Abdurrahim Karakoç, Türk edebiyatında yer edinmiş önemli şairlerimizden biridir. Anadolu insanın çektiği sıkıntılar, Abdurrahim Karakoç’un yazılarında yer etmiştir. Abdurrahim Karakoç kimdir, ne zaman öldü? Abdurrahim Karakoç şiirleri nelerdir? Kahramanmaraş doğumlu olan şair basılı ilk eseri 'Hasan'a Mektuplar’ olmuştur. Abdurrahim Karakoç vefatının 8. Senesinden sevenleri tarafından rahmetle anılıyor.
ABDURRAHİM KARAKOÇ KİMDİR, NE ZAMAN ÖLDÜ?
1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş'ın, Ekinözü ilçesinde dünyaya geldi. Dedesi, babası ve kardeşleri de şair olduğu için küçük yaşlarda şiire merak sardı. İlk yazdığı şiirleri iki kitap olacak hacimdeyken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında yayımlandı.
1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi. 1981 yılının mart ayında emekli oldu.
Mücadeleci şiirlerinin çokluğu şartlardan kaynaklanmaktadır. 27 Mayıs Darbesi, zinde güçler, demokrasi maskaralığı ve haksızlıklar hiciv şiirlerini besledi. Yaklaşık otuz defa mahkemeye verildi, bütün suçlamalardan beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı.
1985 yılında gazetecilik yapmaya başladı. Büyük Birlik Partisi'nin kuruluşunda yer aldı ve siyasete girdi. Sonra siyasetten ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı: "Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım".
2012 yılında ciğerlerindeki enfeksiyon nedeniyle bir süre Konya'da tedavi gören Karakoç'un, vefat ettiğine dair 24 Nisan 2012 tarihinde Radikal gazetesinde asılsız haberler yayımlandı.
7 Haziran 2012 tarihinde, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yoğun bakımdayken hayatını kaybetti. Ankara-Keçiören'deki Bağlum semt kabristanına defnedildi.
ABDURRAHİM KARAKOÇ ŞİİRLERİ
SEN VARSIN
Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın.
Aşk yolunun kanununu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın.
Fikir vadisinden bir ırmak geçer
Eğilir serviler, suyundan içer
Bağrında ay doğar, zambaklar açar
Sessiz sessiz akışında sen varsın.
Öz suyusun hayat denen şişenin
Nedenisin keder ile neşenin
Sevda cephesinde şehit düşenin
Donuk donuk bakışında sen varsın.
Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin, gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın.
Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen, 'sen'i gel benim içimde ara...
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın.
İNCİTME
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.
İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Irmak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin.
HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ
Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İslâm yazacağız.
Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İslâm yazacağız.
Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor-ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İslâm yazacağız.
Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Buda´nın tunç heykeline
Hak yol İslâm yazacağız.
Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek