Necip Fazıl Ödülleri Fikir Dünyamızı Zenginleştirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Necip Fazıl Ödüllerinin Esas Başarısı Fikir Ve Sanat Dünyamızın Özgürleşmesine, Zenginleşmesine, Çeşitlenmesine Yaptığı Katkıdır. Bu Ödüller Asıl Büyük Değişimi, Asıl Büyük İnkılabı Burada Gerçekleştirmiştir." dedi

KÜLTÜR-SANAT 22.12.2018, 09:42
Necip Fazıl Ödülleri Fikir Dünyamızı Zenginleştirdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen "Necip Fazıl Ödülleri" töreninde yaptığı konuşmada, bu yıl 5'incisi düzenlenen programın hayırlara vesile olmasını dileyerek, ödülleri takdim ettikleri ilim, edebiyat ve sanat erbabını gönülden tebrik ettiğini söyledi.

Sözlerinin başında "Sultanü'ş Şuara" Üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bir kez daha minnetle, özlemle ve hasretle yad ettiğini belirten Erdoğan, "Üstat 'ben söylemezsem kimse söylemez, ben olmazsam kimse olmaz, ben yapmazsam kimse yapmaz, ben yazmazsam kimse yazmaz' inancıyla ömrünü son nefesine kadar kutlu bir davaya adamıştı." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm hayatını "fikir Mehmetçikleri" yetiştirme mücadelesiyle geçiren Üstada Allah'tan rahmet niyaz ettiğini dile getirerek, Star Medya Yayıncılık'ın tüm mensuplarına da Üstadın mirasına ve aziz hatırasına sahip çıktıkları için teşekkürlerini sunduğunu vurguladı.

Necip Fazıl gibi büyük dava, fikir ve edebiyat adamlarının hatıralarını yaşatma misyonunun sadece bir kesimin, bir grubun, bir kurumun sınırları içine hapsedilemeyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Böylesine abide isimlerin fikri mirasları ne kadar mecrada yaşatılır ve yükseltilirse ülkemiz ve milletimiz için olduğu kadar onların ömürlerini vakfettikleri davaları için de o derece büyük bir kazanç ortaya çıkar" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında büyük umutlarla başlatılan Necip Fazıl Ödülleri'nin adına ve ağırlığına mütenasip bir şekilde kültür ve edebiyat dünyasındaki saygın yerini gün geçtikçe daha da pekiştirmesinden memnuniyet duyduğunu vurgulayarak, bu başarıda Star Medya'nın meseleye sahip çıkmasının, bu ödülleri hak ettiği konuma taşıma cehdinin çok büyük payının bulunduğunu söyledi.

Her yıl bir kuyumcu titizliğinde ülkenin yetiştirdiği değerleri kelam ve kalem erbabını hakkaniyetli bir şekilde tespit eden ödül jürisinin emeklerinin de takdire şayan olduğunu belirten Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da güçlü desteğiyle Necip Fazıl Ödüllerinin kendi sahasında bir mihenk taşına dönüştüğünü kaydetti.

KAYMAĞINI YEDİKLERİ BU ÜLKEYE ASALAK GİBİ YAPIŞAN ELİTLER...

Erdoğan, bunların hepsinin önemli ve değerli olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

"Ancak Necip Fazıl Ödüllerinin esas başarısı fikir ve sanat dünyamızın özgürleşmesine, zenginleşmesine, çeşitlenmesine yaptığı katkıdır. Bu ödüller asıl büyük değişimi, asıl büyük inkılabı burada gerçekleştirmiştir. Çünkü Türkiye'nin düşünce ve yazı hayatı çok uzun yıllar, her türlü keyfiliğin, her türlü bağnazlığın sergilendiği bir alan olmuştur. Eserin özgünlüğünden ziyade ideolojisine bakan, yazarın kimliğini eserinin önüne koyan bir kesim, tekellerine aldığı bu alanda kendi hizipleri, kendi küçük grupları dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımamıştır. Bu kesimin senelerce baş tacı ettiği, ödüle boğduğu birçok ismin tek alameti farikası, fikirlerin orijinalliğinden, eserlerinin kalitesinden, oyunculuklarının gücünden ziyade kendileriyle aynı marjinal ideolojik kabileye mensubiyetleridir. Millete tepeden bakan, kendi insanını hor, hakir gören, kaymağını yedikleri bu ülkeye adeta asalak gibi yapışan elitler, Türkiye'nin kültür hayatının çoraklaşmasının da başlıca müsebbipleridir."

Bu akşamın kendisi için farklı olduğunu, kendisini tarihe, üniversite yıllarına götürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Milli Türk Talebe Birliği'nin Milli Gençlik Gecelerini düzenlediği günlere, gecelere götürüyor. O zaman tabii Cemal Reşit Rey yoktu, burası spor, sergi sarayıydı ve bu sarayda Milli Gençlik Gecesini yapıyor ve burada Üstadı dinliyorduk ve bu fakire de Üstadı takdim etme görevi verilmişti. Ben de kendisini burada takdim etmiştim. O gece bir başka geceydi ve gittiğimiz her Milli Gençlik Geceleri zaten oradaki spor salonlarını tıklım tıktım dolduruyordu, İstanbul böyle, İzmir öyle, Ankara öyle. Böyle bir yolculukta devam eden bu süreç, fakire spor sergi sarayını da Habitat 1 toplantısı için bu hale dönüştürmesi görevini vermişti ve burayı yıktık, bu hale getirdik, Habitat 2 Zirvesi burada yapıldı. Belediye başkanlığımın birinci yılıydı, şimdi de burada Üstadı anıyoruz, elhamdülillah." ifadelerini kullandı.

BELLİ ÇEVRELERİN KARAKTER SUİKASTİNE MARUZ KALMIŞTIR

"Üstat Necip Fazıl son nefesini verinceye kadar statüko ve kalemşorlarının hedefi olmuştur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tam 8 kez hapse giren Üstat, 79 yaşında darı bekaya, yine ardında bir mahkumiyet kararı bırakarak göçmüştür. Fakat Üstat, yılmamıştır ve bir keresinde hakim efendi 'artık bıktık senden sürekli buraya geliyorsun, gidiyorsun.' Üstadın cevabı çok ilginçtir, 'Siz burada hancı, ben bu davada yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım' diyordu. Mesele bu, davaya inanmak bu, bu yolda yolculuk bu. Üstat, sırf milletin değerleriyle, tarihiyle, kutsallarıyla barışık kimliğinden dolayı sürekli belli çevrelerin karakter suikastine maruz kalmıştır. Şiirinin gücüne, eserlerini kalibresine rağmen sırf baskılara boyun eğmediği için takunyalı, gerici, süper mürşit denilerek tahfif edilmiştir. O dönemin kimi gazetelerine baktığınızda, Üstadın yazılarından dolayı her mahkemeye çıkışını müjde edasıyla veren manşetler görürsünüz. Aynı dönemin köşe yazarlarına baktığınızda fikirle kalemle kelamla bileğini bükemedikleri Necip Fazıl'ı hakaretlerle alt etmeye çabalayan zavallıları görürsünüz. Yine o dönemi incelediğinizde Necip Fazıl'ı susturmaya yönelik her baskıyı, her yargı kararını, her hukuksuz teşebbüsü sevinç naralarıyla karşılayan işporta aydınları görürsünüz. Tabii bir de ilim ve fikir yoksunu çapulcuların egemenliğine girmeyi reddeden bir Necip Fazıl Kısakürek'i görürsünüz. "

Tüm bu saldırılar ve hoyratlıklar karşısında şiirleriyle kitaplarıyla konferanslarıyla dinleyenlerin yüreğine mızrak gibi saplanan sözleriyle abideleşen bir Necip Fazıl olduğunu belirten Erdoğan, "'İslamiyet denilince burnuma çorap kokusu gelir' diyen din ve millet düşmanlarını, 'O koku sizin ciğerinizdeki ufunetin kokusu, ciğerinizden geliyor' diyerek susturan bir Necip Fazıl vardır." dedi.

