Müslüman, ahiretinin temiz ve selamet yurdu olabilmesi için nefsinin, neslinin, evinin, rızkının, kazancının, sokağının, mahallesinin, şehrinin ve ülkesinin temiz olmasını istemeli ve bu uğurda canla başla çalışmalıdır. Hedeflerini büyük tutup kendini, çevresini, niyetini, duygu ve düşüncelerini temizleyip arındıran kişi felah bulur, kirletense mahvolur gider.
https://youtu.be/HOox342XAl0
TEMİZ ŞEHİR BAĞIŞLANMA VESİLESİ
Cenab-ı Hak, sözün en güzelini söylemeyi ve en güzeline uymayı bizlere nasip eylesin. Yüce Rabbimiz Kur’an’da bize model şehircilikte zirve olan Sebe halkından bahseder. Bu anlayışın bir sonucu olarak Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ
Beldeniz güzel bir belde, Rabbiniz de çok bağışlayıcı bir Rab’dir.”[1] Yani en açık ifadeyle temizlik, Yüce Allah’ın önemli bir emridir ve herhangi bir şehir veya ülke temiz olduğu kadar Allah’ın ikramına ve bağışlamasına mazhar olacaktır.
وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
İbrahim ve İsmail ile şöyle bir sözleşme yaptık: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.” [2] Dikkat edilirse Yüce Allah, Beytullah; yani ‘Allah’ın Evi’ diye kendine izafet ettiği Kâbe’nin temizlik işlerini, tertemiz olan iki insana sözleşme yaparak veriyor; hac ve umre için gelip ibadet edecek, tavaf ve sa’y edecek insanlar için evinin tertemiz olmasını istiyor. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:
الإيمان بضع وسبعون أو بضع وستون شعبة، فأفضلها قول لا إله إلا الله، وأدناها إماطة الأذى عن الطريق، والحياء شعبة من الإيمان
“İman altmış veya yetmiş küsür şubedir, en faziletlisi‚ ‘Lâ ilâhe illallah/Allah’tan başka ilâh yoktur’ sözüdür. En altta ise‚ ‘zarar veren bir cismin yoldan kaldırılmasıdır ve hayâ imandan bir şubedir.”[3]
**YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN**