04.07.2021, 20:04

AMAN DİKKAT: SERMAYENİZE SAHİP ÇIKIN!

Hepimize güzel bir hafta sonu ve yaşam dileyerek başlayayım yazıma, umarım yine keyif aldığımız bir yazı olur. İnsan yaşarken öğrenir çoğu şeyi ama; hayatı yalayıp yutmuş olan rahmetli “Chevrolet Ali” lakaplı akrabamız/dostumuzun deyimiyle “hayat tecrübeye yetmeyecek kadar da kısadır”. Bu nedene her şeyi de yaşayarak öğrenemeyiz ve deneyim transferi yaparız. Birileri yaşar, başından geçenleri yazar ya da sözlü olarak anlatır ve deneyim aktarılır. Ben de bu hafta size kendi deneyimlerimden transfer yapmaya çalışacağım.

"ANNEMDEN DOKTOR DOĞMADIM"

Hemen ilk itirafımı yapayım; “annemden doktor doğmadım”. Bir esnafın ilk erkek çocuğu olarak ticaret öğretileri ile büyütülen bir Maraşlıyım. Bugün yıkılacak olan “dünyanın en saçma binası” tacını elinde bulunduran sarı-kırmızı-lacivert renkli, çok katlı, kaliteli bir kaşarın hava boşlukları gibi delikli binanın arkasında yer alan bir apartmanda otururduk. Bence dünyanın “en saçma apartmanı” ilan edebileceğim taçsız kral, tek düze ve tek renk Acak apartmanı 5. katında yaşadığımız yıllardan hemen önce hemen sonrasına denk gelen zamanda ben 5-7 yaş arasını geçmekteydim. O yıllarda renkli binanın yerinde bahçeli birkaç katlı bir özel idare binası ve bahçesi vardı. Hemen yan karşısı ise adliye binasıydı.

Adliye binası arkasında bugünkü otopark alanında hafif doğal bir sırt ve bu sırtta kahverengi kontraplaktan yapılmış, yere konurken teraziye gerek duyulmamış arzuhalci kulübeleri vardı. İçinden daktilo tuşlarının sesleri duyulur, derdini anlatırken kimi sinirlenir, kimi ağlar, kimi bağırır, kimi sinir krizi geçirirdi. Sanki mahkeme arzuhalci kulübesinde kurulmuş gibi davranan insanlar gördüm. İşte insan anlatıp rahatlamak istiyor neticede. Özel idare tarafından arkadaki şeyadil caddesine uzanan sokağın köşesinde, Pazarcık arabalarının kalktığı yerde merdivenin altında bir fotoğrafçı dükkanı vardı. Oradan pikapa iğne satın alırdım. Henüz kasetçalar yoktu veya bizim eve gelmemişti bilmiyorum.

TÜRKİYE ÇAĞ ATLARKEN BEN DE BERABER ATLADIM

Öyle bir zamandaydım ki adliye bahçesinde kafasını siyah bir eteğin içine sokup vesikalık fotoğraf çeken birkaç amcaya bile birkaç kez şahit oldum. Ama o kara etekli fotoğrafçılar hızla yok oldu. Sanırım nesillerinin son örnekleriydi. O bahçe bizim tabancacılık ve futbol alanımızdı bu oyunlarda orda bitiverdi bence, Allah rahmet eylesin diyeyim. Kısaca Türkiye’ nin çağ atlamasından hemen önce, ışın hızı ile gelişecek teknoloji devriminin başıydı. Çünkü o güne dek ancak 5-10-20 yılda gerçekleşebilen yenilikler o yıllardan sonra hemen hemen yılda bir gerçekleşti. Yani Türkiye çağ atlarken ben de beraber atladım.

Komşunun evine damda siyah beyaz televizyonu izlemeye ve demir 2,5 tl atıp çevirmeli telefondan 4 haneli numara çevirmeye gidilen yıllardan internet ve android telefona geçiş oldu son 25 yılda, pikap gitti, kaset çalar geldi, auto reverse araç teypleri, walkman, cd, disket ve ardından usb bellek vs …. Şöyle düşünün 1890 ların sonundan 1970 lerin başına sadece gramofondan, radyo ve pikapa gelinebilmişti.  1980’ lerin başından çook hızlı bir geçiş oldu. Basılı yayın can çekişirken sosyal medya diye bir şey gelişti. Bilgiye erişim kolaylaştı. Herkes evinde tv ve internet karşısında otururken seyyah oldu. Belki 100 yıldır belki daha da eskiden beri kavak sedirler, fırfırlı örtüleri ve yastık üçlemesi evin en önemli eşyasıydı. Bir anda kanape icat oldu, koltuk ve masa tüm evlere girdi. Yaşam şeklimiz ihtiyaçlarımız komple değişti. Ama değişmeyen, kuralları kabaca her zaman benzer kalanlar da var.

