Merhaba sevgili okuyucularım nasılsınız bugün?
Nisan ayının sonuna yaklaşırken hala koronavirüsün gündemimizde yer alması sebebiyle size de havada depresyon kokusu gelmiyor mu? Sanıyorum bu günlerde büyük-küçük, yetişkin-ergen, kurtlar, kuşlar bile depresyonda öyle değilmi!
“Kişiyi nasıl bilirsin?” “Kendim gibi” misali bendeniz depresyondayım ya artık herkes de depresyonda sanıyorum. Depresyon kaçınılmaz oldu ve şimdi depresyonun yumuşacık koynunda dinlenme zamanı. Orada dinlenirken sağlık ve sevgiyle kalın.
Peki nedir bu gündelik hayatımızdaki karşılaştığımız hayattan zevk almamızı engelleyen ruhsal durum bozukluğumuz? Depresyon!
KADIN VE ERKEKLERDE DEPRESYON NASIL GÖRÜLÜR?
Depresyondaki bazı kişiler yaşadıkları durumu "derin bir boşluk duygusu" şeklinde tanımlarken bazı bireyler ise yaşam ile bağlantıları kopmuş, boş bir duygusuzluk hali şeklinde ifade edebilirler. Özellikle erkeklerde depresyon belirtileri genellikle şiddetli öfke nöbetleri ve huzursuzluk şeklinde olabilirken kadınlarda yoğun hissizlik, yaşamdan zevk alamama şeklinde kendisini gösterebilir.
Bu değişiklikler de kişinin depresyonunu daha da tetikler. Örneğin, enerjisi azalan kişi günlük görev ve sorumluluklarını ihmal eder. Keyif aldığı aktivitelerden uzaklaştıkça kişi kendisini ümitsiz hisseder. Enerjisi ve motivasyonu daha da azalır. Sonuç olarak hiçbir aktivitede bulunmaması olumlu şeyler yaşamasına ve hissetmesine engel olur.
Benzer şekilde kişi ev ve iş yerinde sorumluluklarını ihmale başladığında, yapacağı işler yığılır. Bu yüzden kendisini çaresiz, suçlu ve başarısız hisseder ve depresyonu daha da kötüleşir. Özellikle içinde bulunduğumuz bu dönemde kendimizi depresyonda hissedip her şeyin daha kötüye gideceği hissi düşünce olarak kendimizi depresyon bataklığına itmemiz için yeterli neden.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM
Bilişsel davranışçı yaklaşıma göre, bu durumda düşüncelerimizin payı çok önemlidir. Örneğin «Hayatıyla alakalı atacağı adımda kendisine soru yöneltir ve kendi cevaplar -Zaten hiç bir değişiklik olmayacak ki!» otomatik düşüncesi, kişinin umutsuz hissetmesine ve sonuç olarak hiç bir şey seçmesine ve olumsuz düşüncelere sürükleneceği sürece girmesine neden olur. Oysa kişi «Daha önce aldığı kararlarda ve yaptığı işlerde olumlu sonuçlar aldığını zihninde canlandırdığında», daha umutlu hissedecek ve yataktan kalkma gücünü bulacaktır. Bilişsel davranışçı yaklaşımda işte bu düşünce ve davranışların değiştirilmesi, sonuçta da depresyon kısır döngüsünün kırılması hedeflenir.
Kendinizi çökmüş, umutsuz, depresif hissediyorsanız uzman desteğine ihtiyaç duyabilirsiniz. Lütfen yardım almaktan çekinmeyin.
Sağlıklı günler diliyorum.
Psikolog Dilara Baykuş