Kahraman TV

Kahramanmaraş'ta Muhsin Yazıcıoğlu’nun Ölümünde FETÖ Müdahelesi Soruşturuldu

KAHRAMANMARAŞ

BBP'nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla dava açılan 19 sanığın yargılanmasına başlandı.

Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tamamı tutuksuz sanıklardan bazıları katıldı, farklı suçlardan tutuklu bulunan sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında sınırlı sayıda kişinin alındığı duruşma salonunda Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer, kızı Firuze, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, kız kardeşleri Maviş Ocak ve Naziye Soysal ile taraf avukatları hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, duruşma salonundakilerin sağlığını korumak durumunda olduklarını ve bunun için gerekli tedbirler alındığını belirterek, duruşmada sık sık ara verilerek, havalandırma yapılacağını kaydetti.

Gelen evrakları aktaran mahkeme başkanı, ardından savunmalarını yapmaları için sanıklara söz verdi.

Sanıklar suçlamaları reddetti

Sanık Abdulvahap G'ye "Erzincan" kod adıyla gizli tanık olarak ifade verdiği ve bu nedenle "yalan tanıklık", "suç uydurma" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan dava açıldığı hatırlatıldı.

Abdulvahap G, 2008 yılında üniversiteyi kazandığını ve örgüt evinde kaldığını, ancak bir süre sonra örgütün olumsuzluklarını gördüğünü ve adaletsizlikleri açığa çıkarmayı düşünmeye başladığını söyledi.

İstihbarat birimlerine bilgi aktardığını, hatta dönemin başsavcısı İlhan Cihaner ile de görüştüğünü öne süren Abdulvahap G, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Mehmet Yaşar D. ise hakkındaki FETÖ soruşturmasında takipsizlik kararı verildiğini ifade ederek, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşinin kardeşini tanıdığını, helikopterin düşmesinden sonra ailenin nasıl üzüldüğünü bildiğini ve bu nedenle dönemin Başbakanı ve Genelkurmay Başkanı hakkındaki suçlayıcı tarzda dilekçe verdiğini öne sürdü.

Mahkeme başkanının, FETÖ'nün 3 tepe yöneticisiyle telefon görüşmesinin tespitine ilişkin sorusu üzerine sanık Mehmet Yaşar D, "Ben (FETÖ'nün) gazetede çalışırken onları görüyorum ama görüşmem mümkün değildi, çünkü onlar üst düzey yöneticilerdi." dedi.

Sanık Erkin Ç. de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Ünal K. ise mübaşir olduğunu, Adana'dan Ceyhan'a giderken aracında uyuşturucu bulunduğunu ancak kendisinin uyuşturucuyla bir ilgisinin olmadığını öne sürerek, kendisine soruşturmanın genişletilmesi talebinin sorulması üzerine kabul ettiğini söyledi.

Soruşturmanın genişletilmesi kapsamında Adana'da savcılığa ifade verdiğini, eli kelepçeliyken imza attığını aktaran sanık Ünal K, Yazıcıoğlu soruşturmasında gizli tanık yapıldığından haberinin olmadığını ve suçlamaya konu ifadeyi kendisinin vermediğini öne sürdü.

"Bilgi notuyla otopsi raporları aynı çıkıyor"

FETÖ hükümlüsü dönemin Kayseri Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü tutuksuz sanık Ali Orhan Dinç ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, olay günü gelen bilgi notunu emniyet müdürüne verdiğini ve bunun kendisinin görevi olduğunu söyledi.

Sanık Dinç, "Dursun Özmen ile daha önce bir tanışıklığın var mı" şeklinde soru üzerine "İstihbarat Daire Başkanın özel kalemiydi, o nedenle bir irtibatımız oldu. Kahramanmaraş'a geçtikten sonra görüşmedik" iddiasında bulundu.

"Bilgi notu geldiğinde görüştünüz mü" sorusuna da sanık, görüşmedikleri şeklinde yanıt verdi.

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz'un sorusu üzerine sanık, Dursun Özmen'in dairede özel kalem olduğunda başkanın Ramazan Akyürek olduğunu söyledi.

Avukat Yavuz, "Bilgi notuyla otopsi raporları aynı çıkıyor. Biraz daha ileri giderek düşünürsek bilgi notunu hazırlayanların dağdan da haberi var. Çünkü ayağın kırık olması gibi bilgi notu ile otopsi raporunun birebir örtüştüğünü görüyoruz." dedi.

Sanık Dinç, bilgisinin olmadığını öne sürdü.

Helikopterin düşmesi sonrası "Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" şeklindeki bilgi notunu hazırladığı iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılan FETÖ hükümlüsü eski emniyet amiri sanık Dursun Özmen ise Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ üyeliğine yönelik mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onandığı belirterek, bu davanın mükerrer olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini iddia etti.

Kovid-19 tedbirleri kapsamında salonun havalandırılması amacıyla zaman zaman ara verilen duruşmada diğer sanıkların ifadeleri alınıyor.

İddianame

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ve örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda soruşturmaya müdahale ederek örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmede bulundukları kaydedildi.

Yazıcıoğlu'nun vefatıyla ilgili soruşturmada, FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapıldığı, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu, aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği belirtilen iddianamede, şu tespitler yer aldı:

"Örgütün genel olarak amacı, taktik ve stratejisi dikkate alındığında, bu şekilde olayın 'Ergenekon' tarafından gerçekleştirilen suikast olduğu iddiasıyla TSK içerisindeki açılması muhtemel kadrolara örgüt mensuplarının yerleştirilmesinin planlandığının değerlendirildiği, 17-25 Aralık tarihinden sonra ise doğrudan 60. Hükümet'i temsil eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı üst düzey görevlilerin soruşturmayla ilişkilendirilerek örgütün emniyet, yargı ve TSK içerisindeki gücü ile hükümetin görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye çalışıldığının düşünüldüğü ancak kanunda yapılan değişiklikle özel yetkili mahkemeler kaldırılınca bu girişimin akim kaldığı anlaşılmıştır."

Aralarında FETÖ'nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanına suikast girişiminden mahkum eski yarbay Davut Uçum ile eski astsubay Aydın Özsıcak'ın da olduğu 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame, 25 Aralık 2020'de Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

Bu dosya ile Göksun Asliye Ceza Mahkemesindeki, helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak'ta birleştirilmiş, sanıklardan 7'si her iki dosyada da yer aldığı için 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanık sayısı 20'ye çıkmıştı.

Sanıklardan Muharrem Tunç'un vefatı nedeniyle yargılanan sanık sayısı 19 oldu.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.