Meclis'te devam eden bütçe görüşmeleri bir hayli gergin ve tartışmalı geçiyor. Muhalefet açısından toplumun pürdikkat izlediği bu süreç aslında iyi bir fırsat... Tabii söyleyecek sözü olana. Şu ana kadar muhalefette öne çıkan, yaşadığımız salgın tehdidini, ekonomik ve siyasi kuşatmaları ele alan, küresel ve bölgesel değişimlere dikkat çeken bir analiz görmedik. Söylenenler çoğunlukla popülist söylemlerin ötesine geçmedi.
Yine en farklı ve aykırı yaklaşım iktidardan geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "siyaset-şiddet ilişkisine ayna tutan" temposu yüksek ve yüzlere tokat gibi inen öyle bir konuşma yaptı ki, üzerinde durmamak mümkün değil. Meclis kürsüsünden "Oh, oohhh..." diyerek anlattığı gerçekler anında milyonlara ulaştı ve topluma derin bir "oh..." çektirirken, HDP'lileri ve bazı muhalif siyasi aktörleri de çıldırttı.
Oysa İçişleri Bakanı Soylu, sadece PKK'yı ve PKK'ya destek verenleri anlatıyordu. "Sizin az buçuk haysiyetiniz olsa şu siviller için bir gün başsağlığı dilerdiniz. Haysiyetsizler." "Çocuk teröristi bunlar, çocuk. Bunların kim olduğunu biliyor musunuz?" "Bunlar, sizin burada sözcülüğünü yaptığınız PKK terör örgütünün, annelerin evlatlarını, çocuklarını kaçırıp ellerine silah verdikleri çocuklarımız." Abdullah Öcalan, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'a çok yakın bir teröristin adım adım takip edildiğini fotoğraflarla gösteren Bakan Soylu konuştukça, HDP sıralarında tepkiler de yükseldi.
Karayılan'ın itirafı Meclis'te HDP'yi böylesine pervasızlaştıran sadece İçişleri Bakanı Soylu'nun kürsüden söylediği PKK vahşetleri değildi. Çünkü PKK ve sırtını ona dayayanların "vahşetlerden" utanmadıkları hatta övündükleri biliniyor. Bu yüzden HDP'lileri asıl öfkelendiren PKK'nın bölgedeki varlığının "tehlikeye" girmesi. Bunun işaretini de birkaç gün önce bizzat Murat Karayılan verdi: "Haftanin'den Tunceli'ye kadar kapsamlı ciddi imha operasyonları oldu. Bu yıla genel olarak baktığımızda nitelik olarak çok ağır kayıplar verdik. Özellikle Botan ve Dersim saha komutanlarımızı koruyamadık." Dünyada sivil siyasetçiler her zaman şiddeti, terörü devreden çıkarmak için uğraşır, bizde ise tam tersi geçmişte darbecileri davet eden siyasiler gibi hâlâ şiddetten medet uman, motive eden siyasiler var. Asıl sorun da bu.