Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan'ın kaleminden;
"Haber yapmışlar ve manşeti çakmışlar:
“Flaş... Flaş... Flaş... Bekçilere bekâr ve yalnız yaşayan kadınların evlerini gözetleme yetkisi verildi”.
*
Zerre kadar sorgulamadan, “böyle bir yekti nasıl verilmiş acaba?” diye milim merak etmeden, üç satırlık haberi okumaya bile tenezzül etmeden...
Zirilyon tane yorum yapılmış bu başlığın altına.
*
Bekçilere küfür kıyamet saydıranlar... “İran’da da aynısı var” diyenler... Başlıktan yola çıkarak kocaman kocaman siyasi analizler kasanlar... “Dürbünle mi gözetleyecekler?” diye mavra çevirenler... “Aman Tanrım! Ne günlere kaldık!” diye hayıflananlar... “Olmaz böyle şey” diye direniş çağrısı yapanlar...
*
Haberin içeriğine şöyle bir baktım.
Olay şuymuş meğer:
*
Kanunun falanca maddesinin falanca bendine göre...
*
Peki nasıl olmuş da buradan...
“Bekçilere bekâr ve yalnız yaşayan kadınların evlerini gözetleme yetkisi” verildiği sonucu çıkarmışlar?
*
Şöyle başarmışlar bu işi:
*
Bekçiler, bu yetkiye dayanarak bekâr ve yalnız yaşayan kadınların evlerini gözetleyebilirlermiş / miş... “Niye gözetliyorsun” dendiğinde de “Fuhuş yapıldığından şüphelendim” diyebilirlermiş / miş... Böylece kanuna uygun biçimde bekâr ve yalnız kadınların evlerini gözetlemiş olabilirlermiş / miş...
*
Kanun maddesinin o bendinden bunu çıkaranlara...
- “Yok artık” diyeceğim... Fazlasıyla kibar kalacak.
- “Ne kadar da zorlama bir çıkarım” diyeceğim... Olayı tam karşılamayacak.
- “Bekçi düşmanlığı olur da bu kadar mı olur?” diyeceğim... Kesmeyecek.
*
Ben en iyisi...
“Oha!” deyip bırakayım."