış başkan yaftası.
Maraş’ı bilmiyor yakıştırması.
Ağaların beylerin rantları.
Düzeltmeye ilk nereden başlardınız?
Tahmin ediyorum ki ekonomiden.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’de öyle yaptı.
Gereksiz makam araçlarını garaja çekti.
Ağa babalarının rant projelerine el attı.
Sözde basın mensuplarının ahbap çavuş ilişkilerine dayanan afaki faturalarını iptal etti.
Haliyle ekmeğine taş koyulanlar saldırıya geçti.
Başkan Güngör kulak asmadı.
Borçları yapılandırdı.
Ne kadar ekmek o kadar köfte dedi.
Bankamatik memurlarını emekli etti.
Basınla ilişkileri seviyeli boyutlara getirdi, emek veren karşılığını hak ettiğini kadarıyla alır dedi.
Önce liyakat diyip selamla işe alma dönemine son verdi.
İşi ehline vereceğiz dedi.
Yoluna ayakları yere basarak devam ediyor.
Diyeceksiniz ki sen bize bunları söylüyorsun da görevi devraldığı belediye AK Partili belediye değil mi?
Haklısınız.
Sorumlularını bütün memleket biliyor.
Artıları eksileriyle önceki dönemde de bu şehir hizmet gördü.
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır diyerek işin içinden sıyrılmak istiyorum.
Son sözü hep millet söyledi, böyle de devam edecek.
Başkan Güngör’ün hataları olmadı mı?
Elbette oldu.
Bürokrat girdi,şehir neye uğradığına şaşırdı.
Güngör şehre alışır siyasetçi olur diye beklerken millet Güngör’e alıştı.
Bürokrat oldu.
Daha da iyi oldu.
Yerine göre siyasetçi yerine göre bürokrat olursa çok daha iyi olacak.
Bizler de basın mensupları olarak yapılanları anlatmaya, yapılmayanları sormaya devam edeceğiz.
Selametle..