Kahraman TV

Kadına Değil, Şiddete Karşı El Kaldırın

KAHRAMANMARAŞ

Kahraman TV Köşe Yazarı Psikolog Dilara Baykuş, 'Kadına Değil Şiddete Karşı El Kaldırın' başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.

Günümüzde sıkça dile getirilen fakat elle tutulur bir çözüm yolu üretilemeyen konuların en başında kadın cinayetleri geliyor. Toplumumuzun kanayan ve kapanmayan yarası olan kadın cinayetleri, gerek örf ve adetlerimiz gerekse yanlış modernleşme sebebiyle toplumsal bir ayıptan öte insan hakları ihlaline dönüşmüştür.

Ne yazık ki haberlerde gazetelerde sosyal medyada ve diğer iletişim araçlarında kadınlara yönelik tacizden, istismardan, psikolojik şiddetlerden baskılardan, hakaretlerden tutun da tekme tokata hatta öldürmeye varan bir şiddet davranışının haberine rastlamayalım. Hergün televizyonlarda kadına şiddet haberlerini izlemeye artık DUR diyebilsek, habere değil; habere sebep olan kişileri dur diyebilsek, her şey zincirin halkaları şeklinde birbirine bağlı. 

SÖZEL ŞİDDET

Şiddet kelimesi denilince akla sadece fiziksel şiddet geliyor. Öldürülen kadınlar, cinsel istismar olayları çocuklara yapılan zorbalıklar sayacak olursak daha bunlar gibi niceleri.. Birde sözel şiddet var. Olumsuz görüntü olmadan şiddete uğrayan kadınlar.. Hakaret, küçük görme, ezme küfür etme bireylerin yaratıcılıklarına göre değişebilen sözel şiddet türleri ve bu durum birçok kadında zedeleyici hatta bazen travmatik etkiler oluşturabiliyor. İşte bunların hiç kimse farkında bile değil. Görüntüde problem yok gülümseyen kadın fevkalede görünen hayatları ama için için o kadının ne yaşadığını bilen yok. Yüzünde morlukların olmaması ya da dudağının patlamamış olması her şeyi mi kapatıyor? Ne yazık ki ağlanacak hale seviniyor hiç değilse ben böyle değilim diye haline şükrediyor. Evi için çocukları için tüm olanlara göz yumuyor, varını gücünü sağlığını ailesi için gözünü kırpmadan harcıyor.

PSİKOLOJİK YIKIM 

Kadın söylemi genel anlamda hep çalışan kadını akla getiriyor. Yanlışta değil çalışan kadın hep dışarıda çalışan kadın değil. Ev kadınları evde oturuyor mu? Eşler tarafından kadına böyle hissettirilmeye çalışıyorlar. Kadın kendini bilsede erkek tarafından bastırılıp 'sen evde ne yapıyorsun bir işe yaramıyorsun' kavramları kabul ettirilmeye çalışılıp kadını değersiz hissetmesini sağlamaya çalışıyor. Peki soruyorum değerli okuyucularım 'bu şiddet değil mi?' Psikolojik yıkım... Ayrıca eşler tarafından hor görünen aşağılanan kadınlar...

KADININ İÇERİDEKİ VE DIŞARIDAKİ ROLÜ

Çalışan kadınların tarafından boyut başka çeşit sorumlulukları ve yükü daha da farklı her rolde görebiliyoruz. Evinde erkeğinin hem psikoloğu, yeri geldiğinde annesi, arkadaşı vb. Çocuğuna oyun arkadaşı, sırdaşı yeri geldiğinde de öğretmeni olabiliyor. Kısacası her işleri eksiksiz yapmaya çalışıyorlar. Dışarda ise her şeyden önce güçlü ve dimdik durmaya çalışan bir kadın kazandıkları da yine evine, ve çocuklarına harcanarak. Ya da kazancı doğrudan eşi tarafından haczedilerek, gasp edilerek... Kadın tüm bu çilelerini kendi başına çekmek durumundadır. Psikolojik destek alacak gücü de yoktur olsada gitmesi kesinlikle yasaktır. Hiç hoş ve kabul edilebilir olmayan bir durum.

KADIN DÜNYA GELENEĞİNDE NASIL?

Yalnızca bizde değil dünya olarak baktığımızda;  Hint geleneğinde kadın erkeğin mutlak egemenliği altındaydı. Kayıtsız şartsız itaat ve sadakat göstermek zorundaydı. İnsan ilişkilerinde tercih ve söz hakkı yoktu. Japon ve Çin geleneğinde, eşine ve onun akrabalarına sunduğu hizmetle değer kazanırdı. Erkek özellikle de aile yaşantısında her şeye hakimdi. 
Kadın, Yunan geleneğinde alınıp satılan, adeta devredilen bir eşya niteliğindeydi. İslam öncesi toplumlarda, kız çocuklarının diri diri gömülmesi korkunç bir insanlık dramıydı. Günümüz modern yaşamda kadın erkek eşitliği tam anlamıyla söz konusudur. Modern kadın iş, aile toplumsal hayatta özgürdür ve eski dönemlere kıyasla önünde pek çok imkan vardır. Buna rağmen günümüz kadının sorunlarının başında toplumsal rolü, ekonomik bağımsızlığı, dış dünya da ya da evinde, manevi, maddi ve cinsel yönden rahatsız edici davranışlara karşı kendini korumak gelmektedir. Her alanda kadına şiddet sanki normal bir yaşam davranışı kabul edilmiş gibi bütün yaygınlığıyla devam ediyor. Unutmamalıyız ki, küçüğünden büyüğüne yaşlısından gencine kadına atılan küçük bir fiske bile apaçık terördür. Onlar 
“CENNET ANNELERİN AYAĞI ALTINDADIR”
dediğimiz annelerimizdir. İşte bu nedenle KADINA ŞİDDETE VE BASKIYA DUR DE DİYORUM. Şiddet şiddettir bahanesi, kabul edilebilirliği ve hiç bir zaman hangi koşulda olursa olsun yoktur. 

“Sana ruh üflendiğinde sen bir kadının karnındasın. 

Ağladığında bir kadının kucağındasın.
Aşık olduğunda bir kadının kalbindesin

O’na güzel davran...”

KadınaŞiddeteHayır

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.