"Yaşadıklarımız, salgın ve yasaklar yetmemiş gibi deprem uzmanı kahinler müstakbel depremlerin kaç atom bombası kadar yıkıcı olacaklarını duyuruyorlar. Bu arada kimlerin çocuklarını, eşlerini ve kayınvalidelerini öldürdüklerini veya kimlerin maganda kurşunu ile yaralandıklarını da öğreniyoruz...
İyi ki Kılıçdaroğlu var
Bereket CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin yalanlamalar ve yalanlar da var medyada... Bir söylediğini bir daha başka türlü söylerken ilk söylediğini söylemediğini falan söylüyor. Kıbrıs Türkleri'nin kendisini davet etmediklerini söylerken bir anda ortaya resmi davet mektubu çıkıveriyor... Kısacası bunca karamsarlık yaratacak gelişme arasında Kılıçdaroğlu bir tebessüm arası verdiriyor topluma... Ve bu arada biliyoruz ki asla cumhurbaşkanı adayı olmayacaktır Kılıçdaroğlu. Böyle konuşa konuşa devam edecektir siyasete...
Kimler işsiz kalacak Koronavirüs salgınını gerçekten o beklenen aşılar bitirecek mi acaba? Eğer bu salgın biterse, Sağlık Bakanı her akşam televizyona çıkmayacak ve onca kurullar, filyasyon ekipleri falan işsiz mi kalacak? Telefonla verilen siparişleri karşılamakla görevli getir-götürcüler ne yapacaklar? AVM'ler yeniden eski düzene dönebilecekler mi? Okullarda uzaktan eğitime alışmış öğretmenler, sınıfları dolduracak öğrencilerin yaramazlıklarına, gürültülerine nasıl alışacaklar?
Cahit Sıtkı Tarancı o güzel şiirinde "Alıştığımız bir şeydi yaşamak" der ya... Bizler de herhalde salgın bittikten sonra "Alıştığımız bir şeydi yasaklanmak" diyeceğiz ileride... Ve Tarancı'nın şiirini mırıldanacağız...
"Öldük, ölümden bir şeyler umarak. / Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. / Nasıl hatırlamazsın o türküyü, / Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü / Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok; / Yok bizi arayan, soran kimsemiz. / Öylesine karanlık ki gecemiz, / Ha olmuş ha olmamış penceremiz; / Akarsuda aksimizden eser yok."