ÇAĞLARI AŞAN KALİTELİ ÇALIŞMALARA İMZA ATACAKLARDIR

"Necip Fazıl Ödülleri"nin verildiği törende Erdoğan, "Allah ve ahlak demenin yasak olduğu günlerde, küfür kilerinden ekmek yemektense, İslam çilehanesinde aç kalmayı canına minnet gören" bir Necip Fazıl olduğunu anlattı.

Necip Fazıl Ödülleri'ni, medyanın kendi kendine iadeyi itibar gayreti yanında, milletin, üstadın mücadelesi karşısındaki minnettarlığının bir nişanesi olarak gördüğünü aktaran Erdoğan, bu ödüllerin kültür ve sanat dünyasını yıllarca çölleştiren, tek tipleştiren, ideolojik bağnazlıktan kurtuluşunun temsilcisi olduğunu söyledi.

Erdoğan, ülkenin kendi köklerine, kendi değerlerine sahip çıkma konusundaki kararlılığının ifadesi olan ödüllerin, aynı zamanda milletin kendi münevveriyle hiçbir komplekse kapılmadan kucaklaşmasının sembolü olduğunu ifade etti.

Bu bakımdan Necip Fazıl Ödülleri'nin ihdasını, devamlılığını ve başarısını son derece önemsediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu başarıda emeği, alın teri, katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Necip Fazıl Ödülleri'nin açtığı gedikten yürüyen genç sanatçılarımız, şairlerimiz, romancılarımız, düşünce adamlarımız, sınırları ve çağları aşan kaliteli çalışmalara imza atacaklardır, ben buna inanıyorum. Gelecek nesillere üstadın hayalini kurduğu güçlü bir Türkiye'yi inşallah bu eserlerle bırakacağımıza inanıyorum. Bugün yine ülkemizin kültür hazinesini zenginleştiren eserlere imza atan kültür ve sanat erbabımıza ödüllerini takdim ettik. Şiir dalında ödüle layık görülen, 'Saçların hangi ülkenin ırmaklarında ıslanır, ikindi gölgesi oralarda da uzun mu, oralarda da seven zorlanır, sevilen vurulur mu? ' mısralarının sahibi Sayın Arif Ay'ı tebrik ediyorum. Yarım asra yakındır kaderi acı ve hüzünle yoğrulmuş coğrafyamızdan emsalsiz mısralar çıkaran Arif Ay'a bu ödülün verilmesini oldukça isabetli buluyorum. Arif Ay'ın yakın tarihimizin mağduriyetlerini anlattığı 'Dosyalar' adlı şiir kitabı, üstat Necip Fazıl'ın 'Son Devrin Din Mazlumları' kitabının adeta şiirleşmiş halidir. Milletin nabzını tutan ve kayda geçiren en kapsamlı alanların başında hiç şüphesiz, roman ve hikaye gelir. Gerek hikayede yeni teknikler kullanmasıyla gerekse üslubuyla ödüle layık görülen Sayın Aykut Ertuğrul'u yine gönülden tebrik ediyorum. Aykut kardeşimin gönül imbiğinden damıtacağı yeni hikayeleriyle hayatımıza, gençlerimize ayna tutmayı sürdüreceğine inanıyorum.Yahya Kemal Beyatlı'nın, Köprülü'ye 'sen Ahmet Yesevi'ye bak, bizim köklerimizi orada bulacaksın' dediği söylenir. Fuat Köprülü Hoca'nın, 'Türk edebiyatında ilk mutasavvıflar' adlı araştırmasından bu yana Anadolu'yu kimlerin nasıl mayaladığı, nasıl ihya ettiği hakkında çok kıymetli araştırmalar yapılmış, eserler verilmiştir. Fikir Araştırma dalında ödüle layık görülen Sayın Ahmet Yaşar Ocak Hocamız bu sahada en velud ilim adamlarımızdandır. Kendisi Ahmet Yesevi Hazretlerinin uyandırdığı çerağaların o yaktığı ocakların izini sürmüş, bir ömür boyunca bunun çilesini çekmiş bir fikir işçisidir. Hocamızı da tebrik ediyor, çalışmalarının devamını diliyorum. İlk Eser dalında ödül alan Sayın Yasemin Karahüseyin ve Sayın Fatih Baha Aydın kardeşlerimi de tebrik ediyorum.Üstadın gençliğe hitabesindeki çağrıya kulak verdiklerini ispat eden bu iki genç yeteneğe başarılarla dolu bir hayat diliyorum."

