Kahraman TV

"Çiftçimizi Aç Bıraktık, Bedelini Çok Ağır Ödeyeceğiz"

GÜNDEM

Sözcü yazarı Rahmi Turan, bugünkü yazısında "Çiftçiyi aç bırakmanın bedelini çok ağır ödeyeceğiz!" konusunu kaleme aldı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, olarak, kendi çiftçimize yeterli desteği vermiyoruz ama, milyarlarca dolarlık tarım ve gıda ürünleri satın alarak yabancı çiftçi ve üreticileri, destekliyoruz.

İktidarın izlediği yanlış politikalar Türk çiftçisini ve gıda üreticisini vurdu.

Şimdi namerde muhtaç durumdayız… D

ünyanın dört bir yanından tarım ve gıda ürünleri ithal edemediğimiz vakit, ulusça büyük sıkıntıya düşeceğiz…

İthalat için döviz lâzım…

Oysa Merkez Bankası'ndaki döviz rezervimiz eksiye düştü! Para yok…

Amerika'nın Ankara Büyükelçisi “Türkiye'nin ABD'li ilaç firmalarına 2.3 milyar dolar borcu var. Ödenmiyor. Bu durumda firmalar Türkiye'ye ilâç göndermeyi durdurtacaklar.” dedi.

Döviz sıkıntımız büyük. Sağlık Bakanlığı borcunu ödeyemiyor…

Alacaklı kapıya dayandı! Aynı durum tarım ve gıda ürünlerinde de olursa ne yapacağız?

Türkiye, hem ilâç, hem tarım ve gıda ürünlerinin yetersiz olduğu, kıtlık içinde bir ülke haline gelecek.

★★★

İki gün önce, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın isyanını yazmıştım.

Bayraktar, “Patates tarlada kaldı, üretici, mahvoldu!” diye yakınıyor Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı'ndan soruna acilen çözüm istiyordu.

Maliyeti 90 kuruş olan patatesin maliyeti 65 kuruşa kadar düşmüş, üretici masrafını bile çıkartamamıştı. Çiftçi bu durumda tarım üretimine devam eder mi? İstese de edemez, çünkü artan maliyetler nedeniyle cebinde parası kalmadı!

İthalatın esiri haline gelen tarımımızı kurtarmamız şart! Aksi halde, yukarıda da dediğim gibi kıtlık kapımızı çalacak!

Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şey kıtlıktır, yokluktur!

★★★

Bugün dünyanın 126 ülkesinden tarım ve gıda ürünleri ithal ediyor, yabancı çiftçilere milyarlarca dolar verip onları besliyoruz.

Bizim çiftçilerimiz ise tarlada kalan ürünlerine hazin hazin bakıyor, kara kara düşünüyor.

Çaresizlikten saçını başını yolan insanlarımızın sayısı bir hayli fazla…

Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle para kazanamayan çiftçi her geçen gün tarım üretimini terk ediyor, böylece Türkiye dışa daha çok bağımlı hale geliyor.

İleriki yıllarda ulus olarak bugünkü hataların bedelini çok ağır ödeyeceğiz.

★★★

Bizim çiftçimiz aç bilâç yaşıyor ama dünyanın bir çok ülkesinin çiftçilerini, milyarlarca dolar ödeyerek besliyoruz.

Dünyada en çok ürün satın aldığımız ilk 12 ülke şunlar:

1) Rusya, 2) Almanya, 3) Çin, 4) ABD), 5) İtalya, 6) Irak, 7) Fransa, 8) Hindistan, 9) Güney Kore, 10) İngiltere, 11) Hollanda), 12 Japonya.

Dünyanın 126 ülkesinden gıda ve tarım ürünleri satın alıyoruz!

Dünyada Birleşmiş Milletlere kayıtlı 196 ülke var.

Biz, bu ülkelerin 126'sından tarım ve gıda ürünleri ithal ediyoruz.

Satın aldığımız sebze, meyve ve gıda ürününün çeşidi 135…

Eski yıllarda (AKP dönemi öncesinde) dünyada tarım ve gıda bakımından kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik, şimdi yabancıya muhtaç hale geldik.

