Kahraman TV

Neden Anlaşamıyoruz?

KAHRAMANMARAŞ

Kahraman TV Köşe Yazarı Dilara Baykuş, 'Neden Anlaşamıyoruz?' başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.

NEDEN ANLAŞAMIYORUZ?

Merhaba değerli okuyucular bugün sizlerle ilişkilerimiz ve sınırlarımız üzerine konuşmak istiyorum.
Kişinin kendi kendisine egemen olmasını, kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve eylemlerinde, davranışlarında tutarlı sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünüdür karakterlerimiz.

'SİZİ SİZ YAPAN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİNİZDİR'

Öncelikle bizi oluşturan bizi biz yapan sevdiğimiz ve sevmediğimiz karakter özelliklerimiz ve davranışlarımız vardır. İçinde bunlar olmazsa asla olmam diyeceğiniz sizin için en fazla önemli olan üç özelliğinizi sağ elimizde tutalım, bu sağ elinizde tuttuğunuz özellikler sizden alınmak istenirse o anda var gücünüzle buna karşı koyarsınız, çok öfkelenir, üzülür ya da ne kadar kötü duygu varsa onu yaşarsınız. Çünkü bu durumda yaşamanın anlamı yoktur. Çünkü sizi asıl siz yapan sizin süper güçlerinizdir, yani bu karakteristik özelliklerinizdir. Bu özellikleriniz ısrarla alınmaya çalışılırsa da bu özelliklerinizi yanınıza alarak var gücünüzle rahat edebileceğiniz bir alana kaçarsınız. Öyle değil mi?
Aslında buraya kadar anlatmaya çalıştığım şey insan ilişkilerimiz baba, anne, aile bireyleri veya duygusal ilişki süreçlerimiz. İlişkiler içerisinde insanların neden boşandığını, aile içi çatışmalar ve anlaşmazlıklar çıktığını, neden ergenler ile aileler arasında kavgalar çıktığını bugünkü yazımda kısaca sizlere açıklamaya çalışacağım. Biraz karışık olmuş olabilir. Peki o zaman biraz daha açık bir örnekle sizlere anlatmaya çalışayım.

'GÜVENLİK SINIRI'

Karışık bir labirent düşünün ve insanlar üzerinize geldikçe bir şekilde onlardan kaçtığınızı hayal edin. Ta ki çıkmaza girdiğiniz anda yani labirentin çıkmaz sokağına girdiğiniz anda o kişilerin sizin üzerinize geldiğini geri geri adımlarla arkanızdaki duvara doğru gittiğinizi düşünün. Geri geri gidecek yeriniz artık kalmadı ve sırtınız duvara yaslandı. Ama kişi hala sizin üzerinize yavaş yavaş gelmeye devam ediyor ve durmaya da hiç niyeti olmadığını yüzüne baktığınızda anlıyorsunuz. Son bir çaba ile parmaklarınızın ucuna kalkarak, biraz daha kendinizi geri çekerek iyice sırtınızı duvara çektiniz ama artık bu kaçacak son noktanızdı. Yani artık sizi var eden sınırlarınızı son noktasına kadar çekmişsiniz demektir. Bundan sonrası istenirse artık siz olmayacaksınızdır. Hani bazen çevremize “Sanki sabrımı zorluyor” deriz ya. İşte bu nokta. Biz buna psikolojide “Güvenlik Sınırı” diyoruz. Bizi var eden en önemli özelliklerimizi de bizden istenirse onları da verirsek artık biz olmayacağızdır ya işte o noktamız.

Kişi sizi hala anlamıyor ve üstünüze gelmeye devam ediyorsa işte bu noktada dört seçeneğiniz vardır. Ya öleceksinizdir yada saldıracak ya da gücünüzün yettiği yere kadar mücadele edecek ve baktınız onu da başaramıyorsanız oradan kaçacaksınızdır. Buda ilişkilerde kavga ve ayrılıkların nedenidir. Sınırlar zorlanmaya başlandığında her zaman kavga olur.

'İŞGAL EDİLİYORSUNUZ'

Peki kaçamıyorsanız ne oluyor, o zamanda işgal ediliyorsunuz. Yani çaresizlik duygusu içerisinde için için öfke duyarak bazı şeyleri kabulleniyoruz. Neyi mi? Değersiz olduğumuzu. Bir kişi değil de nesne olduğumuzu kabul ediyoruz. Her türlü ilişki, ilişkideki sınırlarımızı koruduğumuz sürece devam eder aştığımız sürece de biter, değerini kaybeder.

Güvenlik sınırlarınızın zorlanmayacağı ilişkilerinizi güzel yöneteceğiniz bir yaşam diliyorum… Sağlıkla Kalın…

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.