TÜRK MUSİKİSİNİN ABİDEVİ İSİMLERİ YILLARCA GERİ PLANA İTİLMİŞTİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri'nin yerelin sınırlarını aşarak uluslararası boyut kazanmasını arzu ettiklerini dile getirdiğini hatırlatarak, "Geçen seneden itibaren de yurt dışından ülkemizin kültür hayatına katkı sunan ilim adamlarımıza ödül vermeye başladık." dedi.

"Bir Adam Yaratmak" kitabını Arapçaya Prof. Dr. Muhammed Harb'ın çevirdiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Harb Hocamız bir mülakatında, 'Türkleri sevmemiz için pek çok sebebimiz var' diyen kardeşime ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Merhum Yahya Kemal, 'çok insan anlayamaz eski musikimizden ve ondan anlayamayan bir şey anlamaz bizden' diyerek medeniyetimizin büyük mirasına dikkat çeker. Ancak bir dönem ülkemizde sanat ve kültür alanında uygulanan politikalar adeta milletimizin hayat damarlarının beslenme kaynaklarını kesmiştir. Asırlık kültür hazinelerimiz tasfiye edilmesi gereken bir gerilik numunesi olarak görülmüş, gelenekli sanat dallarımız yerine belli bir ideolojiyi yansıtan sanat dalları ikame edilmeye çalışılmıştır. Klasik Batı Müziği bir çağdaşlık sembolü olarak yüceltilirken, Itri , Dede Efendi, Hacı Arif Bey gibi Türk musikisinin abidevi isimleri yıllarca geri plana itilmiştir. Hatta ve hatta bir dönem, alaturka tabiriyle aşağılanan Türk Klasik Musikisinin okullarda öğretilmesi, radyolarda çalınması yasaklanmıştır."

Necip Fazıl Saygı Ödülü'nü Türk musikisinin yaşayan çınarlarından Prof. Dr. Nevzat Altığ'ın aldığına işaret eden Erdoğan, "Klasik musikinin garip ve yetim olduğu bir dönemde onu sırtlayan, ömrünü bu alana vakfeden, yetiştirdiği öğrencilerle musikimize hayat veren Sayın Prof. Dr. Nevzat Atlığ Hocamızı gönülden tebrik ediyorum. Sayın Hocamıza hizmetleri için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Rabbimden sağlıklı, hayırlı uzun ömürler niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.

