Kahraman TV

"Bu Dava Dedemden Kaldı Hakim Beğ"

KAHRAMANMARAŞ

Kahraman TV Köşe Yazarı Emine Nalçacı, "Bu Dava Dedemden Kaldı Hakim Beğ" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Naçacı'nın Bu Haftaki Yazısı:

Kahramanmaraşlı şair Abdurrahim Karakoç yargıdaki yavaşlığı anlattığı şiirine işte böyle başlar: “Gene tehir etme üç ay öteye” şeklinde seslenişi adliyenin uzayıp giden soğuk koridorunda yankılanır. Ancak ne duyan olur onu ne de gören...

“Bu dava dedemden kaldı hakim beğ,

Otuz yıl da babam düştü ardına;

CANLAR YİTER DAVALAR BİTMEZ!

Siz sağolun o da öldü hakim beğ.” diye devam eder. Canlar yitip gider, davalar bitmez. İnsan ömrü bir dosyaya yetmez mi diye kara kara düşünür insan, o dosya yine bitmez. Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Parmağın sakağında düşünürsün.” bazen aklanmayı beklerken yıllar yılı, kimi zaman alacağına kavuşmayı, bazen de sadece adalet yerini bulsun bir nebze de olsa içi rahatlasın ister insan...

“Kırk yıl önce; yani babam ölünce,

Kadılıklar hakimliğe dönünce,

Mirasçılar tarla, takım bölünce,

İrezillik beni buldu hakim beğ” der Karakoç, adliyede adalet ararken rezilliğin koynuna düştüğünü haykırır. Rezillik bu ya insanın peşini yıllarca bırakmaz, oysa ne acıdır insanın kendi çözemediği bir durumda, baba diye sevdiği benimsediği devletinden yardım istemesi, ancak uzadıkça uzayan süreçte bir bataklığa saplandığını hissetmesi...

“Yaşım yetmişiki, usandım gel-git,

Bini geçti burda yediğim zılgıt;

Eğer diyeceksen ‘bana ne, öl git’;

Oğlumun bir oğlu oldu hakim beğ.” der kalmayan mecali ile Karakoç. Tersleyen memurlardan; kendisini tersleyen herkesten öyle çok yorulmuştur ki, ölüm gelir aklına...

Canına tak eder artık, kazanmamaya da razıdır; yeter ki bir netice çıksın ister. Zaten insanoğlunu kurt gibi kemiren belirsizlik değil midir, şöyle der Karakoç;

“Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,

Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?

Kazanmasam da hu, kazansam da hu!

Canım ta burnuma geldi hakim beğ.”

"HARCAMALAR BEL BÜKEN CİNSTEN"

Türkiye’de adalet ciddi masraf, bütçe gerektirir. Yargı harçları bel büken cinstendir. Fakirin ‘Adalet de mi zengine’ serzenişi duyulur bir köşede... ‘Adalet de parayla olur mu, oluyordu işte, yirmi birinci yüzyılda her şey gibi adalete erişim de ücretliydi işte’ der bir ses derinden... Yıllar öncesinde bu durumun zorluğunu yaşayan Karakoç:

“Keşife, meşife, damgaya, harca..

Kanımız kurudu harca da harca...

Sayenizde avukatlar yıllarca

Fakiri yoldu da yoldu hakim beğ.” der demesine ama bozulan sistemin, işlemeyen çarkın, dönmeyen değirmenin

***YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN***

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.