Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler'in kaleminden;
"MİT tırları kumpası, tarihimizin en alçak ihanet girişimlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Adice, namussuzca, kahpece bir ihanet.
Arkasında da FETÖ var.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yargılamanın her aşamasında bu ihaneti tescilledi.
‘MİT tırlarının durdurulması olayında ihanet yoktur’ diyen, hain oğlu haindir.
Ne acıdır ki bu kumpasta CHP’nin de parmağı var.
Atatürk’ün kurduğu CHP’nin.
Vah ki vah! Partiyi ne hale getirdiler?
FETÖ ile kol kola girip Türkiye’ye operasyon çektiler.
CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekilliği düşürüldü, cezası da onandı.
Tarih, MİT tırları ihanetinde Enis Berberoğlu’nun rolünü de kayıtlara geçirdi.
Gelelim şimdi asıl meseleye.
Ortada bir ihanet var. Tertipleyen de belli.
Bunu konuşmak yerine ne konuşuyoruz? Demokrasi!
Akıl alır gibi değil.
Neymiş? Halkın oylarıyla seçilen bir milletvekili….
Eeee!
İhanet ne olacak?
Peki, Enis Berberoğlu hain mi?
Gerçekten bilmiyorum.
Bildiğim tek şey Berberoğlu’nun bu ihanet kumpası içinde yer aldığı.
Bunu da ilk olarak, kumpas görüntülerini yayınlayan Can Dündar itiraf etti.
Can Dündar MİT tırları davasındaki ifadesinde, “Bana görüntüleri solcu bir milletvekili verdi” demişti.
Sonrasında cezaevinde bir kitap yazmış ve orada da Berberoğlu’nun ismini işaret etmişti.
Can Dündar, ihanetinin cezasını çekmeden kaçıp kurtuldu.
Ama Enis Berberoğlu hapis yatacak.
Gelelim en can alıcı soruya!
İyi de Berberoğlu o görüntüleri kimden aldı?
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan.
Peki, Berberoğlu’ndan o görüntüleri Can Dündar’a vermesini kim istedi?
Yine Kemal Kılıçdaroğlu.
Maalesef ülkemiz diktatörlükle yönetildiği için Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hesap sorulamıyor!
Berberoğlu önümüzdeki günlerde cezaevine girecek.
Ailesinin alnına kara bir leke sürdü.
Hiç mi dert etmiyor?
Yahut niye dert etmiyor?
Dahası, kendisini cezaevine götüren süreci yine FETÖ’nün tertiplediğinin farkında değil mi?
Demem o ki, Can Dündar kendisinin ismini verirken aslında yeni bir kumpas daha tertiplemiş oldu.
Sonra bir şey daha yaptı; suçunu yani ihanetini itiraf etti.
Bu da yeni kumpasının ikinci ayağıydı.
Tek amacı vardı, suç ortağı Enis Berberoğlu’nu demir parmaklılar ardına göndermek. Böylece ‘Türkiye’de özgürlük yok’ diyecek, dedirtecekti.
Ne yani, şimdi buradan Enis Berberoğlu kahraman mı çıkacak?
Tabii ki hayır!
Ve son bir not.
‘Berberoğlu’nun hain olup olmadığını bilmiyorum’ dedim ya.
Oraya bir açıklık getireyim.
Berberoğlu şayet FETÖ’nün, Can Dündar ve CHP genel merkezi üzerinden tertiplediği ikinci kumpasa hizmet ederse, kusura bakmasın hain diyeceğim.
Zira aylardır pişirilen ‘başka bir şekilde’ iktidar olma arzusundakilerin değirmenine su taşıyor.
Sokakları yangın yerine çevirmek, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin de.
Bu ülkede birileri ‘başka bir şekilde’ iktidar olamayacak.
Enis Berberoğlu da birilerini korumaya devam ettiği sürece alnındaki o kara lekeyi silemeyecek.
Hadi ülkeni sevmiyorsun. Aileni de mi düşünmüyorsun?"