EKİP OLMAYI BAŞARMAK
Ekip çalışması her kurumda önemsenen, yıllardır eğitimleri alınan- verilen, ama yine her kurumda çok da başarılı olunamayan bir konu.
Yıllardır çeşitli kurumlarda ekip çalışması konusunda eğitimler veriyorum. Biz toplum olarak ekip çalışmasına aslında yatkınız, mayamızda var. Fakat son dönemlerde buna uygun yetiştirilmedik, kurumlarda ekip olamamanın önemli sebeplerinden birinin de bu konu. Eğitimlerimde bunun sebeplerini de belirtirim.
Ekip veya takım çalışması ayrıştırılsa da, aynı kefeye konsada sonuçta tanımları hem benzer hem de çok. Tanım her ne olursa olsun, ekip çalışmasından beklenen verimlilik, kaynakların iyi kullanılması, sorumluluk, problemlerin görülmesi ve çözüm bulunması, yeni ve doğru kararlar alınması, inovasyon vs. Ekip olmanın faydaları da anlatmakla bitmez.
ÇALIŞAN AÇISINDAN
Sorun şu, gerçekten ekip olarak çalışabiliyor muyuz? Sanırım bu konuda eksikliklerimiz var.
Yetiştirilme ve eğitim tarzımız ekip çalışmasına çok uygun değil ise yetişkinlikte iş ortamlarında ekip olarak çalışmak kolay olmuyor.
Birey açısından iyi bir ekip üyesi olabilmek için işini ve çalıştığı kurumu sevmek, diğer ekip üyeleriyle anlaşabilmek, iyi iletişim kurabilmek, sorunları görme ve çözme konusunda istekli olmak, yeni işler üretmeyi istemek, gibi iyi duygular ve en önemlisi iyi, adil ve uygun bir yönetim tarzıyla yönetilebilmek gerekiyor.
Yönetim açısından baktığınızda aslında yukarıdaki özellikler değişmiyor. Yani genel olarak baktığınızda herkesin amacı aynı. Her şey iyi olsun, hep birlikte sorunların üstesinden gelelim, birbirimizi anlayalım, başarılı olalım. Ama olmuyor.
Ekip üyesi insanlar birer sorun yaratıcı haline dönüşünce, diğer faktörlerden oluşan sorunlar çözülemiyor ve iş müşterilere yansıyor. Yönetim tüm personel ve yönetim kademeleriyle kurumu büyük ve birbirine bağlı bir ekip olarak görüyorsa, işler biraz daha kolaylaşıyor, yönetimin olumlu bakış açısının etkisiyle sorunlar daha kolay tespit edilerek çözüm getirilebiliyor.
Ne tür bir kurumda çalışırsanız çalışın yukarıdaki ifadeler tanıdık geldi sanırım. Bir açıdan bakarsanız insan kaynakları birimleri doğru elemanı seçmiyor, seçemiyor gibi görünebilir ama onlarda mevcut müracaatların içinden ekip elemanlarını seçtiklerini belirtiyorlar.
Eğitim ve yetişme tarzı açısından bakarsanız, zaten olan olmuş yetişkin bir birey olmuşsunuz. Bu durumda iş kalıyor, bireylerin kendisine. Bireylerin kendi kendilerini analiz edip, neyi iyi neyi eksik veya yanlış yaptığını gözden geçirmesi yani kendi yetenek ve zaaflarını bilerek kendini yetiştirmesi gerekiyor.
Mevcut ortamda kitap, her türlü yayın, eğitim, kurs vs. var ki bireylerin bu zamanda bu kadar kaynakla kendini geliştirmemesi kendisine yaptığı en büyük haksızlık diye düşünüyorum. Kurumların ekiplere ve tüm personellerine verdikleri eğitimler de cabası( Bu eğitimlerin de ne kadar yetkin ve doğru kişiler tarafından, ne kadar doğru sürelerde verildiği ayrı bir tartışma konusu elbette).
Sonuç olarak, bir ekip üyesi iseniz, ekipteki durumunuzu, yetkin ve eksik yönlerinizi gözden geçirmek faydalı olabilir. Eğer bir ekibi yönetiyorsanız, yönetim konusunda ne kadar yetkin ve adil olduğunuzu, ekip üyelerini ne kadar anladığınızı, ekip üyelerinin başarılarının başarınız, başarısızlıklarının başarısızlığınız olduğunu fark ederek, her şeyi bir kez daha düşünmek mümkün.
Ekip olarak çalışmak, birlikte hedeflere ulaşmak, iyi bir insan kaynağı seçimi ve iyi bir yönetimle zor değil. Ancak onlarca detayı düşünmek ve her aşamada sorun çözücü olabilmek, önerileri dinlemek ve fikirlere önem vermek önemli.
Sözün özü, ekip üyesi olarak birbirimizin hayatını zorlaştırıyor muyuz, kolaylaştırıyor muyuz?
Öğr. Gör. Tümay MERCAN