TİCARET ZAMANSIZ BİR KAVRAMDIR; HER ÇAĞDA AYNI KALDI

Ticaret zamansız bir kavram olup, genel doğruları her çağda aynı kalmıştır. Almak satmak karşıya güven vermek ve almak üzerine kurulu, karşılıklı onay ile gerçekleşen alışverişler toplamıdır. Bunu bana çok erken öğrettiler.

Ticaretle tanışıklığım okuryazar olmadan önceki yıllara dayanır. Bir mağazanın tezgahına oturtulup iki elimle zor tuttuğum koca mikrofona üçü beş yüz diye bağırarak tanıştırıldım ticaretle. Tabi para diye bir şeyin varlığını öğrenmem de o yıllara dayanır. Yani beş yaşlarım civarı... Buradan bilirim pazardaki ya da mahalledeki amcanın bağırmak zorunda olduğunu. Bunun Akdeniz havzasına ve Müslüman ahaliye ait bir tavır olduğunu da okul yıllarında ve yaşarken öğrendim sanırım. Yani anladım ki hem Akdenizliyiz ve de Müslüman...

VAAT:  “PARAM OLUNCA SİZİN BANKAYA YATIRACAĞIM”

Sanırım ilkokul birinci sınıfın yaz aylarında, şöyle James Bond çantaları büyüklüğünde kartondan yapılmış, gizli plastik sapı olan, boş gelinlik/nişanlık elbise çantası içine çorap, mendil doldurup beni sahaya süren babam sayesinde öğrendim sermayeyi. O yıllarda bankalar sevimlilik-sosyal proje adına kumbara ve bazı çocuk dergileri dağıtırdı. Örneğin Pamukbank “pamuk çocuk”, iş bankası “iş çocuk” ve Akbank “ak çocuk” dergileriydi bunlar. Red Kit’ i o dergilerde tanıdım. Karikatür ile yapılan mizahı da o dergilerden öğrendim. O bankaların her birinde yaşım küçük olmasına karşın en az bir kankam vardı. En birinci kankam çok güzel bulduğum adını bugün hatırlamadığım (bu yazıyı okursa ve hayattaysa görmek istediğim) uzun sarı boyalı saçları her zaman fönlü, Pamukbank’ ta çalışan ablaydı. Ve bankalara her gidişimde dergi ister, “param olunca getirip size yatıracağım” vaadinde bulunurdum ve beni biraz konuşturup sonra dergimi verirlerdi. Bu her ay yeniden olurdu.

SERMAYE GEREKLİDİR VE KİMSELERE KAPTIRMAYACAKSIN

Satışın bir günü tüm malları sattım ve elime geçen tüm parayı kazanç sayıp götürüp tabiî ki Pamukbank’ da açtığım hesabıma yatırdım. Çok paraydı aslında 6-7 yaş bir çocuk için, akşam babam sordu "nerde para?", cevap verdim "Tüm kazancımı bankaya yatırdım", bir sessizlik oldu. Babam oturdu anlattı malları başka birinden şu kadar liraya aldığımızı buna “sermaye” dendiğini, üzerine kar ekleyip sattiğımızı, satıştan gelen paranın karını alıp bir kısmını işletme giderlerine harcadığımızı ve kalanıyla tekrar mal alabildiğimizi vs vs… Sermaye diye bir şey varmış birinci öğrendiğim bu oldu.

Bu olaydan öğrendiğim ikinci şey ise şuydu, "bankalara güven olmaz". Nedeni ise bankada o çok sevdiğim ve beni sevdiğine inandığım abla; ben istedim diye yaşıma aldırmadan bana hesap açıp tüm paramı aldı. Babam “git bankadan paranı çek gel” deyince aynı abla "sen reşit değilsin, baban gelsin" dedi. Babamsa "Bir daha sermayeni kimseye kaptırma, bu sana ders olsun" dedi ve o para asla bankadan çekilmedi. Bana da bir daha seyyar satış için mal vermedi. Ticarete dair ikinci öğrendiğim şey de budur. Sermaye denen bir şeyin gerekliliği ve kimseye kaptırılmaması gerektiğidir.

Demem o ki; dostlar, Kahramanmaraşlılar, vatandaşlar, yurttaşlar, dinleyin ey hemşerilerim sermayenize sahip olun, kimselere kaptırmayın.. Ateş olmazsa hiçbir çalı tutuşup yanamaz. Sermaye ticaretinizin inisiyal gücüdür. O olmadan hiçbir şey başlamaz.. Aman dikkat!..

Yorumlar (2)
Şerife 3 yıl önce
Kalemine sağlık yigenim
Yasemin kantarcı 2 yıl önce
Hayat diyoruz buna tecrübeyle sabittir bende güvenmem sevmem bankaları ha bide Bir söz var hayatta babana bile güvenmeyecen tırnağın varsa kel kafanı kendin kasiyacaksin selam doktorum hemşehrim
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:06
Güneş 05:36
Öğle 12:35
İkindi 16:20
Akşam 19:24
Yatsı 20:48