Kahraman TV

"Yaprağını Yerken Kıtır Kıtır, Sapına Gelince Me!"

GÜNDEM

Sabah yazarı Melih Altınok, bugünkü yazısında "Yaprağını yerken kıtır kıtır, sapına gelince me!" konusunu kaleme aldı.

Bu başlığı daha önce de kullanmıştım, kusura bakmayın. Fatih Altaylı'nın yılbaşı yasaklarıyla ilgili çıkışını duyunca dayanamadım.

Beyefendi özetle diyor ki: "Kimsenin yılbaşı gecesi eğlencesine kimsenin polisi karışamaz."

Bence de ama, arkadaş sen değil misin pandemi sürecinin başından beri maskesini burnunun altına indirmiş vatandaşı bile burada ağzıma alamayacağım sıfatlarla "sorumsuz" diye yerden yere vuran...

Asayiş tedbirine dönüşen yasakları "Yetmez ama evet" diye alkışlayan...

İnsanlar ölürken camiye gitmenin, Bodrum'a kaçmanın, sahilde yürümenin, spor yapmanın, komşuya uğramanın hatta ekrana maskesiz çıkmanın "lüks" olduğunu söyleyen... Saçma sapan izolasyon tedbirlerine itiraz eden vatandaşa daha sert müdahale etmesi için polisi yüreklendiren...

Ne oldu şimdi, reyting diye homurdanarak yediğin pandemi marulunun sapına mı değdi dişin?

Yılbaşında planın mı vardı yoksa?

Şimdi anlıyor musun, eğlence planı değil, hayatı bozulan esnafın izolasyon tedbirlerinden niye yakındığını?

Tuzu kuru Nusret gibi, "N'olcak lokantalar da üç beş hafta kapanıversin, pandemide olur o kadar" diyerek gündelik kazanıp yaşayan insanların üstüne serpiyordun ya...

Daha durun...

Yalnızca Altaylı değil... Pandemi bahanesiyle temel hak ve özgürlüklerimiz tırpanlanmasın diyen meslektaşlarını "Bozgunculuk yapıyorlar" diye "yetkililere" şikâyet eden yasakçılar da o sapı bir gün dişleyecekler. Anlamsız yasakların neden olduğu sıkıntıların ucu kendilerine değince uyanacaklar.

Fark ediyorsunuzdur, sert tornistanlar başladı bile.

***

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.