Türk çiftçisi sıkıntı ve yokluk içinde yaşıyor, yabancıları besliyoruz. Türkiye'den dışarı milyarlarca dolar akıyor… Etiyopya'dan, Yemen'e, Venezuela'dan Şili'ye, Sri Lanka'ya kadar…

İthalata karşı yerli ürünleri desteklememek, Türkiye tarımını yönetenlerin (daha doğrusu yönetemeyenlerin) ayıbıdır.

Hangi ülkelerden neler ithal ediyoruz, şöyle bir bakalım:

★★★

■ Kırmızı et (Çek Cumhuriyeti, Fransa, Brezilya, Bosna Hersek)

■ Kırmızı Biber (KKTC)

■ Kuru soğan (İran)

■ Buğday (Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna)

■ Arpa (İngiltere, Hırvatistan)

■ Ayçiçeği (Rusya, Ukrayna, Yunanistan, Moldova, Romanya, Bulgaristan, Japonya, Çin, Suriye, Arjantin, Özbekistan, Kırgızistan.

■ Nohut (Kanada, Hindistan, Meksika, Arjantin, ABD)

■ Saman (Gürcistan) ■ Peynir ve tereyağı (Hollanda, Fransa, Venezuela)

■ Pamuk (ABD Yunanistan, Hindistan, Türkmenistan)

■ Ceviz (ABD)

■ Bezelye (Rusya, ABD, Almanya, Kanada, Macaristan)

■ Marul (Mısır)

■ Bakla (İtalya)

■ Kereviz (İspanya)

■ Karpuz, kavun (İran, Suriye, Yemen.)

■ Sarımsak (Çin)

■ Büyükbaş hayvan (Arjantin, Fransa, Uruguay)

■ Elma (Şili)

■ Soya (Arjantin)

■ Muz (Şili, Panama)

■ Çay (Sri Lanka)

■ Kuru fasulye ve barbunya fasulye (ABD, Çin, Kanada, Bangladeş, Mısır, Etiyopya, Peru, İran, Irak, Arjantin, İspanya, Kazakistan, Moldova, Kırgızistan, Özbekistan, Ukrayna, Tayland.

■ Yeşil Mercimek (Suriye, Kanada, ABD, Avusturya)

■ Mısır (ABD, Brezilya, Arjantin)

■ Havuç (Avustralya)

TEBESSÜM

Bakan'ın karsıyla yatan vekil! Fransız Meclisi'nde, bir Bakan sorulara cevap verirken “Kusura bakmayın ama, muhalefet milletvekillerinin iddialarının hepsi ahlâksızca yalan ve deli saçması!” demiş. Soruların sahibi olan muhalif milletvekili kürsüye çıkmış:

“Bu Bakan efendinin her şeyi inkâr etme gibi çirkin bir huyu vardır. Ben kendisini çok iyi tanırım. Mesela şimdi ben ona ‘Dün gece karının benimle olduğunu, geceyi birlikte geçirdiğimizi biliyor musun?' desem, hemen yalan, ahlaksızca bir iftira, diyecektir. Bunun karakteri böyledir sayın parlamenterler!”

Bu sözler üzerine Meclis karışmış, salonda kıyamet kopmuş!

İktidar ve muhalefet milletvekilleri sille tokat birbirlerine girmişler.

Gürültü, patırtı ve küfürler gırla gitmiş… Ağzı, burnu kırılanlar, dişleri dökülenler olmuş…

Bu sırada Bakan “Söz istiyorum… Söz istiyorum!” diye çırpınıp duruyormuş.

Meclis Başkanı sonunda kavgayı yatıştıramayınca oturumu kapatmaktan başka çare bulamamış.

Sonra Bakan'a haber gönderip onu çağırtmış: “Yahu, merak ettim. Sürekli olarak ‘Söz istiyorum' diye bağırıp duruyordun. Ne söyleyecektin?” “Sayın Başkan, ben sadece ‘Evli değilim ve hiç evlenmedim.' diyecektim ama fırsat vermediniz!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan çok merak eder ama kendisini neyin beklediğini bilemez!

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.