Kahraman TV

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu

KAHRAMANMARAŞ

Kahraman TV Köşe Yazarı Psikolog Dilara Baykuş, 'Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu' başlıklı köşe yazısını kaleme aldı.

"Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu
Temel özelliği, düzenlilik, mükemmeliyetçilik, zihinsel
ve kişiler arası ilişkilerde kontrollü olmak üzerine aşırı
kafa yormaktır. Bu uğraşları dolayısıyla, esnek ve açık
olamazlar ve verimlilikleri önemli ölçüde azalır.

1. Yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede
ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme
ya da program yapma ile uğraşıp dururlar.
Bir işe başlamak için uzun bir zaman o işi nasıl, hangi
sırayla yapacaklarını kurgular, işe başladıktan sonra
da, işin asıl amacından uzak ayrıntılarla uğraşırlar.
2. İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmeliyetçilik
gösterirler (örneğin; kendisine özgü aşırı katı ölçütler
karşılanmadığı için bir tasarıyı tamamlayamazlar).
İşlerini bitiremez, ne kadar iyi yapsa da tatmin olamaz, tekrar tekrar kontrol etme isteği duyarlar. Söz
gelimi ödevlerini zamanında bitiremezler. Her zaman
bir eksik bulur, araştırmaları gereken bir şeylerin eksik kaldığı duygusunu taşır ya da yazısını beğenmez,
yeni bir kurguyla tekrar tekrar yeniden yazarlar.
3. Boş zamanlarını değerlendirme etkinliklerinden ve
arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendilerini işe ya da üretkenliğe adarlar (bu durum ekonomik gereksinimleri ile açıklanamaz).
İşkoliktirler. Eğlence, ya da boş zamanlarında iş, ders
veya yapılması gereken bir görev dışında bir şeyle
meşgul olduklarında, huzursuz olurlar.
4. Ahlak, doğruluk ya da değerler gibi konularda vicdanının sesini aşırı dinler ve esneklik göstermezler
(bu durum kültürel ya da dinsel özdeşim ile açıklanamaz).

Hem kendi, hem başkalarının davranışlarını sürekli
ahlak ve doğruluk konusunda sorgularlar. Kurallara
ya da değerlere uymadığını düşündüğü davranışlardan rahatsız olur, eleştirirler. Yollarda tanımadığı insanların kuyruğa girmemesi, toplu taşıma araçlarında
yüksek sesle konuşması, trafik kurallarına uymaması
gibi olaylar sinirlenmelerine ya da huzursuz olmalarına yol açar.
5. Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz
şeyleri elden çıkaramazlar.
Eski eşyalarını atamazlar. Bir gün lazım olur gerekçesiyle ya da elinden bir şey çıkarmada zorlandığı
için her şeylerini saklarlar. Sinema, konser biletleri,
eski okul defterleri, işe yaramayan eski ders kitapları,
eskimiş kıyafetler gibi birçok şeyi saklarlar.
6. Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı
kabul etmedikçe, görev dağılımı yapmak ya da başkalarıyla birlikte çalışmak istemezler.
İşlerin kendi bildikleri gibi yapılmasını beklerler. Her
şeyin en doğru biçiminin belli olduğunu düşünürler,
aksine davranışlardan rahatsız olurlar. Söz gelimi,
bir salatanın nasıl yapılması gerektiğine ilişkin kendi
inandıkları belli bir sıra ve kural vardır, başka türlü
yapıldığında kendilerine yanlışmış gibi gelir. Dolayısıyla, başka türlü yapacaklar diye, işlerin ve sorumlulukların önemli bir bölümünü kendileri yaparlar.
7. Para harcama konusunda hem kendilerine hem de
başkalarına karşı cimri davranırlar; para, gelecekte
ortaya çıkabilecek felaketler için biriktirilmesi gereken bir şey olarak görülür.
Gerekli şeyler için bile para harcamaktan rahatsız
olurlar. Becerebilseler bütün paralarını biriktirmek
isterler. Harcadıkları her kuruş güvenlik duygularını
zedeler ve kısa sürede telafi etmek isterler."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.