Şair Mehmet Emin Yurdakul'un şairleri haykırmayan milletleri, "öksüz ve yetim bir çocuğa" benzettiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Milli ve yerli şairlerden mahrum kalmış bir millet, tıpkı bir yetim çocuk gibi mahsundur, mahcuptur, sessiz ve kimsesizdir. Kendi kültür ve inanç kaynaklarından beslenen, bunların ışığında kendi insanının dertlerini, çığlıklarını, feryatlarını, öfkesini ve rüyalarını dizelere nakşeden şairleri olan bir millet ise asla garip kalmaz. Milletin yürek teline ancak kendi insanına tepeden bakmayan, onu hor, hakir görmeyen karakterler dokunabilir, o toplumun sesi ve kelime sancağı olan şiirler kaleme alabilirler. Milletin kalbinde makes bulmayan hiçbir kelimenin, sözün, beyanın veya hedefin kalıcı olması mümkün değildir. Üstadın eserlerinin hala heyecan ve coşku uyandırması kaynağını milletin değerlerinden medeniyet köklerinden almasına borçludur. Onun eserlerinin, şiirlerinin ve fikirlerinin membası Anadolu'dur, Türkiye'dir. O ilhamını burada, bu topraklardan, bu milletin şanlı tarihinden almıştır. Türk milletinin hissiyatını, hayallerini, özlemlerini kendi üslubuyla kelimelere döktüğü için de vefatından 35 sene sonra bile üstat aramızdadır, kültür ve fikir hayatımızın baş köşesindedir. Bize düşen üstadın uğruna hayatını adadığı davaya sahip çıkarak onu anlamak, ona yoldaş olmaktır. Üstada yapılacak en büyük kötülüklerden birisi Necip Fazıl Kısakürek'i tabulaştırarak onu hayatımızın dışına itmek olacaktır. Üstadı yoldaşımız, gönüldaşımız, abimiz, ilham kaynağımız olmaktan çıkarmak demek, onu kederli bir sessizliğe mahkum etmek demektir. Hatasıyla, sevabıyla, zaferleriyle, yenilgileriyle, kitaplarıyla, şiirleriyle, piyesleriyle, cesareti ve azametiyle hasılı 79 yıllık ömrünün her bir anıyla o bizim şairimizdir, bu milletin bir değeridir."

Necip Fazıl Kısakürek'in önemine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne mutlu bize ki Necip Fazıl gibi bir hazineye sahibiz. Ne mutlu bize ki bütün yokların arasında bahanelere sığınmayıp büyük Türkiye idealinin peşinde mücadele veren bir büyük mütefekkire sahibiz. Rabbim hepimize bu hazineden layıkıyla istifadeyi nasip etsin. Gençler; bu hazineden istifade etmeyi sakın ihmal etmeyin." dedi.

Konuşmasının sonunda Necip Fazıl Kısakürek'in "Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,/Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,/Süslenmiş gemiler geçse açıktan,/Sanırım gittiği diyar bendedir./Yaram var, havanlar dövemez merhem;/Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem./Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem/Yollar ki Allah'a çıkar, bendedir" şeklindeki dizelerini seslendiren Erdoğan, ödüle layık görülenlerini tebrik etti.

Kısakürek'in isminin ve davasının yaşatılmasına verdikleri destek dolayısıyla Star gazetesine, Kültür ve Turizm Bakanlığına teşekkür eden Erdoğan, konuşmasını, "Üstada gönüldaşlık yapmış, onunla teşriki mesaide az da olsa bulunmuş bir kardeşiniz olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da inşallah sizlerin yanında olmaya gayret edeceğiz, Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum" diye tamamladı.

ÖDÜLLER

"Necip Fazıl Şiir Ödülü"ne layık görülen Arif Ay'a ödülünü Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk verdi.

Ödülü almaktan dolayı büyük onur duyduğunu belirten Ay, "Şiir benim için hayatın vazgeçilmez bir değeridir. Şiir hayata canlılık katar ve onu bereketlendirir." dedi.

Necip Fazıl'ın eserleriyle ve Büyük Doğu dergisiyle ortaokul, lise yıllarında tanıştığını kaydeden Ay, "Dünya görüşümün biçimlenmesinde katkısı büyüktür. Onu bir kez daha minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Sevgili gençler, Necip Fazıl bütün manevi birikimini, fikrini ve sanatını size emanet etti. Eğer onun kitaplarını okumuyorsanız biliniz ki büyük vebal altındasınız." ifadelerini kullandı.

"Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü"ne layık görülen Aykut Ertuğrul, ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'tan aldı. Ertuğrul, "Bir şeyler yazabilir miyim" diyerek başladığı gün işin buralara geleceğini hiç ummadığını söyledi.

"Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülü"nü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın elinden alan Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, Star Gazetesi yöneticilerine ve jüri üyelerine teşekkür etti.

Tarih konusundaki araştırmalarının sıra dışı olduğunu belirten Ocak, "Tabiri caizse problemli meselelere çomak sokmaya çalıştım. Bunun faydalarını da gördüm, zararlarını da gördüm ama devam ediyorum." ifadesini kullandı.

"Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"ne layık görülen Prof. Dr. Muhammed Harb'e ödülünü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak takdim etti.

Osmanlı tarihi, Necip Fazıl, Ömer Seyfettin, Mehmed Akif gibi edebiyatçılar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Harb, Türkçe olarak yaptığı konuşmasında Necip Fazıl Kısakürek ile tanışma hikayesini anlattı.

Mısır'da okurken, Türk bir öğrencinin kendisine Türk halkı için bir şey yapmak istiyorsa Necip Fazıl'ın eserlerini tercüme etmesini önerdiğini dile getiren Harb, İstanbul'a geldiğinde Kısakürek ile tanıştığını daha sonra samimi arkadaş olduklarını vurguladı.

Harb, "Bir Adam Yaratmak" eserini Kısakürek vefat ettikten sonra Arapça'ya tercüme ettiğini, Arapça'ya çevrilen Necip Fazıl'ın eserlerinin çok etkili olduğunu söyledi.

"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü" ise Fatih Baha Aydın'a, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy tarafından verildi.

Aydın, bu sene beşinci kez verilen bu ödülün kültür ve sanat dünyası için taşıdığı önemin tartışılmaz olduğunu, yaşı gereği Üstadı tanıyamadığını ama eserlerinin her daim yolunu aydınlatan bir fener gibi olduğunu vurguladı.

"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü"nü alan diğer isim Yasemin Karahüseyin'e ise ödülünü Emine Erdoğan takdim etti.

Karahüseyin, edebiyatın insanın iç dünyasının başka insanlara, geleceğe aktarılması ve emanet edilmesi olduğunu belirterek, "Necip Fazıl 'Reis Bey'i yazmasaydı merhamet ve adalet kavramlarının sözlükleri aşan anlamları yerleşmezdi içimize. Edebiyatın kültür ve uygarlığımızın beşiği olan bu topraklarda doğmuş bir yazar olarak bana emanet edilen hikayeleri zamana taşımaya çalışıyorum." şeklinde konuştu.

"Necip Fazıl Saygı Ödülü"ne ise Prof. Dr. Nevzat Atlığ layık görüldü. Atlığ'a ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim etti.

Necip Fazıl'ı büyük şair, büyük düşünür, Türk İslam sentezinin mimarı ve mücahidi olarak nitelendiren Atlığ, "Bu ödülden ziyadesiyle memnun kaldım." dedi.

Atlığ, musikinin toplumda sosyal hayatın doğumdan ölüme kadar her safhasında mevcut olduğunu dile getirerek, Türk müziğinin Anadolu topraklarında Osmanlı döneminde ve entelektüel çevrelerde gelişmesini tamamladığını ifade etti.

Jürisinde Beşir Ayvazoğlu, Turan Karataş, Necip Tosun, Fatih Andı ve Osman Konuk'un yer aldığı ödül gecesine kültür ve sanat dünyasından önemli isimler katıldı.

Yorumlar (0)
14
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:18
Güneş 05:45
Öğle 12:36
İkindi 16:19
Akşam 19:18
Yatsı 20:39